Bakan Soylu, Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan Trafik Medya Ödülleri programında konuştu.
Bakan Soylu, trafik meselesinin uzun yıllardır Türkiye'nin en önemli güvenlik problemlerinden birisi olarak varlığını sürdürdüğünü söyledi ve trafik kazalarının ve ölümlerin yüzde 50 azaltılması hedefinin 2020 yılının sonu itibarıyla Türkiye'de karşılığını bulacağını belirtti.
İçişleri Bakanlığı tarafından İstanbul özelinde yapılan bir araştırmada, insanların başlarına gelmesinden en çok korktukları olaylarda trafik kazasının yüzde 39,2 ile ikinci sırada yer aldığını aktaran Soylu, şu bilgileri paylaştı:
"100 bin nüfus başına düşen trafik kazalarındaki can kaybı rakamının ABD ve Rusya'da bizden fazla olduğunu belki bilmiyor olabiliriz. ABD'de rakam 100 binde 12, Rusya'da 15. AB ortalaması 5. Fransa 4,5, Almanya 3,8. İngilizleri gerçekten bu konuda takdir etmek gerekir. Orada yüz binde 2,5. Neredeyse dünyanın en iyi noktasına gelmiş. Bizde 4 yıl önce 9,6'lardan başladı. Geçen yıl güzel bir rakam inişi yakaladık. Bu bizim için yeterli değil. 6 bin 675 kişiden bahsediyoruz ki ortalama bir Anadolu ilçesinde herkesin hayatını kaybetmesi demektir. Bu yıl hep birlikte büyük bir iş yapıyoruz. Şu an 100 bin kişi başına can kaybı rakamımızın eldeki verilerle yıl sonu için ortalaması 6,2. İnşallah 2020'de AB ortalamasına düşmeyi planlıyoruz yani 100 binde 5'e düşmeyi planlıyoruz. Bu rakamları bilmek veya ezberlemek zorunda değiliz. Ama bu ülkede, trafik kazalarında yaşadığımız can kayıplarının terörden çok çok fazla olduğunu ve basit önlemlerin, bir emniyet kemeri takmanın, direksiyon başında cep telefonu kullanmamanın, hızımızı o anda olduğundan 20 kilometre daha düşürmenin veya motosiklet kullanıyorsak kask takmanın, bu ölümleri yüzde 30-40 azalttığını bilirsek, işte o zaman kendimize ait bir fark ortaya koyabilir, bu istatistiklerin bize temas etmemesini temin edebiliriz."
Soylu, bir meseleyi çözmek için meseleyi bilmenin yanı sıra hissetmek de gerektiğini anlatarak, katılımcılara "İşte sizlere bunun için geliyoruz. Bu salonlarda bunun için toplanıp, sizlerden bunun için yardım istiyoruz. Trafik kazası meselesini hissetmemize, toplumun bunu hissetmesine yardımcı olmanızı istiyoruz." şeklinde seslendi.
Yakın zamanda toplumun hayat tarzlarıyla ilgili yapılan bir araştırmada, vatandaşların boş vakitlerinde yüzde 58-59 oranında televizyon seyrettiği, televizyon karşısında harcanan sürenin ortalama 3 saat olduğu, özellikle akşam saatlerinde toplumun yarıya yakınının televizyon izlediğinin ortaya çıktığını anlatan Soylu, "İşin içinde insan hayatı varken, kanun yapıp kenara çekilemeyiz. Yol kenarlarına polis ve radar doldurmak kısa vadede fark ortaya koyuyor. Bizim hedefimiz alıştırmak, insanımıza trafikteki yanlışları bıraktırmak." dedi.
