Yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadelemiz, küresel çapta bir yılı aşkın süredir devam ederken ülkemizde, virüsün bulaş riskini en aza indirmek amacıyla, kronik rahatsızlığı bulunan 60 yaş ve üzeri kamu çalışanlarına idari izin verilmişti. Riskli grupta bulunan bu kişilerin hayatını tehlikeye sokmamak için uygulanan bu sistemin, 1 Temmuz'dan itibaren geçilecek yeni normalleşme ile kaldırıp kaldırılmayacağı da merak konusu oldu. Peki İdari izinler kalktı mı? 60 yaş üstü kronik hastaların izni devam edecek mi? | Kronik hastalar 1 Temmuz'da işe başlayacak mı? İşte detaylar...
İDARİ İZİNLER KALKTI MI? 60 YAŞ ÜSTÜ KRONİK HASTALARIN İZNİ DEVAM EDECEK Mİ?
Cumhurbaşkanlığınca yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarında normalleşme süreci ve alınacak tedbirlere ilişkin genelge yayımlandı. Karara göre; Sağlık Bakanlığının belirlediği kronik rahatsızlığı bulunan 60 yaş ve üzeri çalışanlar ile gebeliğinin 24'üncü haftasından 32'nci haftasına kadarki süre içerisinde bulunan çalışanların idari izinli sayılmaya devam edileceği bildirildi.
Genelgede, Sağlık Bakanlığı ile Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı hariç kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlardan; Sağlık Bakanlığının belirlediği kronik rahatsızlığı bulunan 60 yaş ve üzeri çalışanlar (yönetici pozisyonundakiler hariç) ile gebeliğinin 24'üncü haftasından 32'nci haftasına kadarki süre içerisinde bulunan çalışanların idari izinli sayılmaya devam edileceği bildirildi.
KRONİK HASTALAR 1 TEMMUZ'DA İŞE BAŞLAYACAK MI?
Bu genelge kapsamında idari izinli sayılanların göreve gelmedikleri süre zarfında istihdamlarına esas görevlerini fiilen yerine getirmiş sayılacakları ifade edilen genelgede, söz konusu çalışanların mali ve sosyal hak ve yardımları ile diğer özlük haklarının saklı olup hizmetin yürütülmesi açısından sorumluluklarının görev yerinde çalışanlar ile eşit olduğu, bu çalışanların amirlerinin izni dışında görev mahallinden ayrılmayacağı ve hizmetine ihtiyaç duyulanların görevlerine dönecekleri belirtildi.
Kamu kurum ve kuruluşlarınca bu süreçte ulusal veya uluslararası düzeyde kapalı alanlarda düzenlenecek her türlü toplantı veya aktivitenin gerekli güvenlik önlemleri alınmak suretiyle video/tele konferans gibi sesli-görüntülü iletişim sistemleri vasıtasıyla uzaktan yapılmasına özen gösterileceği vurgulanan genelgede, tüm personelin maske kullanması, çalışma mekanları, yemekhane, servisler ve sosyal alanlarda gerekli mesafenin ayarlanması, bu mahaller ile kamuda kullanılan araçlarda dezenfekte işleminin yapılması gibi gerekli tedbirlerin devam ettirileceği vurgulandı.
KRONİK HASTALIKLAR NELEDİR?
Kronik hastalıklar kabaca 1 seneden uzun süreli tedavi gerektiren ya da hastanın günlük yaşamında 1 seneden fazla kısıtlamaya neden olan hastalık grubudur. Kronik hastalıkların özellikleri:
· Birden fazla faktöre bağlı olarak gelişen, kompleks hastalıklar olması
· Gelişimi uzun süren, bazı hastalarda herhangi bir belirtiye sebep olmadan ilerleyen (asemptomatik) rahatsızlıklar olması
· Hastalığın uzun süre devam etmesi, hastada başka sağlık sorunlarına da yol açması
· Hastada işlevsellik kaybına neden olması şeklinde sayılabilir.
Toplum içerisinde çok farklı kronik hastalığa sahip kişiler bulunur. Ancak bazı kronik hastalıklar, diğerlerine göre çok daha yaygın olarak görülür. En sık görülen kronik hastalıklar:
DİYABET
Diyabet yüksek kan şekeri ile karakterize bir hastalıktır. Tip 1 diyabet, otoimmün kaynaklı olarak yaşamın erken yıllarında ortaya çıkarken; Tip 2 diyabet ise sağlıksız beslenme, genetik yatkınlık, hareketsiz yaşam tarzı gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar. Diyabet hastalığı tedavi edilmediğinde ve kan şekeri kontrol altında tutulmadığında, diyabete bağlı olarak çok sayıda komplikasyon gelişebilir. Bu komplikasyonlar; enfeksiyona yatkınlık, göz hastalıkları, kalp hastalıkları ve inme şeklinde sayılabilir. Tüm bu komplikasyonlardan korunmak için diyabet tedavisine harfiyen uyulmalı ve sağlıksız besinler tüketilmemelidir.
YÜKSEK TANSİYON
Kan basıncının 140/80 değerinin üzerinde olması yüksek tansiyon diğer adıyla hipertansiyon olarak adlandırılır. Hastada tansiyon yüksekliği kendiliğinden ortaya çıkabileceği gibi altta yatan bir rahatsızlığa bağlı olarak da gelişebilir. Hipertansiyon, hastalarda yıllarca hiçbir belirtiye neden olmadan ilerleyebilir ve rutin kan basıncı ölçümü sırasında tespit edilebilir. Bu nedenle kişilerin sağlıklı görünmesine ve herhangi bir tansiyon belirtisi göstermemesine rağmen, düzenli aralıklarla kan basıncı ölçülmelidir. Yüksek tansiyonun erken tanısı ve tedavisi ile; hastalığa bağlı oluşabilecek kalp hastalıkları, böbrek rahatsızlıkları, inme gibi sorunların önüne geçilebilir.
KALP HASTALIKLARI
Ülkemizdeki ölümlerin üçte biri kalp damar hastalıkları nedeniyle gerçekleşmektedir. Kronik kalp hastalıkları; koroner arter hastalığı, kalp kapakçığı rahatsızlıkları, kalp yetmezliği gibi farklı tür rahatsızlıkları kapsar. Tüm bu hastalıklar, kalp fonksiyonunda bozulmaya sebep olur. Kalbin işlevlerini yerine getiremememesi de vücuttaki her organın hasar görmesi riskini taşır. Kronik kalp hastalıkları; diyabet, hipertansiyon, obezite, KOAH gibi diğer kronik rahatsızlıklarla yakından ilişkilidir. Bu kronik hastalıklara sahip kişiler; kalp krizi, damar tıkanıklığı gibi sorunlar açısından risk altındadır.
KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH)
KOAH, akciğerdeki hava akışının tıkanmasına yol açan iltihabi (inflamatuar) bir akciğer rahatsızlığıdır. KOAH hastalarında öksürük, nefes darlığı, aşırı balgam oluşumu, hırıltılı solunum gibi belirtiler görülür. KOAH; sigara içmek, irritan gazlara maruz kalınan ortamda çalışmak gibi risk faktörleri varlığından ortaya çıkar. KOAH hastaları; kalp hastalıkları, akciğer kanseri gibi hastalıklar açısından riskli grupta yer alır. KOAH, zaman içerisinde ilerleyen ve kötüleşen bir hastalık olmakla birlikte uygun tedavi ile hastanın semptomları kontrol altına alınabilir. Tedavide temel amaç; hastanın daha rahat nefes alması, daha az zatürre (pnömoni) geçirmesi ve yaşam kalitesinin artırılması şeklindedir.
