Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Katar ve Pakistan'daki temaslarının ardından dün Afganistan'ın başkenti Kabil'e geçti. Hamid Karzai Havalimanı'nda Türkiye'nin Kabil Büyükelçisi Oğuzhan Ertuğrul, Afganistan Türk Görev Kuvveti Komutanı Albay Yaşar Dilber, Afgan yetkililer ve diğer ilgililerce karşılanan Akar'ın ilk durağı Afganistan Türk Görev Kuvveti Komutanlığı oldu.
AKAR’DAN PERSONELE TEBRİK
Burada faaliyetlere ilişkin bilgi alan Akar, daha sonra komutanlık personeli ile öğle yemeğinde bir araya geldi. Yaptıkları önemli ve başarılı görevlerle Türkiye'yi gururla temsil eden personeli kutlayan Akar, son dönemde Türkiye'nin çevresinde önemli gelişmelerin olduğuna, bunların da her geçen gün süratle değiştiğine dikkati çekti. Gelişmelerin yakından takip edildiğini ifade eden Akar, "Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, TSK olarak elimizden geldiği kadar dün olduğu gibi bugün de büyük bir dikkat, hassasiyetle bize verilen görevleri en iyi şekilde yapmak, ülkemizin, milletimizin hak ve hukukunu korumak, egemenlik ve bağımsızlığının devamı, uluslararası hukuktan doğan haklarımızı korumak ve kollamak için arkadaşlarımız gece, gündüz büyük bir azim ve kararlılıkla görevini yapıyor." diye konuştu.
TSK'nın bir taraftan 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarında, diğer taraftan 462 bin kilometrekarelik mavi vatanda üzerine düşen görevleri aralıksız yapmaya devam ettiğini belirten Akar, "81 milyonun güvenliği bizim için esastır. Burada herhangi bir ayrım, ayrılık, gayrılık asla ve kat'a söz konusu değildir." dedi.
Milli Savunma Bakanlığının yeni yapısı altında TSK'nın bir bütün olarak bundan önce olduğu gibi Anayasa çerçevesinde, yasalar doğrultusunda milletinin emrinde, görevinin başında olduğunu ifade eden Akar, FETÖ, PKK/YPG/PYD ve DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadelenin aralıksız sürdüğünü, en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar da devam edeceğini belirtti.
‘OPERASYONLAR BAŞARIYLA GERÇEKLEŞİYOR’’
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarının başarıyla gerçekleştirildiğini hatırlatan Akar, "Hem planlama hem icra safhasında hiçbir ordunun, ülkenin göstermediği kadar sivil halka, masum insanlara, çevreye zarar vermemek için azami dikkat, hassasiyet gösterilmiştir. Operasyonlardan sonra bir Musul'un, Halep'in, Doğu Guta'nın, Rakka'nın haline bakın bir de Afrin'in fotoğrafına bakın." diye konuştu.
Terör örgütünün, Irak'ın kuzeyindeki varlığına dikkati çeken Bakan Akar, şöyle devam etti:
"Bunu Bağdat'la görüşüyoruz, oradaki Iraklı kardeşlerimize bunu anlatıyoruz beraber operasyonunun yapılması konusunda, onlarla iş birliği yapmaya açık olduğumuzu tekrar tekrar söylüyoruz. Diğer taraftan da Irak'ın kuzeyinden gelip bizim güvenlik güçlerimizi, halkımızı öldüren, onları katleden bu alçakların oradaki varlıkları da bir gerçek. Onlar orada durduğu müddetçe bizim Irak'ın kuzeyinde de operasyonlarımızın devam edeceğini kendilerine söylüyoruz. Operasyonlarımız devam edecek."
Sincar ve Karacak Dağı bölgelerindeki terör hedeflerine yönelik düzenlenen hava harekatını anımsatan Akar, "Bir laf çıkmıştı, 'Teröristler Kandil'den taşınacaklar, Sincar'da yeni bir Kandil kuracaklar.' Bunun imkan ve ihtimali yok. Hiçbir şekilde nasıl ki Suriye'nin kuzeyinde bir terör koridoruna müsaade etmiyorsak aynı şekilde Sincar'ın da herhangi bir şekilde ikinci bir Kandil olmasına asla müsaade etmemiz söz konusu değil." dedi.
"HERKESİN AKLINI BAŞINA TOPLAMASI LAZIM"
Akar, 462 bin kilometrekarelik mavi vatandaki hak ve menfaatlerin de korunduğunu belirterek, bununla ilgili herhangi bir tereddüdün olmadığını belirtti. "Herhangi bir şekilde haklarımızdan ödün vermemiz söz konusu değil." ifadesini kullanan Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hiçbir şekilde Ege'de, Akdeniz'de, Kıbrıs'ta Türkiye Cumhuriyeti devletine, KKTC'ye karşı hiçbir oldubittiye müsaade etmeyeceğimizi, bizim olmadığımız hiçbir kararın, alınacak hiçbir tedbirin de geçerliliğinin, yaşama şansının olmadığını da tekrar tekrar dile getirdik. Biz iyi komşuluktan, dostluktan, barıştan, istikrardan yanayız. Buralarda yaşayan insanların barış, huzur, refah içinde yaşamasından yanayız ancak bunun dışında da hiçbir şekilde, her ne pahasına olursa olsun haklarımızdan asla ödün vermeyeceğimizi herkesin bilmesi, aklını başına alması, tahriklerden, provokasyondan uzak durması aksi halde bunun bedelinin ağır olacağını bilmesi lazım. Bu konuda her türlü tedbirimiz, hazırlığımız vardır. Ülkemizin ve milletimizin hak ve hukukunu korumak adına gereken neyse bunların hepsi de yeri ve zamanı geldiğinde gerçekleştirilecektir. Hiçbir şekilde kıyılarımıza yakın mesafelerde, Ege'de, Akdeniz'de, Kıbrıs'ta yapılan provokasyonların etkisinin olmayacağını, bunlardan dolayı herhangi yanlış hesaplara girmemeleri gerektiğini, bu şekilde bir yere varmalarının, bir şey elde etmelerinin mümkün olmadığını da herkesin bilmesi lazım. Herkesin aklını başına toplaması, herhangi bir maceraya sebebiyet vermemesi lazım. Muhataplarımıza bizim en samimi, ciddi tavsiyelerimiz bunlardır. Dolayısıyla gerginliği artırmanın kimseye faydası yok. Ege'de, Akdeniz'de gerginliğin artırılmasından herkesin uzak durmasının ülkelerimizin lehine olduğunu da bir kez daha ifade etmek istiyorum."