"TRAFİĞE TOLERANS DENİLEN SİSTEMİ GETİRMEK DURUMUNDAYIZ"
Süleyman Soylu, bakanlığın özellikle 15 Temmuz'dan sonra Türkiye'nin belli başlı güvenlik sorunlarına özel bir önem verdiklerini, terör, uyuşturucu, göç, trafik ve asayiş konularında gerek strateji gerekse kapasite noktasında önemli adımlar attığını, kısa vadeli çözümler yerine sorunlara kalıcı çözüm üreten politikalara odaklandığını, hemen her biri için uygulama politika belgeleri hazırladığını ve uyguladığını belirtti.
Kara yolu güvenliğinin de bu alanlardan biri olduğuna değinen Soylu, şöyle devam etti:
"2017 yılında ilan ettiğimiz Karayolu Trafik Güvenliği Uygulama Politikası Belgesi ile attığımız ilk kararlı adımdı ki Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu stratejinin önemli ayaklarından bir tanesidir. Denetimlerimizi hem kalite hem sayı bakımından artırarak saha sonuçlarına odaklandık. Diğer yandan eğitim faaliyetlerine ağırlık vererek gelecekteki sürücü ve yaya davranışlarını değiştirmeyi hedefledik. Yalnızca denetlenen araç sayısında bile 2016 ile 2018 arasında yüzde 38,5 artış sağladık. Cezayı bilindiği gibi o kadar yüksek yazmıyoruz. Geçen yılla bu yıl arasında ceza yazma konusunda sadece yüzde 1'lik fark var, ceza miktarları konusunda yüzde 6,5'luk. Farklı bir yöntem geliştirmeye çalışıyoruz. İçişleri Bakanı olduğum gün arkadan yazılan cezaların miktarı yüzde 75, yüz yüze yazılan cezaların miktarı yüzde 25'ti. Strateji belgemizin ortak kararına göre biz bunu ilk önce 50-50'ye getirip daha sonra -ki elektronik denetim sistemleri de bu işin içerisinde- yüz yüzeyi yüzde 60'a çıkarıp, 60'a 40, uluslararası bir kabul gören modelleme ve standart içine taşımayı hedeflemiştik. Şu anda 50-50'ye geldik. Eğer becerebilirsek önümüzdeki yıllarda Avrupa'da tolerans denilen sistemi trafiğe getirmek durumundayız. Trafik polislerinin, trafik jandarmasının karşı karşıya kaldığında yönetilebilir bir hatayı gördüğü andan itibaren bir kereliğe mahsus karşıdaki sürücüye veya yayaya tolerans gösterme kabiliyeti, Avrupa'da uygulanan bir yöntemdir. Bu da sürücüyle trafik görevlileri, kanun arasındaki empatiyi geliştirmektedir. Bana göre sayıyı artırmaktan daha önemlisi, yüz yüze denetimi artırmak."
YAYA ÖLÜMLERİNDE YÜZDE 34,5 AZALMA
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2013'te başlatılan ve son yıllarda hızla ivme artırılan trafik dedektifleri projesi kapsamında verilen eğitimlerin etkisiyle son 6 yılda trafik kazaları kaynaklı çocuk kayıplarında yüzde 31 oranında azalış elde edildiğini kaydederek, proje kapsamında yılın ilk 9 ayında 1 milyon 300 bin çocuğa eğitim verildiğini, yıl sonu hedefinin 2 milyon olduğunu belirtti.
"Yaya öncelikli trafik modeli"nin bu kadar hızlı şekilde benimseneceğini ve yayaların bu kadar hakkını savunacağını düşünmediklerini ifade eden Soylu, "Yaya öncelikli trafiğe geçmemizle trafik kazalarındaki yaya ölümlerinde yüzde 34,5 azalma söz konusu." dedi.
Soylu, "Toplam üzerinden bir değerlendirme yaptığımız zaman, araç sayısı ve sürücü sayısı her yıl artmasına rağmen elde ettiğimiz sonuç şu: Trafik kazalarında hayatını kaybeden insan sayısı, ilk 9 ay itibarıyla araç sayısı arındırılmadan geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30,3, yüz bin araç başına ise yüzde 31,5, ölümlü kaza oranı da yüzde 28,5 azalmıştır." diye konuştu.