ARTRİT (EKLEM İLTİHABI)
Eklem iltihabı ya da diğer adıyla artrit; eklemlerde kızarıklık, şişlik, ağrı ile seyreden bir hastalıktır. Artrit ilerledikçe etkilenen eklemde hareket kısıtlılığı, sertlik gibi durumlar da görülebilir. Artritin pek çok fazla alt türü olmakla birlikte toplumda en sık görülenleri; osteoartrit, romatoid artrit, gut artriti şeklinde sayılabilir. Artritin erken evrede yakalanması ve uygun tedavinin yapılmasıyla ile hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir.
KANSER
Kanser; vücut hücrelerinin bazılarında genetik yapının mutasyona uğraması sonucu gelişen ve anormal bir hücre bölünmesiyle tümör oluşumunun görüldüğü hastalıklar topluluğudur. Ülkemizde görülen ölümlerin yaklaşık dörtte birinden kanser sorumludur. Kanserin yüzlerce farklı türü vardır. Her bir kanser türünün kendine ait farklı özellikleri olabilir. Bazı kanser türlerinde tümörler, günler içerisinde hızlı bir gelişim gösterirken bazı türlerde ise yavaş yavaş ilerleyen ve uzun yıllar alan bir büyüme görülebilir. Kanser türüne ait etkilenen organ, tümör oluşumuna neden olan mutasyon, tümörün yayılma durumu gibi özellikler; uygun tedavinin belirlenmesinde etkili faktörlerdir.
ASTIM
Astım hava yolunun şişerek daraldığı ve aşırı mukus oluşumunun görüldüğü kronik bir rahatsızlıktır. Bu durum da astım hastalarında solunum güçlüğü, öksürük, hırıltılı solunum gibi semptomlara yol açar. Astım çoğu kişi için ciddi bir problem oluşturmamakla beraber bazı hastalarda günlük yaşamı önemli ölçüde etkileyen bir problem olabilir. Astım hastalığı tamamen iyileştirilemez ancak uygun tedavi ile semptomlar kontrol altına alınabilir. Bu sayede astım hastaları yaşamlarına normal bir şekilde devam edebilir.
ALZHEİMER HASTALIĞI VE DİĞER DEMANSLAR
Demans; kişide hafıza ve düşünme becerilerin günlük yaşamı olumsuz etkileyecek ölçüde etkilendiği hastalıklar bütünüdür. Özellikle yaşlanma, demans gelişimdeki en büyük risk faktörlerinden birisidir. Pek çok farklı alt grubu içinde barındıran demansın en sık görülen türü Alzheimer hastalığıdır. Başlangıçta unutkanlık şeklinde başlayan bu hastalık, ilerleyen dönemlerde kişinin çevresindeki kişilerden ve olaylardan tamamen koptuğu bir tabloya dönüşebilir.
KEMİK ERİMESİ
Kemik erimesi ya da diğer adıyla osteoporoz; kemiklerin güçsüzlüğe neden olur. Bu güçsüzleşme, kemiğin hafif bir stres karşısında dahi kırılmasına yol açar. Kemik erimesi başta menopoz sonrası dönemdeki kadınlarda görülse de ileri yaştaki erkeklerde de bu sorunla karşılaşılabilir. Uygun tedavi, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz ile kemik erimesi önlenebilir.
DEPRESYON
Kronik hastalık tanımı, fiziksel rahatsızlıkların yanı sıra psikiyatrik hastalıkları kapsar. Depresyon sürekli üzüntü hali ve çevreye ilginin kaybolduğu ruh hali ile karakterize bir rahatsızlıktır. Depresyon; kişinin duyguları, düşünme şekli ve davranışları üzerinde etki gösterir. Depresyon hastalarında; hayatın yaşamaya değer olup olmadığı gibi düşünceler görülebilir. Hasta, günlük işlerini yapmakta zorluk yaşayabilir. Depresyon hastaları uzun süreli tedavi ile eski sağlığına kavuşabilir.