İnovasyon

Yusuf Yaman

İnovasyon, Radikal veya yeni fikirlerin ortaya çıkması sürecidir. Okuma etkinliğinin doruğunda ortaya çıkan ve özgür ve özgün olmanın meyvesi olarak da anlaşılabilen bir süreç.
     Bu sürecin lokomotifi okuma etkinliğidir. Bu okuma öyle kuru kuruya yapılan bir kitap okuması değil. Okuma ile birlikte inceleme, araştırma, eleştirme, devirme, inkılap reform ile mevcut durumun ötesine geçmedir.
    İnovasyonun itici gücü okuma dedik. Peki biz bu okuma ile ilgili tarihsel ve dinsel yönlendirmelerle rağmen neresinde duruyoruz?
    Kur'an'ın ilk ayeti olan İkra(oku)'dır. Oku ayetinin inmesiyle okuma etkinliği başlamadı insanlar için. Okuma zaten vardı o zaman neydi bu okuma. Oku ayeti ile yeni bir dinin temel dinamikleri belirlendi. Bu yeni dinin müntesipleri okuyacak. Çünkü Cehalet denilen kör dövüşü okumamaktan kaynaklanıyordu. Oku emriyle Müslümanlar ilme, bilime ve güncel ifadesiyle teknolojiye yönelen bir duruşa bürüneceklerdi.
    Sonraki tüm ayetler okumayla anlaşılacak ve bu ritüelle cehaletin uzantısı olan: büyü, fal okları, cinler, hurafeler, kulaktan dolma bilgiler gibi… İnsanı karanlık bir mağaraya hapseden akıldan müstağni dönemi bitirecek bir duruş oluşturacak. Deve kuşları misali kafayı kuma gömüp dünyaya dair tasavvurlarda bulunacak okumayan insanların beyhude lakırtıları bir tarafa bırakılacaktı.
    “Oku” ayeti öyle oku geç şeklinde yorumlanacak, incitmeyen ve de rahatsız etmeyen bir ritüel değil. Oku denilince arkasından gelecek bilginin ayniyle eyleme geçecek bir süreci getirecek.
    Okumanın mahiyeti ne olacak: Oku ama neyi, Oku ama nasıl, Oku ama ne?
    Bu soruların cevapları oku emrini veren Kur'an'ı Kerim'de bulabiliyoruz.
    Astronomi ilmiyle uğraşan ve dünyanın merkez olduğunu söyleyen Batlamyus literatür taraması ve gezegenleri okumasıyla/incelemesiyle bu bilgiye ulaşmıştır, Batlsmyus'tan sonra dünyanın güneş etrafında döndüğünü keşfederek güneşi merkeze alan yeni bir dönemi başlatan Nicolaus Copernicus (Kopernik) okumalarının artırmasıyla bu yeni tasavvuru oluşturmuş.
     İbn Haldun toplumların yönetimi ekonomi, coğrafyanin insan üzerindeki etkisi, insan ilişkilerini sınıflandırması: hadari bedevi toplumu, Umran olarak adlandırdığı Sosyolojiyi, Siyaset biliminin ve Tarih ilminin ilk kuruculuğunu okuma neticesinde elde etmiş.
     Max Weber ile başlayan dünyanın büyüsünün bozulması olarak formülüze edilen, bilime dair okumaların artması fikri 19. Yy’da başlamış ve tüm dünyayı etkisi altına alan yeni bir okumayı deklare etmiş.
    Bilim yani akla dair olan ampirik veriler, deney ve gözlem ile elde edilen bilginin kümülatif bir şekilde ilerlemesi. Bilgisayar ve internet kullanımı ile doruğuna çıktığı bu dönemde, okumanın mahiyetini daha iyi anlıyoruz.
    Dönemin gerekliliğini kavrayıp o yönde okumalar yapan kişilerin icat ve teorik yaklaşımları ortaya koyanların olduğunu tarihin sayfalarına baktığımızda yukarıdaki örnekleri çoğaltabiliriz. Ancak buna kitaplar dolusu sayfalar yetmeyecektir.
Günümüz teknolojisini doğru okumanın mucizevi birçok örneğini sayabiliriz. Belki de bunlardan en önemlisi Facebook kurucusu Mark Zuckerberg’dır. Arkadaşları ile iletişime geçmek için kurduğu bir programdan devasa bir sosyal ağ’a yolculuk, okuma ile elde edilmiştir.
    Oku denilince şiir okumak, şarkı sözü okumak veya mani okumak şeklinde bir ritüel de algılanabilir. Veya okuma derken sadece ve sadece Kur'an okumakta anlaşılabilir diyenimiz çıkacaktır. Bunlar bize yeter diğer dünyalık okumaları ne hacet var diyecek de çıkacaktır. Bunların haklılık payları inkar edilemez. Ama okuma yeterli mi sorusunun cevabına çoğumuz yeterli değildir diyecektir. Bu da apayrı bir tartışma konusu.
    Başta da belirttiğimiz gibi okumanın mahiyeti Kur'an'ın çok çeşitli alanlardaki değinisi ve multidisipliner bakış açısına vakıf olmamız ile ilgili bir durum. Bu yaklaşım da bizleri insan için gerekli tüm teknolojilerde Müslümanın girişimde bulunması gerekliliğini doğuracaktır.
    Ne, nasıl ve neyi sorularının cevabını kendimizde bulacağız. Önemli olan bu bilginin devlet, çevre, toplum ve birey açısından faydalı olmasıdır. Bizim yapımıza uygun bilime yöneldiğimizde sürekli bir okumayı idame etmeliyiz.
    İnovasyon denilen sürekli yeni kapılar aralama süreci asli vazifemiz olduğunu kavramış olduğumuzda her şey daha iyi olacaktır.

 

İlk yorum yazan siz olun