Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Yeni Zellanda'daki sapık, cani katilin manifestosunda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye'ye atıf yapmasının boşuna olmadığını belirterek, "Bu mesele, sapkınlık içinde bulunan bir iki kişinin yaptığı hadise değildir. Bunun arkasında yatan zihniyetin çok iyi analiz edilmesi gerekir" dedi. "İslami terör" ifadesi kullanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının hezimetten öteye gitmediğini kaydeden Kalın, bunun teröristleri sevindirdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ı Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki makamında ziyaret etti. Ziyaretin ardından dün Yeni Zelanda'da gerçekleşen terör olayını değerlendiren Kalın, "Dün yaşanan hadise çok açık ve net şekilde son yıllarda artış gösteren Müslümanlara yönelik nefretin ve İslam karşıtlığının teröre yönelik hazin örneklerinden bir tanesi. Daha önce Cumhurbaşkanımızın bu konuda yaptığı pek çok uyarı vardı. Küresel manada İslam karşıtlığının, Müslüman nefretinin, azınlık ve göçmen karşıtlığının bu tür şiddet olaylarına dönüşebileceğine dair. Fakat bunlara kulak verilmediği için bu tür hadiseleri daha sık görmeye başladık. Daha önce Norveç'te Anders Breivik adında kişi 77 kişiyi benzer bir zihniyetle katletmişti. Fransa, Amerika ve başka ülkelerde benzer olaylar yaşandı. Ama bunlara dönük kapsamlı ve sistematik tedbir alınmadığı için en son Yeni Zelanda'da masum 49 tane insan hayatını kaybetti" diye konuştu.
"Müslümanlara yönelik şiddet eylemlerinin sıradanlaştırılması, normalleştirilmesi, hatta yer yer şiddetin estetize edilmesi sonucunu doğruyor"
"Taziye mesajları, üzüntü ifadeleri önemli olmakla beraber, yeterli değildir" diyen Kalın, "Özellikle batılı ülkelerin dün yaşanan hadise ile ilgili yaptığı değerlendirmelere baktığımız zaman bunları böyle üzüntü ifadesinde ibaret olduğunu asıl meselenin özüne değerlendirmeden yoksun olduğunu görüyoruz. Yapılan bazı açıklamalarda, terör eylemini kınadıklarını söylemekle beraber, bu teröristin sahip olduğu zihin dünyasına ilişkin iddialarını ve ideolojisine yönelik değerlendirmenin yapılmadığını görüyoruz. Tepkilerin çok daha sert, çok daha kapsamlı ve derinlikli olması gerekir. Bu saldırıyı yapanın adı Müslüman olan bir kişi olsaydı Müslümanlar yerine bir kilise veya havrada Hristiyanlar öldürülseydi dünyanın tepkisi çok daha farklı olurdu. Müslümanlara yönelik şiddet eylemlerinin sıradanlaştırılması, normalleştirilmesi, hatta yer yer şiddetin estetize edilmesi sonucunu doğruyor. Bu katilin, bu caninin yaptığı katliamı sosyal medya üzerinden canlı olarak yayınlaması da bu şiddeti estetize edip, benzer hadiseleri teşvik etme gayretinin bir uzantısı olarak görülmeli" açıklamasını yaptı.
"Bir sapkınlık içerisinde bulunan bir kişinin, iki kişinin yaptığı hadise değildir"
Karşılarında çok ciddi bir sorun olduğunu ifade eden Kalın, şunları söyledi:
"Bu mesele sadece zihni psikoloji sorunları olan, ideolojik bir sapkınlık içerisinde bulunan bir kişinin, iki kişinin yaptığı hadise değildir. Bunun arkasında yatan zihniyet dünyasını, bu insanları kimin beslediğini, kimlerin desteklediğini, finansal, eğitim, medya anlamında bunları kimin bu noktaya getirdiğinin çok iyi analizi yapılması gerekir. Bu bir iklim ve muhit meselesidir. Bu iklimi oluşturan, bu muhiti besleyen bu sorunlu ideolojik yaklaşımları ortadan kaldıracak adımların, tedbirlerin mutlaka atılması lazım. Sadece batılı ülkeler için değil, İslam ülkelerinin de birlik ve beraberlik içerisinde hareket edip, dünyanın her yerinde yaşayan Müslüman azınlıklara sahip çıkması gerekiyor."
