istihlaf nedir? Namazda abdesti bozulan imam nasıl hareket etmelidir?

Bir imamın, namaz kılarken burnunun kanaması gibi elinde olmayan bir sebeple abdesti bozulursa, arkasında bulunan cemaat içinden imam olmaya elverişli bir kimseyi mihraba geçirir. Buna istihlaf denilir

(Merğînânî, el-Hidaye, I, 59). Nitekim Hz. Ömer (r.a.) namaz kıldırırken saldırıya maruz kalıp yaralanınca imamlığa devam etmesi için yerine Abdurrahman b. Avf ‘ı (r.a.) geçirmiştir. Yine Hz. Ali de (r.a.) cemaate namaz kıldırdığı sırada burnu kanayınca cemaatten birini yerine geçirmiştir (Ali el-Kârî, Feth-u Babi’l-Inâye, I, 294).
Abdesti bozulan imam, yerine bir adam geçirmeksizin camiden çıksa veya açık alanda namaz kılınması halinde saflardan ayrılsa cemaatin namazı bozulur (Kâsânî, Bedaiu’s-Sanâi’, I, 226).

Teheccüd, tesbih, kuşluk gibi nafile namazlar cemaatle kılınabilir mi?

Nafile namazlarda aslolan; cemaatle değil yalnız başına kılınmasıdır. Ancak, nafile namazlardan Terâvih, küsuf (güneş tutulması), husüf (ay tutulması), istiska (yağmur duası namazı) namazı cemaatle kılınır. Konu ile ilgili rivayetlerin birkaçı şöyledir:
“Hz. Peygamber (s.a.s.) yağmur duası yaptı, iki rekât namaz kıldırdı” (Buhârî, İstiskâ, 18, 19).
“Güneş tutuldu. Allah’ın Rasûlü ridasını eline alıp (bulunduğu yerden) kalktı, mescide girdi; biz de mescide girdik. Bize iki rekât namaz kıldırdı; derken güneş tutulması sona erdi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu: “Şüphesiz ki, güneş ve ay bir kimsenin ölmesinden ötürü tutulmazlar. Güneş ve ay tutulması vuku bulduğunda, bu durum ortadan kalkıncaya kadar namaz kılın ve dua edin. ” (Buhârî, Küsûf, 1-19).
Terâvih namazını ilk olarak Hz. Peygamber (s.a.s.) bir ramazan gecesi ashabı ile birlikte kılmışlardır. Ertesi gün duyulunca cemaat artmış yine Terâvih namazı beraber kılınmıştı. Üçüncü gece cemaat daha da çoğalmış, yine Rasûlüllah evinden çıkıp Terâvih namazını ashabıyla kılmışlardı. Dördüncü gece cemaat mescide sığmayacak derecede çoğalınca, Peygamberimiz yalnızca yatsı namazını kıldırarak evine çekilmiş, Terâvih namazı için çıkmamış ve sabah namazına kadar bekleyen cemaate namazdan sonra şöyle hitap etmişti: “Terâvih için beklediğinizi biliyordum, fakat üzerinize farz olur da edasından aciz kalırsınız diye korktum. ” (Buhârî, Terâvih, 1; Müslim Müsâfirîn, 25/177-178) buyurmuşlardır.
Hz. Peygamber (s.a.s.) duha, evvâbin, teheccüd, tahiyyetu’l-mescit namazı, hacet namazı ve istihare gibi nafile namazları cemaatle değil, tek başına kılmıştır.

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı

Din Haberleri