Türk Ocakları Polatlı Şube Başkanı İlhan Dereköy, Doğu Türkistan'da Türklere yapılan zulüm ile ilgili, "Doğu Türkistan Türklerin atalarının, köklerinin geldiği yerdir. Doğu Türkistan, Türklüğün ve İslam'ın doğudaki kalesidir. Doğu Türkistan'ın düşmesi Batı Türkistan'ın düşmesi demektir. Doğu Türkistan'ın düşmesi, Kafkasya ve Anadolu'nun düşmesi demektir" dedi.
Kâşgar'daki camilerin yüzde 70'inin yıkıldığını belirten Türk Ocakları Polatlı Şube Başkanı İlhan Dereköy, "Türkiye'nin jeostratejik konum itibariyle lojistik alanı daima Türkistan ve Kafkasya olmuştur. Hiçbir zaman Ortadoğu veya Kuzey Afrika olmamıştır. Günümüzdeki çevre bölgelere dönük bizim algı veya devletin bakışına baktığımızda esas önemli olması gereken Türkistan ve Kafkasya, Ortadoğu'nun ikinci planında kalmıştır. Büyük milletlerin ülküsü olur. Ülküsüz milletler medeniyet inşa edemezler ve dünyada öncü olamazlar. Kızılelmamızı kaybettik çöküşümüz başladı. Çin'in ise ne kadar Türklerin yurduna genişlersek, ne kadar Türkleri asimile edersek, bizim de ömrümüz o kadar uzun olur diye ülküsü var. Çin, Türkiye'de sürekli ideolojik ve etnik bölücülere örtülü veya açıktan destek vermiştir. Eğitim ve kültür alanında yaptığı yatırımlarla güçlü Çin lobisi ağını oluşturmuştur. Çin, Doğu Türkistan'da kültürel ve fiziki kıyıma son sürat devam ediyor. Çin, sakallı veya örtülü Uygur Türkü'nü ihbar edene 300 dolar, saldırı hazırlığında olanları ihbar edene 750 bin dolar gibi ödül koydu. Kaşgar'da mevcut camilerin yüzde 70'ini yıktı. Kardeş aile uygulaması adı altında her Doğu Türkistanlı'nın evine bir Çinli erkek yerleştirerek namus ve iffetleri tarumar ediliyor. Gözaltı süreleri resmiyette 15 gün, pratikte daha uzun, hatta yıllarca. Tutuklular İslam'ı reddetmeye, kendilerini ve sevdiklerini durmaksızın eleştirmeye ve partiyi yüksek sesle övmeye zorlanıyorlar. Helal olmayan yemeklere, içki içmeye zorlanıyorlar. Müslüman ailelerin çocuklarının dini faaliyetlere katılmasını engelleyen yeni düzenlemeler yapıldı. Başörtüsü ve sakal dâhil İslami kılık kıyafeti yasaklayan düzenlemeler var ve Çinli otoritelerin aşırıcı olarak gördüğü düzinelerce ismin çocuklara verilmesi de yasaklandı. Son zamanlarda gelen haberlere göre isim yasağı, 16 yaşına kadar olan çocuklara kadar uzandı. Yine Müslüman ailelerden evlerindeki seccade ve Kur'an gibi dini eşya ve kitapları yetkililere teslim etmeleri emredildi. Çin hükümetinin 2016'da başlattığı cami onarımı kampanyası çerçevesinde Kâşgar'daki camilerin yüzde 70'i yıkıldı" dedi.
"Doğu Türkistanlılar kamplarda İslam'ı reddetmeye zorlanıyor"
Doğu Türkistanlılar'ın sakal bıraktığı, evinde Kur'an bulunduğu için kamplara gönderildiğini ifade eden Dereköy, "Pek çok aydın ve iş adamı, dini inançları ve dini vecibelerini yerine getirmeleri yüzünden ortadan kayboldu veya tutuklandı. Doğu Türkistan'ın dini lideri ve akademisyen Muhammed Salih Hajim işkence altında şehit edildi. Din adamlarının gözaltındayken esrarengiz bir şekilde ölen Kazak kökenli imam Akmet'in cenazesine katılması yasaklanmış, cenaze töreni sonrasında 100'den fazla kişi pankart taşıdıkları için tutuklanmıştır. Bugün Doğu Türkistan'daki en acil ve önemli konu ise Çinli yetkililerin inkâr ettiği yeniden eğitim kamplarıdır. Yaklaşık 800 bin (Uygur kaynaklarına göre 1 milyon) kişi bu kamplarda eğitiliyor. Öyle ki bazı kamplar çok kalabalık olduğu için insanlar kamptan kampa naklediliyor. Yurt dışından gelen öğrenciler buralara gönderiliyor. İnsanlar, sakal bıraktığı, evinde Kur'an bulunduğu için bu kamplara gönderiliyor" dedi.