Son zamanlarda gündeme gelen, vaka sayılarının artması ile yeniden kapanma gerçekleşir mi sorusu üzerine İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu birtakım açıklamalarda bulundu. Memişoğlu, yeni bir kapanmanın gündeme geleceğini düşünmediğini söyleyerek, vaka sayılarında artış olsa bile aşılamaları etkisiyle bunun hastaneye yansımayacağını dile getirdi.
"KAPANMADA EV İÇİ BULAŞLAR ARTIYOR"
Prof. Dr. Memişoğlu, yaptığı açıklamada yeni bir kapanmanın gündeme geleceğini düşünmediğini de belirleterek "Zaten dünyada da gösterildi ki okullar ya da hareketli yaşamda kapanmalara gittiğinizde, ev içi bulaşlar artıyor. Ben, aşılanma oranlarımızın artması ve insanlarımızın da uyumu ile yeni bir kapanmaya gitmeden bu süreci aşacağımızı düşünüyorum" dedi.
YOĞUN BAKIM DOLULUK ORANI YÜZDE 50-60 BANDINDA
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü verilerine göre Kovid-19 pandemisinde en yüksek vaka sayıları ve hastaneye yatışlar, geçtiğimiz yılın Ekim-Aralık ayları ile bu yılın Mart-Mayıs aylarında görüldü. Bayramdan hemen sonra yeniden vaka sayılarında artışlar yaşansa da, aşılamanın etkisiyle birlikte bu süeç sağlık sistemi çok da zorlanmadan atlatıldı. Şu anda İstanbul'da yoğun bakım ve servislerdeki doluluk oranlarının, Kovid dışı vakalar da dahil olmak üzere yüzde 50-60'lar bandında gittiğini belirten Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, aşılanmalar ve toplumun hastalığa karşı uyumu sayesinde vaka sayılarında ciddi artış beklemediklerini söyledi.
"HAFTADA 2 PCR TESTİ YAPABİLECEK KAPASİTEMİZ VAR"
Yüz yüze eğitim olmazsa olmaz olduğunu dile getiren Prof. Dr. Memişoğlu, "O nedenle bütün çocuklarımızın okula gidebilmesi için her türlü hazırlığı yaptık. Bütün testleri istendiği anda yapabilecek kapasitemiz var. Salgın başladığında İstanbul'un toplam günlük test kapasitesi 2 binlerde bile değildi. Şu anda günlük 150 binin üzerinde PCR testi yapabiliyoruz. Eskiden test sonuçlarının çıkması 24 saati geçiyordu, şu anda 4-6 saat içinde sonuçları verebilir haldeyiz. Dolayısıyla eğitimcilerde haftada 2 PCR testini her an yapabilecek altyapımız hazır. Ama bizim tercihimiz, buna gerek kalmadan bütün öğretmenlerimizin, eğitimcilerimizin aşı olması" dedi.
"BİLİMİN FLU ALANLARINDAN YARARLANIP BUNU KULLANIYORLAR"
Son günlerde aşı karşıtlığının sosyal medyada çok gündeme geldiğini de aktaran Prof. Dr. Memişoğlu, "Maalesef her meslek grubunda olduğu gibi hekimlikte de eğitimcilerin arasında da, hukukçularda da uyumsuz kesimler olacaktır. Bu kesim, sağlıkla ilgili bilimin flu alanlarından yararlanıp bunu kullanıyorlar. Şimdi düşünün, penisilin iğnesi yaptırmayın diyen biri hekim olabilir mi? Artık biliyoruz ki penisilinle ilgili flu alan yok, mikrobik hastalıkların tedavisinde kullanılıyor. Ama penisilin yaptırdığın zaman alerji olma riskin var? Kimse çıkıp da alerji yapabilir, insanlar ölebilir, bunu diyecek bir bilim insan yok. Aşı da aynı şekilde. Şu anda aşı ile ilgili spekülasyon yapanlar işte bu uç noktaları kullanıyorlar. Tabii ki bu arkadaşlarımıza ceza da verilebilir. Ama en büyük ceza, bunların vicdanı ile kendilerini baş başa bırakmaktır. Çünkü bugün baktığınızda, yoğun bakımımızda yatan hastaların yüzde 60'ı aşısız kesimden. Ölenlerin ve yüzde 80'i aşısız. Bu insanlardan bir tanesini bile kötü niyetli olarak etkilemişlerse, aşı olmamalarına sebep olmuşlarsa, bunların yoğun bakımı düşmesi ya da daha sonra ölmesine sebep olmuşlarsa en büyük ceza onların kendi vicdanları. Tabii ki devletimiz de bunlarla ilgili gerekli soruşturmaları yapacaktır. Ama sonuçta aşı, insanların kendi kişisel inisiyatifi ile yaptırması gereken bir şey" ifadelerini kullandı.
