Halil İbrahim Cahit Erdoğan, 1936 yılında babası tarafından açılan "Bulamadım Çarşısı" adlı dükkanı babası öldükten sonra iletmeye başladı.
Dükkanı işletmeye başladığından beri iç düzen dahil hiçbir şeye eline sürmeyen Erdoğan, babasının anısını yaşatmak için dükkandaki tek bir ürünü de satmıyor
Dükkana alışveriş için gelen tanıdıklarını bahane ile gönderiyor, yabancılara ise bir tanıdığının yerine baktığının söyleyerek satış yapamayacağını belirtiyor.
Erdoğan, dükkanda bulunan çoğu ürünün fabrikasının kapandığını, satış yapsa yerine yenilerini alamayacağını belirterek “Bizim ilk dükkanımız 1936 yılında Daltaban Mahallesi’nde açmıştık. O dükkanın kokusu hala nefsimde, beynimde, kalbimde."
Daha sonra bu dükkana taşındıklarını söyleyerek "Burayı da bizden başkaları daha çok para vermelerine rağmen babama saygıları bol olduğu için babama layık gördüler. 1971’den beri bu mesleğin içerisindeyim. Burası babamın benim değil. Ben babam sağken burayı süslü dükkanlar gibi yapmak istedim ama babam beni kovdu. Vitrinleri değiştirecektim kovdu beni."
"O gün bugündür böyle. Burayı istesem süslerim püslerim ama gelesim yok. Burada olan malzemeler o zamandan kalma. Beni tanıyarak buraya gelenleri başımdan savıyorum, beni tanımayanlara da emanet duruyorum diyorum. Bunları satsam yenisini nasıl alayım o nedenle satmıyorum. Onları gördükçe eskilere gidiyorum. Ölene kadar böyle devam edeceğim, buradaki malzemeleri satmayacağım. Bunları satsam aynı malzemeleri bulamam ki alayım. Ürünlerin çoğu piyasadan kalktı, fabrikaları da yok. Bu dükkan bana geçmişimizi hatırlatıyor." dedi.
İnsanların aradığını bulamadıkları zaman buraya geldikleri için dükkana "Bulamadım Çarşısı" ismini verdiklerinin söyleyen Erdoğan "Babam bu dükkanı bana bıraktı, mühim olan onun anısını, hayatını, onun teneffüs ettiği havayı teneffüs etmek."
"Yoksa marketler var ben de açardım. Ben burada babamın anısını devam ettiriyorum. Babamdan sonra hiç raflara dokunmadım. 1971’de ne ise o. Değiştirmek istediğimde de kovmuştu zaten." ifadelerine yer verdi.