Kur’an-ı Kerim’de “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.” (Bakara, 2/183) buyrulmaktadır.
Oruç ibadeti İslâm’dan önce de bilinen ve İslâm’dakinden farklı da olsa uygulanan bir ibadet idi. Bu ayette, Müslümanlara oruç külfetinin sadece kendilerine yüklenmediği daha önceki kavimlerde de olduğu hatırlatılarak psikolojik açıdan oruca hazırlanmaları sağlanmıştır (Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, I, 625).
Hz. Peygamber (s.a.s.)’in mensup bulunduğu Kureyş kabilesinden olanlar da âşûrâ günü oruç tutarlardı. Rasûlüllah (s.a.s.) Medine’ye gelince, Yahûdileri aşure günü oruç tutar görünce o gün oruç tuttu ve Müslümanlara da tutmalarını emretti. Bir yıl sonra ramazan orucu farz kılınınca Hz. Peygamber (s.a.s.), aşûre orucu için “Dileyen tutsun, dileyen tutmasın. ” (Buhârî, Savm, 69) buyurdu. Böylece sözü edilen oruç mendup bir ibadet hükmünü aldı.
Yukarda ki ayette geçen “Sizden öncekilere... ” ifadesinden maksat birinci derecede Yahudiler ve Hıristiyanlardır; çünkü Müslümanların tanıdığı Ehl-i kitap’tan olan gayrimüslimler bunlardır. Ramazan orucu daha önce Yahudi ve Hıristiyanlara da farz kılınmıştı. Ancak bunlar bu ibadeti değiştirerek Yahudiler bir günlük oruca dönüştürmüşlerdir. Hristiyanlar ise, çok sıcak günlere denk gelince orucu yaz kış arasında mutedil bir mevsime aktarıp, keffaret olarak ta on gün oruç daha eklemişlerdir (Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, I, 626).
Yahudiler, ekim ayına rastlayan yılbaşlarından on gün sonra, gün batımından ertesi günün gün batımına kadar bir oruç tutarlar, günahların bağışlandığı gün olarak kabul ettikleri bu farz kılınmış oruç gününe “kipur” adını verirler (Yaşayan Dünya Dinleri, Diyanet İşleri Başkanlığı yay. , 241). Ayrıca yılın farklı günlerinde tuttukları başka farz ve nâfile oruçlar da vardır. Hz. Îsâ kendisine Peygamberlik gelmeden önce kırk gün oruç tuttuğu için Hıristiyan din adamları bunu da ibadet olarak telakki etmişlerdir (Matta, 6/16).
Neticede tüm bu ve benzeri bilgiler, önceki Peygamberlerin getirdikleri ilâhî dinlerde de oruç ibadetinin bulunduğunu göstermektedir.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı