Kısa çalışma ödeneğinin 2 ay süreyle uzatılması sonrasında işverenlere uyarılarda bulunan Avukat Nazlıcan Birer, iş yerlerinin uygulamada hile yaptığının tespit edilmesi durumunda işçiye ödemediği ücretleri faiziyle ödemek durumunda kalacağını söyledi.
Korona virüs salgını sonrasında vatandaşların iş yerindeki çalışma sürelerinin geçici olarak azaltılması veya durdurulması hallerinde, üç ayı aşmamak üzere sigortalılara çalışmadıkları dönem için gelir desteği sağlayan kısa çalışma ödeneği uygulaması, 26 Ekim 2020 tarih, 3134 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile 31 Ekim 2020 tarihinden itibaren 2 ay süreyle uzatıldı. Kısa çalışma ödeneğinin devlet tarafından ödenmesi yoluyla iş yerindeki faaliyetin korona virüs nedeniyle azalması nedenine bağlı olarak, işçinin işten çıkarılmasının önüne geçilmek amaçlanmıyor. İş gücünden daha az istifade edilen işçiye çalışmadığı süre için kısa çalışma ödeneği devlet tarafından veriliyor, işveren ise işçiye çalışmadığı dönem için ayrıca bir ücret ödemiyor.
Çalışma saatlerini azaltmalı ya da durdurmalı
İş yerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın iş yerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması gerektiğini belirten Avukat Nazlıcan Birer, "İş yerindeki çalışma süresini azaltan işveren, kısa çalışma ödeneğinden faydalanma şartlarını taşıyan işçileri için başvuruda bulunarak, şartları sağlayan işçiler için kısa çalışma ödeneği ödenmesini talep edebilir. İşverenin kısa çalışma ödeneğine başvurduğunu beyan etmesi durumunda, İŞKUR tarafından iş müfettişlerinin uygunluk tespiti yapması beklenmeksizin korona virüs kapsamındaki dönemde işçilere ödeme yapılmaktadır. Eş söyleyişle bu dönemde müfettişlerin tespit yapma işi, ödemelerin yapılmasından sonraya ertelenmiştir. Bunun yapılmasının nedeni, korana virüsle etkin bir şekilde mücadele edilirken, işçilerin ve işverenlerin mağdur olmasını önlemektedir. Korana virüs nedeniyle Mart ayından sonra ciddi bir başvuru olmuştur. Tüm başvuruların süratle sonuçlandırılması imkanı bulunmadığından, işverenlerin beyanı üzerine ödemeler yapılmıştır" dedi.
"Ödemedikleri ücretlerini faiziyle ödemek durumunda kalırlar"
Yalan beyanda bulunan işverenin, bundan dolayı sorumlu olduğunun altını çizen Birer, "İşçiyi kısa çalışma kapsamında gösterdiği halde, işçinin iş gücünden haftalık çalışma süresinde herhangi bir azaltma yapmaksızın yararlanmaya devam eden işveren gerçekle uyuşmayan beyanda bulunmuştur. Bu durum devletin zarara uğramasına ve işçinin zarara uğramasına sebebiyet vermektedir. Devlet aslında ödemekle yükümlü olmadığı bir parayı işçiye ödemektedir. İşçi ise aynı çalışma süresi ile çalışsa da hak ettiği ücretin bir kısmını devletten bir kısmını ise işverenden almakta, primleri eksik yatırılmaktadır. Hileli uygulamalar tespit edilirse işverenler, işçilerine bu süreç boyunca ödemedikleri ücretlerini faiziyle ödemek durumunda kalırlar. Ödenen kısa çalışma ödeneğini İŞKUR'a faiziyle ödemek zorunda kalırlar. İşçinin ücretindeki sigorta primlerini gecikme zammı ve cezasıyla SGK'ya ödemeleri gerekir, söz konusu primler için sigorta prim teşviklerinden faydalanamazlar. İlgili dönemdeki asgari ücret desteğini iade etmeleri gerekir ve bu yıl bir daha asgari ücret desteğinden yararlanamazlar. Tüm bunlar dışında işçi, iş sözleşmesini haklı nedenle fesih olanağına sahiptir. Haklı nedenle fesih, iş sözleşmesinin işverenden ya da iş yerinden kaynaklanan ve işçinin iş akdini devam ettirmesinin kendisinden beklenemeyecek düzeyde hukuka aykırı olan haldir. İşveren, işçinin ücretini kanun ve sözleşmeye uygun olarak hesap edip ödemez ise bu durum işçiye iş sözleşmesini haklı nedenle ve kıdem tazminatı alarak fesih hakkı verir. İşçi kıdem tazminatına hak kazanarak işten ayrılır" diye konuştu.