İstanbul seçimiyle ilgili kararın bu hafta içinde netleşmesi tahmin ediliyor. AK Parti'nin avukatları YSK'nın “şaibeli sandık görevlileri”yle ilgili önemli bir kararına ulaştı. Siirt'in Kurtalan ilçesi için 5 Mart 1999'da verilen karar doğrultusunda, usulsüz atanan görevliler için "iptale sebebiyet verebilir" açıklaması bulunuyor.
İSTANBUL SEÇİMLERİ YSK KARARI SON DAKİKA
AK Parti ve MHP’nin İstanbul seçimlerine ilişkin Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) yaptığı başvurular bu hafta karara bağlanacak. Geçen hafta yapılan olağanüstü itirazlarla ilgili ara karar veren YSK, İstanbul’daki 39 ilçenin seçim kurullarından kısıtlı, hükümlü ve zihinsel engelli seçmenlerin oy kullanıp kullanmadığı, nüfustan düşürülmeyen ölülerin yerine oy kullanıldığı iddiaları ile kamu görevlisi olmadığı halde sandık kurullarında görevlendirilenlerin araştırılmasını istedi. İlçe seçim kurulları bu araştırmaları tamamlayarak YSK’ya göndermeye başladı. YSK’nın 3 Mayıs Cuma gününe kadar araştırma sonuçlarını inceleyerek İstanbul seçimleriyle ilgili karar vermesi bekleniyor.
KURTALAN'DA KRİTİK KARAR
AK Parti’nin hukukçuları, YSK’nın kısıtlı seçmen ve sandık kurulları ile ilgili kararlarını da mercek altına aldı. Bu kapsamda yapılan incelemede YSK’nın 5 Mart 1999 tarihinde kritik bir karara imza attığı ortaya çıktı. Siirt'in Kurtalan ilçesinde bir parti tarafından sandık kurulu üyelerine itirazda bulunuldu. Konuyu karara bağlayamayan ilçe seçim kurulu, YSK'ya başvurdu. Telefaksla Ankara'ya bir yazı gönderen ilçe seçim kurulu, "Sandık kurulu başkan ve üyelerinin sakıncalı görülmelerinden dolayı seçimin düzenli ve sağlıklı yürütülebilmesi için değiştirilip değiştirilmeyeceği hususunda" görüş istedi.
OYBİRLİĞİ İLE KARAR
Aynı gün yazıyı incelen YSK ise sandık kurullarında görev alan şaibeli başkan ve üyelerinin iptale sebebiyet verebileceğine hükmetti. Oybirliği ile alınan kararda şunlar kaydedildi: "Seçim hizmetlerinin düzenli ve sağlıklı yürütülebilmesi için sandık kurulu başkanı ve üyelerinin tarafsız kimselerden oluşması gerekmektedir. Tarafsızlıkları hakkında kuşku duyulan kişilerin başkanlık ettikleri sandıklarla ilgili olarak ileride siyasi partilerce yapılacak itirazlar üzerine bu bölgelerdeki seçimlerin iptaline sebebiyet vereceklerinden güvenlik kuvvetlerince tarafsızlıkları konusunda ciddi endişeleri olduğu yolunda bildirilen sandık kurulu başkanlarının tarafsız kişilerle değiştirilmesine karar verilmesi gerekmektedir."
SANDIĞA GÖLGE DÜŞTÜ
Kurtulan kararını yorumlayan AK Parti Milletvekili ve Hukukçu Abdullah Güler, 31 Mart seçimlerinde sandık kurulu ve üyelerinden kaynaklanan usulsüzlüklere dikkat çekerek, "Sandık güvenliğini tehlikeye sokacak, şaibe yaratacak her şey seçimleri iptale götürür” dedi. 2018 yılından önce dışarıdan kişinin de sandık kurulu başkanı olabildiğini aktaran Güler, “2018 yılında seçim güvenliği ve dürüstlüğünü sağlamak için kamu görevlisi standardı getirildi. Siz buna aykırı sandık başkanı atayarak seçimlerin dürüstlüğüne ve güvenilirliğine şaibe düşürüyorsunuz. 31 Mart’ta kanunda açıkça belirtilmesine rağmen dışarıdan sandık başkanı atanmıştır. Bu atamalar seçimin iptalini gerektirir” diye konuştu.
Ortada açık bir kanunsuzluk var
AK Parti’nin hukukçu kurmayları, sandık kurullarındaki şaibelerin seçimin iptalini gerekli kıldığını söyledi. TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili Yılmaz Tunç, “Sandık kurulu başkanları kanuna aykırı olarak görevlendirilmiş. Burada tam kanunsuzluk hali mevcut. Sandık başkanını kanuna aykırı oluştursanız bu seçimin iptalini gerektirir. Ortada bir çok unsur var ama bir tanesinin geçerli olması yeterlidir” şeklinde konuştu. AK Parti Giresun Milletvekili ve Seçim İşleri Başkan Yardımcısı Sabri Öztürk de “İptal edilen seçimlere bakıldığı zaman hepsinde bir örnek görüyorsunuz. Ancak İstanbul seçimlerinde bu örneğin birçoğu var. Kısıtlı seçmenlerden tutun da sandık başkanlarına kadar birçok alanda usulsüzlük yapıldı” İfadelerini kullandı. AK Parti Yozgat Milletvekili ve Seçim İşleri Başkan Yardımcısı Yusuf Başer ise şunları kaydetti: "Burada açıkça kanunsuzluk var. Yasa açık açık sandık başkanlarının memur olması gerektiğini ortaya koyuyor. Özellikle Maltepe örneği bu konuda tam bir kanunsuzluk. Hakkari’den uzman çavuş sandık kurulu başkanı oluyor. Böyle bir şey olabilir mi?"