Çakar kullanımının son zamanlarda önemli bir şikayet konusu olduğuna değinen Soylu, şunları söyledi:
"Ben kendim utanmaya başladım, İçişleri Bakanıyım. Tam 1 yıldır çakar kullanmıyorum. Zorluk çekmiyor muyum? Çekiyorum. Vatandaşımız bu konuda çok ciddi eleştiriler ortaya koydu. Defalarca uyardık. Ama yetkili yetkisiz herkes, zamanlı zamansız herkes, ihtiyacı olup olmayan herkes... Bir bakıyoruz İstanbul'un bütün güvenlik şeritlerinden herkes çakarla gidiyor. Vatandaş şikayetinde yüzde 100 haklıydı. Biz de gereğini yaptık. Yasal düzenlemesini tamamladık. Daha önce bunun cezalarını artırdık, bin liranın üzerine çıkardık cezayı. 100 liralar civarındaydı. 1 Kasım itibarıyla yetkisiz çakar kullanımı noktasında tavizsiz bir uygulamaya başlıyoruz. Kimse kusura bakmasın. Polis ve jandarma kardeşimiz çevirdiği zaman kimde olacağını biliyor. Diğerleri için de korunma statüsünde olan, korunan kişiler ve koruyan kişilerle ilgili neler yapılacağını anlattık. Araç muayenelerinde de çakar takılı olma halinin artık ağır kusur olarak işlem görmesine yönelik düzenleme için adım atılıyor. Şunun şurasında 1 Kasım'a az kaldı. Özellikle araçlarında çakar bulunan vatandaşlarımıza bu konuda herhangi bir esneklik veya müsamaha gösteremeyeceğimizi hatırlatmak istiyorum."
"AMACIMIZ KAZALARDAKİ DÜŞÜŞ TRENDİNİ DEVAM ETTİRMEK"
Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş da trafik hizmetlerinin kalitesini yükseltmek ve vatandaşlara daha hızlı ve etkili trafik hizmeti verebilmek için öncelikle donanımlı personel atamaları gerçekleştirilerek, trafik personeli sayısının artırıldığını, her 15 kilometreye bir ekip düşecek şekilde planlama ve düzenlemeler yapıldığını belirtti.
Kara yollarında güvenli ve sürdürülebilir bir trafik ortamı oluşturmak için altyapı ve mevzuat çalışmalarının yanı sıra trafik kültürünü sağlamlaştırmaya yönelik kampanyaları içeren kapsamlı çalışmalar yapıldığını anlatan Aktaş, "Tüm bu etkinliklerin temel amacı ise kara yolu trafik güvenliği konusunda toplumsal bilinci en üst seviyeye çıkarmak, trafik kurallarına uymayı ortak bir davranış ve yaşam biçimi haline getirmektir." dedi.
Aktaş, "Ortaya koyulan vizyon ve hedefler doğrultusunda yapılan çalışmalar sonucunda trafik kazaları ile bu kazalara bağlı ölüm ve yaralanma sayılarında çok ciddi oranlarda düşüşler sağlanmıştır. Amacımız kazalardaki bu düşüş trendini sürekli hale getirerek, ulaşabileceğimiz en iyi neticeye ulaşmaktır." diye konuştu.
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ise İstanbul'da 2016'da 180 trafik kazasında 203, 2017'de 177 trafik kazasında 186, 2018'de 123 trafik kazasında 141, 2019'un ilk 9 ayında 82 trafik kazasında 83 kişinin; yayaya çarpma şeklinde meydana gelen kazalarda 2017'de 73, 2018'de 42, 2019'un ilk 9 ayında 28 kişinin hayatını kaybettiğini kaydetti.
Konuşmaların ardından trafik konusunda vatandaşları bilinçlendiren ve trafik kuralları konusunda topluma örnek olacak içeriklere sahip "haber programı", "magazin programı" ve "televizyon dizisi" kategorilerinde ödüller verildi.