"Bu konuyu yakın şekilde takip etmeye devam edeceğiz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı sıfatıyla bu konuyu en yakın takip eden lider olduğunu anlatan Kalın, "Dünden bu yana temasları ve açıklamaları. Bugünde Cumhurbaşkanı Yardımcımız ve Dışişleri Bakanımız Yeni Zelanda'ya gidiyor. Yeni Zelanda hükümeti ve halkına taziyelerini iletecekler, hem de oradaki toplulukla birlikte beraberlik içerisinde olduklarının mesajını verecekler. Biz bu konuyu yakın şekilde takip etmeye devam edeceğiz. Bu tür hadiselerin yaşanmaması için terörün her türüne karşı hiçbir çifte standarta başvurmadan, sistematik bir şekilde, el birliği içerisinde çalışmaya devam etmemiz gerekiyor" açıklamasında bulundu.
"Bu tür açıklamalar hezimetten öteye gitmeyen açıklamalar"
Dün CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu konuyla alakalı konuşmasının sorulması üzerine Kalın, "Bu tür açıklamalar hezimetten öteye gitmeyen açıklamalar. Bunlar tamda teröristleri sevindiren açıklamalar. Böyle bir terör hadisesi yaşandıktan sonra, amasız, fakatsız bunun mutlak olarak kınanması gerekir. Bunu bu veya şu gerekçe ile izah etmeye başladığınız zaman bu eninde sonunda terörü meşrulaştıran yola çıkar. Avustralyalı bir senatöründe bir açıklaması vardı. Saldırıya uğrayanlar Müslümanlar, öldürülenler Müslümanlar, katledilenler Müslümanlar, mekanı basılan, taran insanlar Müslümanlar ama günün sonunda tekrar günah keçisi olarak öne çıkartılan, suçlanan kişiler yine Müslümanlar. Bunun bir izahı yok. Burada hepimizin beyaz ırkçı, yeni haçlı zihniyetinin yeniden reenkarnasyonu olarak karşımıza çıkan bu zihniyete karşı bizim el birliği ile mücadele etmemiz gerekiyor" diye cevapladı.
"Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı böyle hedef gösterildiği bir ortamda herkesin Cumhurbaşkanımızın yanında olması gerekir"
"Bu sapık, cani katilin sözde manifestosunda Cumhurbaşkanımıza ve Türkiye'ye atıflar yapması boşuna değil" diyen Kalın, "Kendince tarihi bir anlamı var, orada anlatıyor. Bugün Türkiye'nin geldiği nokta itibariyle neye tekabül etmesi açısından manidar. Türkiye, bugün dünyada yaşanan adaletsizliklere itiraz eden en önemli ülke haline gelmiş durumda. Bunu da Cumhurbaşkanımız "dünya beşten büyük değildir" diyerek, "dünya sisteminin adalet üretmediğini" söyleyerek ifade ediyor. Bu katilin, bu teröristin Cumhurbaşkanımızı ismen hedef göstermesi bizim için çok şaşırtıcı değil. Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı böyle hedef gösterildiği bir ortamda herkesin Cumhurbaşkanımızın yanında olması gerekir. Bu ana muhalefet lideri de olur, Avrupalı liderler de, İslam ülkelerinden liderler de olur. Çünkü, bu hedef göstermenin arkasında neyin yattığını, göç politikaları, mevcut dünya düzeninin eleştirilmesi gibi konulara baktığınız zaman bunlara karşı bizim safımızı net şekilde ortaya koymamız gerekiyor" şeklinde konuştu.