İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Elazığ'ın Sivrice ilçesinde meydana gelen 6,8 şiddetindeki depremin ardından yapılan çalışmalar ile ilgili son durumu paylaştı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yaşamın normale döndürülmesi için büyük gayret sarf edildiğini de belirtti.
Soylu, hasar tespit ekiplerinin aralıksız çalışma yaptıklarına işaret ederek, "Şu ana kadar Elazığ'da 26 bin 500 binada hasar tespiti yapıldı, 11 bini aşkın da Malatya'da yapıldı. Hem Elazığ'da hem Malatya'da 38 bin civarında bina taranmış oldu." ifadelerini kullandı.
"Yüzde 25 civarında ağır hasarlı ve aynı zamanda da orta hasarlı yıkık bilançosu ortaya çıkıyor." diyen Soylu, bunun da kentin yapı stokunun elden geçmesi ve yenilenmesi gerektiğini ortaya koyduğunu vurguladı.
Bakan Soylu, hasar tespit çalışmalarının salı akşam itibarıyla büyük ölçüde tamamlanmış olacağını aktararak, orta hasarlı binalara yapılacak güçlendirmenin ardından girilebileceğini anlattı.
Bugüne kadar 1839 artçı deprem olduğunu bildiren Soylu, Elazığ'da 2 bin 500'ün üzerinde konteynerden oluşturulacak geçici konaklama merkezinin kurulacağını ifade etti.
BAKAN SOYLU, ARAMA KURTARMA ÇALIŞMASI SIRASINDAKİ DİYALOĞU ANLATTI
Bakan Soylu, arama kurtarma çalışmaları sırasında enkaz altında kalan yakınının kurtarılmasını bekleyen bir kişiyle arasında geçen konuşmaya değinerek, şunları dile getirdi:
"Enkaz altından bir vatandaşımız çıkarıldı. Bir kişi orada bekliyordu, 'belki senin yakınındır' diyerek yanıma çağırdım. Yakını olmadığını görünce yüzü hafif hüzünlendi ama bu bir saniye bile sürmedi, 'Allah'a şükür çıktı.' dedi. Kendi yakını enkazın altındaydı, çıkarılan kişi kendi yakını değildi. Ben o anda yüzüne 'Evet o' diye tasdik etmesi için baktım. O anda yüzündeki ifade değişti ve 'Allah'a şükür hiç olmazsa bu kurtuldu.' dedi. Bu duygular başka. Milletimizin, ülkemizin, bütün insanlığın başına tekrar böyle bir felaket gelmesin. Güçlü devlet, vatandaşını en zor dönemde yalnız bırakmayan devlettir. Sayın Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun. Depremde bize yansıyan bir tek eksiklik söz konusu değil."
14 bin 600 psikososyal ve rehberlik hizmetinin verildiğini dile getiren Soylu, Gençlik ve Spor Bakanlığı ekiplerinin çocuklara yönelik iyi hizmetler sunduğunu kaydetti.
ÇADIRLARDA KALAN VATANDAŞLARIMIZA YANGIN TÜPÜ DAĞITILIYOR
Bakan Soylu, "İtfaiye ekiplerimiz çadırlarda yangın çıkmaması için yangın tüpü dağıtıyor. Bunun eğitimi de veriliyor. Bunların hepsi önemli." dedi.
Sağlık hizmeti sunmak üzere 9 sahra çadırı kurulduğunu, günlük 176 noktada 58 bin kişiye yemek verildiğini ve 65 bin kumanya dağıtıldığını belirten Soylu, çölyak hastalarına özel yemek hazırlandığını, 30 bin ton kömür dağıtımının gerçekleştirileceğini hatırlattı.
"VATANDAŞLARIN MAĞDUR OLMAMASI İÇİN CİDDİ ÇABA ORTAYA KOYMAYA ÇALIŞTIK"
Bakan Soylu, şöyle devam etti:
"Devletimiz, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler, Çevre ve Şehircilik ile İçişleri bakanlıkları marifetiyle şu ana kadar 67,5 milyon lira para aktardı. Yıkılan, ağır hasarlı binalara ödemeler de başladı. Hasar tespitlerinin sonucu beklenmeden hem Malatya'da hem Elazığ'da kira ve eşya yardımları hemen başladı. Yıktığımız ve yıkılan binaların hemen hemen tamamına, köyde ise 5 bin lira, şehirdeyse 30 bin lira eşya parası, aynı zamanda da 11 bin lira kira, taşınma yardımları hesaplara çıkartıldı. Gece saatlerinde, pazar günleri bankalar açık bırakıldı. Vatandaşların mağdur olmaması için ciddi çaba ortaya koymaya çalıştık."