"YOĞUN BAKIMLARA GELSİNLER, SONRA AÇIKLAMA YAPSINLAR"
Aşı karşıtı hekimlere de çağrıda bulunan Memişoğlu: "Çok kısa sürede geliştirildi vs diye speküle ediliyor ama kısa sürede değil, 7-8 ay, bir sene uğraşıldı bu aşıların geliştirilmesi için. Kaldı ki yeni çalışmalar da değildi çoğu. Hem çalışma hem laboratuvar olarak altyapıları zaten vardı. Şimdi BioNTech aşısına da FDA normal ruhsatını verdi, acil kullanım onayından çıkararak. Diğer aşılarla ilgili süreç de devam ediyor bu konuda. Bütün bunlara rağmen aşı karşıtlığında bulunan hekim arkadaşlarımız, yoğun bakımlara gelsinler, kaç tane aşılı, kaç tane aşısız hasta var beraber tespit edelim. Ondan sonra çıkıp açıklama yapsınlar. Bu kadar net konuşuyorum." dedi.
"YÜKSEK BİR TREND YAŞANACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM"
Zorla aşı yaptırılamayacağını aktaran Memişoğlu "Salgın ne zaman bitecek kimse bilmiyor. Ama şu anda şu gözüküyor, dalgalı bir seyir var, bu salgında ölüm oranlarını da ve yoğun bakım oranlarını da hasta yükünü de en çok azaltan aşı, bu ispatlamış durumda. Bunun haricinde eğer siz kişisel olarak maske mesafe kurallarına dikkat ederseniz, toplu alanlarda kendinizi korursanız, hastalanmıyorsunuz. İstanbul'da son 15 gündür bir durgunluk var vaka sayılarında, yatan hastalarımızda da. Eylül-Ekim aylarındaki insanların davranışları ve aşılanmanın da yaygınlaşmasıyla beraber bu aylarda bir yükseliş olsa dahi geçmişteki gibi çok yüksek bir trend yaşanacağını düşünmüyorum. Ama yükselse dahi bunu hem aşılanma ile hem sağlık sistemimizin güçlü olması sayesinde, hem de insanlarımızın uyumuyla çok rahatlıkla yönetebileceğimizi düşünüyorum" dedi.
"HİÇBİR HASTAMIZ MAĞDUR OLMADI"
Prof. Dr. Memişoğlu: "Salgının ilk zamanlarında vaka sayıları pik yaptığında dünyanın bazı gelişmiş ülkelerinde insanlar sokaklarda tedavi edilirken, İstanbul gibi bir mega kentte hiçbir hastamız mağdur olmadı. Aşısız olduğumuz, hastalığın yeni farkına vardığımız o zamanlarda bile kimse tedavisiz kalmadı. Biz bu şekilde bir daha kapanma olacağını tahmin etmiyoruz ve bunu umut ederek yolumuza devam ediyoruz. Dünyada da zaten şunu gösterdiler, okullar gibi çok hareketli alanlardaki kısıtlamaları uzun süre yaptığınız zaman, bu sefer ev içi bulaşlar, okul dışı bulaşlarda artış yaşanıyor. O nedenle okulların tekrar kapatılmasının bundan sonra gündemde olacağını düşünmüyorum. Kapalı alanların da insanlar dikkat ettiği sürece, havalandırmaları gerektiği şekilde yapıldığı sürece kapanacağını ön görmüyoruz. Biz insanları iyileştirmek, onlara faydalı olmak için çalışan bir meslek grubuyuz. Benim hekimime, hemşireme, sağlık memuruma, şoförümden temizlik elemanlarıma ya da laborantıma, bu toplumun gerçekten çok büyük bir minnet borcu var. Özellikle şiddet olaylarında toplumun sağlık çalışanlarına sahip çıkmasını istiyorum" diyerek yeni bir kapanmanın gündemde olmadığını dile getirdi.