İran’ın en muhafazakâr kentlerinden Meşhed’de başlayıp diğer kentlere yayılan kargaşa, ülkedeki ekonomik çaresizliğin siyasi hayatı nasıl etkilediğiyle ilgili süreci gözler önüne serdi. Hayat pahalılığı, yolsuzluk iddiaları, emeklilerin maaşlarının ödenememesi, petrol fiyatlarında yükselme ve satın alma gücünün giderek düşmesi gibi ekonomik dezavantajlar, İran halkını uzun zamandır rahatsız ediyordu. “Yumurta fiyatlarının artması” gibi sembolik bir detay, fitili ateşledi.
Çünkü ambargolardan sıkılan ve yurt dışındaki dondurulmuş varlıklarına erişemeyen halk, eski ABD Başkanı Barack Obama önderliğinde başlatılan nükleer müzakere süreci ile birlikte ekonomik sıkıntıların kalkmasını bekliyordu. Mahmud Ahmedinejad’dan sonra cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Hasan Ruhani’nin de vaadi buydu ancak yeni ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’ı doğrudan hedef alması, İran halkında geleceğe dair ne umut varsa yok etti.
Gösterilerin olmaması, halkın sosyo-ekonomik kaygılar nedeniyle demokratik ifade haklarını kullanmak istediğini gösterdi. Özellikle meclisten geçen bütçede sosyal refaha aktarılması beklenen büyük payın güvenlik harcamaları kaleminde toplanması ise bardağı taşırdı. Sokağa inen halk, Yemen’de ve Suriye’de yürütülen vekalet savaşının ne insani ne de mali yükünü taşımak istemediğini açıkça beyan etti.
TRUMP’IN MESAJLARI TERS TEPTİ
İran sağı, 1999 ve 2009 olaylarını organize haldeki reformcu sol grubu sertlikle ezmişti. Ancak bugün manzara çok farklı. Reformcuların karşısında, İran sağını temsil eden halk da sokağa çıktı fakat bu bir çatışmaya dönmedi. İran siyasileri ve şahinler, Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun açıklamalarının ardından “Dış güçler içişlerimize müdahale ediyor” söylemi etrafında toplumun farklı arayışlardaki kesimlerini birleştirmeyi başardı. Sokaklar boşalmaya başladı.
RUHANİ’NİN ELİ GÜÇLENDİ
Gösterilerin ilk ve orta süreçteki asıl dinamosunu oluşturan 23-33 yaş dilimindeki gençler, şimdilik evlerine çekildi. Ancak İran’daki ekonomik sıkıntılar devam ederse işler yeniden karışabilir. Her ne kadar ekonomik vaatlerini yerine getirme konusunda başarısız sayılsa da İran siyasi kulislerinde Ruhani’in bu süreçten muhafazakâr kanada karşı kârlı çıktığı ifade ediliyor. Ruhani, Suriye ve Irak politikasına daha gerçekçi bir yol haritası çizebilir hale geldi.
TAMİR SÜRECİ
Tahran yönetimi, yaşananlara ilişkin iç etkenlerin payın ne kadar büyük olduğunun da farkında. Rejim, 2009’da yaşanan ayaklanmalar sonrası olaylardan sorumlu tuttuğu İran siyasetinin reformist kanadındaki iki önemli isimi, Mosavi ve Kehrobi’yi ev hapsine almıştı. Bu sefer İran aynı hataya düşmek istemiyor. Zira İran iç siyasette onarım ve tamir süreci içinde hazırlıklarına başlayacağının sinyallerini veriyor.
İŞTE SOKAĞIN NABZI
Leyla Muhsini (Öğrenci): Genç işsizliği dayanılacak seviyeyi de aştı. 2 ağabeyim de evde, hayatlarına bir yön veremiyorlar. Biraz imkânları olsa yurtdışına çıkıp çalışmayı düşünüyorlar. Hayata dair umudunu yitiren gençler sokağa çıktı. Ama kısa süre dayanabildiler çünkü ABD ve Batılı güçler süreci rejim karşıtlığına dönüştürmeye çalıştı. İran halkı geçit vermedi.
Firdevs Kerimi: İnsanlar devletten değil mutfaktan şikâyetçi olduğu için sokağın yolunu tuttu. Halkın şikâyetlerine kulak asılmazsa tepkileri sürer. Ama şimdilik insanlar dış provokasyonlara karşı dik durdu.
Meyran Kosemi: İran halkı, özgürlük mücadelesine ABD ve Batı’nın karışması durumunda Suriye, Yemen, Libya ve Irak gibi olmak istemediğini ortaya koydu. Halk sokaklardan çekildi. Ama hükümetin olanlardan ders çıkarması gerek. İran gençliği kanı kaynayan bir gençlik.
ALIŞVERİŞ DURDU
Tahran çarşısında esnaf keyifsiz. Özellikle nükleer görüşmeler sonrası ambargoların kalkacağı beklentisi karşında şimdilerde halkın alım gücünün düşmesinden oldukça rahatsızlar.
Rıza Sefari (Esnaf): Alım gücünün düşmesi, ekonomiyi etkiliyor. Şimdilik bir süre daha izleyeceğiz ama halkın refahı için hükümet de önlemleri artırmalı.
CAMİLER FAALİYETTE DEĞİL
İran’ın dört bir yanındaki camiler, namaz vakitlerinde istenilen doluluğu bulamıyor. Devrim Muhafızları Komutanı Ziyaeddin Hozni, 2015’te ülkedeki 57 bin Şii camisinden sadece 3 bininin bütünüyle faaliyette olduğunu ortaya çıkardı. “İran sağı ve solu, siyaseti ve ekonomiyi tamir ederken birbiriyle çelişebilir mi?” sorusu çok konuşulan bir durum. Zira İran sağı dini kaygıları ön planda tutarken, İran solu ise siyasi ve ekonomik göstergelerin iyi gitmediğinin farkında ve bu gidişle sıkıntıların daha büyük gösterilere de zemin hazırlayacağını görebiliyor.
‘İRANLI ZENGİN ÇOCUKLARA TEPKİ OLAYLARI PATLATTI’
İRAN’da son 2 haftadır süren ve ekonomik talepler sebebiyle gerçekleştiği söylenen protestolarda, İran’ın zengin çocuklarının hayatlarının etkisinin olduğu ileri sürüldü. New York Times Gazetesi’nde yayımlanan makalesinde İranlı gazeteci Amir Ahmadi Arian, “yeni aristokrat bir sınıf gibi davran” lüks araçları, partileri ve yaşam tarzlarını sosyal medyada sergilemekten kaçınmayan bu kesimin, İran’ın yoksul halkının eşitsizlik algısını artırdığı görüşünü savundu.
‘AHMEDİNEJAD TUTUKLANDI’ İDDİASINA YALANLAMA
İran’ın eski cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın tutuklandığı iddia edildi. Londra merkezli Arapça gazete Al-Quds Al-Arabi’nin haberine göre, Ahmedinejad tutuklanarak bilinmeyen bir hapishaneye konuldu. Ancak Ahmedinejad’ın avukatı Adil Haydari, müvekkilinin tutuklandığı iddiasını yalanladı.
DEVRİM MUHAFIZLARI ‘YENDİK’ DEDİ!
Rejim karşıtı protesto gösterilerinin 1 haftayı geçtiği İran’da, Devrim Muhafızları, yeni bir açıklama yayımlayarak muhaliflerin yenildiğini öne sürdü. Açıklamada, “İran halkı ve güvenlik güçleri yabancı düşmanların çıkardığı huzursuzluğu yendi” mesajı verildi. Devrim Muhafızları çarşamba günü yaptığı açıklamada da isyanın bastırıldığını ilan etmişti ancak sonrasında gelişen gösteriler bu açıklamayı geçersiz kılmıştı.