ELAZIĞ'DA 12, MALATYA'DA 5 OKUL YAPILACAK
Elazığ'ın tamamında, Malatya'nın Doğanyol, Pütürge, Kale ve Battalgazi ilçelerinde okulların 10 Şubat'ta açılacağını anımsatan Soylu, hayırseverler vasıtasıyla 12'si Elazığ'da, 5'i Malatya'da olmak üzere 17 okul yapılacağını bildirdi.
Hasarlı okulların yıkımına başlandığını, kısa süre içerisinde yeni okulların yapımına başlanacağını aktaran Soylu, "Öğrencilerin hangi okullara nakledileceği de planlandı. 12 okulda yaklaşık 14 bin 750 öğrenci başka okullara naklediliyor. Bu da Milli Eğitim Bakanlığımızla koordineli şekilde gerçekleştiriliyor." şeklinde konuştu.
Soylu, hasarsız ve az hasarlı binalarla ilgili vatandaşlara telefonla aranmak suretiyle bildirim yapıldığını, bu bildirimin valilik sitesinde de yer aldığını kaydetti.
"BROŞÜR, VATANDAŞLARA DAĞITILACAK"
"Birlik içinde el ele" başlıklı broşür hazırlandığını hatırlatan Soylu, broşürde depremde zarar gören binaların durumu, hasar tespit çalışmaları ile depremzedelere yapılacak yardım ve destekler hakkında bilgiler yer aldığını, bunların vatandaşlara dağıtılacağını dile getirdi.
"BİR BİLGİ EKSİKLİĞİ VE KARIŞIKLIĞI SÖZ KONUSU"
Kanunda "afet bölgesi" diye tanımlanmış kavramın bulunmadığına dikkati çeken Soylu, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Böyle bir afetle karşı karşıya kaldığımızda İçişleri Bakanlığı olarak bizim yapacağımız ilk iş AFAD'la beraber, bu genel hayata etkili oluyor mu, bunun tespiti. Genel hayata etkili oluyorsa, biz genel hayatı etkililik ortaya koyarız. Hasar tespitleri, yardımlar, yapılacak evler başta olmak üzere gerçekleştirileceklerin tamamı genel hayatı etkililikle ilgili ortaya koyduğumuz bir süreçtir. Bu süreç bizim bu tip afetlerle, sadece depremde değil selde, heyelanda da gerçekleşen anlayışın adıdır. Bir de 'afete maruz bölge var', bir bölge artık yaşanılmayacak hale gelmişse biz burada hayatı durdururuz. Bu şehri, ilgili bölgeyi durdurmak demektir. Elazığ böyle değil. Elazığ'ın hayatını durdurabilecek durum söz konusu değil. Biz Elazığ'ın ticaret, eğitim, ekonomik, sosyal hayatını normalleştirmek için bütün çabaları ortaya koyuyoruz. Zannediyorum bir bilgi eksikliği, karışıklığı, yanlışlığı söz konusu. Siyasal olarak da bunlar dile getiriliyor, anlıyorum ki onlarda da bilgi yanlışlığı, eksikliği var."
"BUNLAR İNSANLIK DIŞI YORUMLAR"
"Malatya'da Alevi köylerine yardım yapılmadığı" iddialarına da değinen Soylu, bunların insanlık dışı yorumlar olduğunu vurguladı.
"Bunu dile getirmeyi bile kendi adıma ayıp addederim." diyen Soylu, şunları söyledi:
"Bunu söylemek bile ayıptır. Bunu, kendi açıma, insanlığıma yakıştıramam. Böyle bir şeyi hiçbir arkadaşımız insanlığına yakıştıramaz. İki tip gönüllü var. İşini gücünü bırakmış, başka vilayetlerden gelmiş, depremden az etkilenmiş, ne katkı koyarım diye düşünen bir tip gönüllü var, bunlar iyilik melekleri. Bir de 'kötülük melekleri' var. Bu hayatın her döneminde var. Çok da takmamak, kale almamak lazım. Burada kimsenin böyle bir derdi olamaz. Böyle bir şeyi düşünmek bile insanlık dışı yaklaşımdır."