Bu ayet, eş hayatta ve eşlik niteliği devam ederken aynı anda onun kız kardeşi ile evlenmenin haram olduğunu açık olarak bildirmektedir. Evlenilmek istenilen kadınlardan her birisi erkek olarak varsayıldığında diğeri ile evlenmesi yasak ise onların ikisini bir nikah altında birleştirmek de yasaktır.
Fakat yalnızca birisi erkek farz edildiğinde evlenmeleri yasak olup, diğeri erkek farz edildiğinde yasak değilse, ikisi bir nikahta birleştirilebilir. Mesela kızlar ile onların üvey anneleri gibi. Bunlardan kızlar erkek sayılsa üvey anneleriyle evlenemezler; fakat üvey anneleri erkek farzedilseydi bu durumda önceden kızlar ile evlenebileceklerinden, bir nikahta cem edilmeleri de mümkündür. Gelinler ile kayınvâlideleri de böyledir (Serahsî, el-Mebsût, 5/137; İbn Kudâme, el-Muğnî, 7/88; Şirbînî, Muğni’l-Muhtâc, 4/295).
Resmi nikâh dinen de geçerli midir?
İslama göre nikâh, evlenme ehliyetine sahip ve aralarında evlenmelerine dinî açıdan bir engel bulunmayan kadın ile erkeğin (veya vekillerinin) şahitler huzurunda “seni aldım, sana vardım, nikahladım ve zevceliğe kabul ettim. ” gibi sözlerle, birbirleriyle evlenmeleri konusunda karşılıklı rızalarını ifade etmelerinden (îcap ve kabulden) ibarettir (İbn Nüceym, el-Bahru’r-râik III, 82 vd. ). Bu nikâh akdinin gizli değil, evlenecek olanların kendi aileleri ve yakın çevrelerinin bilgisi dâhilinde icra edilmesi gerekir. Bütün şartların yerine getirilmesi neticesinde icra edilen bu şekildeki bir resmi nikâh, dinen de muteberdir.
Resmi nikâhtan sonra evlenecek kişiler, isterlerse evlerinde veya münasip bir yerde istedikleri kişilere Kur’an-ı Kerim’den bir bölüm okutup dua ettirip nikah kıydırabilirler. Ancak günümüzde resmi nikah olmadan dinî nikah yapılması, hem kanunen suç ve hem de kadının ve çocukların hukuklarının korunması açısından uygun değildir. Nitekim Osmanlı Aile Hukuku kararnamesinde de şehrin kadısına kayıt yaptırılması şart koşulmuş ve nikahın tescili üzerinde ısrarla durulmuştur.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı