AFAD verilerine göre Ege Denizi İzmir'in Seferihisar açıklarında saat 14.51'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde Bayraklı ve Bornova ilçelerinde bulunan 17 bina yıkılmış ve birçok binada ise hasar oluştu. Depremde 114 kişi hayatını kaybetmiş, yaralanan 1.035 kişiden 999’u taburcu edilmiş 36 kişinin ise tedavisi sürüyor.
Depremden etkilenen ve evleri zarar gören vatandaşlar için kentin birçok yerinde çadır kentler oluşturuldu. Bornova ilçesinde bulunan Aşık Veysel Rekreasyon Alanı’nda kurulan çadır kentte de yüzlerce vatandaş yaşamını sürdürüyor. Çadır kentlere Türkiye’nin birçok bölgesinden gelen belediyeler, yardım kuruluşları, sivil toplum kuruluşları oluşturdukları stantlarda vatandaşların su, yemek, sıcak içecek, soba ve battaniye gibi temel ihtiyaçlarını karşılıyor. Çadır kentlerde görev yapan polis ve askerler ise vatandaşların hem güvenliğini sağlıyor hem de vatandaşlara yardımcı oluyor. Çadır kentlerde yaşayan çocuklar içinse gün içinde oyunlar ve eğitici etkinlikler düzenleniyor. Adeta bir mahalleye benzeyen çadır kentlerde tüm yardım kuruluşları canla başla çalışırken depremden etkilenen vatandaşlar içinse psikolojik eğitimler veriliyor.
"HERKES BİRBİRİNE KENETLENMİŞ DURUMDA"
Oğulcan Tırpan (24) yaşadıkları durumun çok üzücü olduğunu, sarsıntının etkisiyle insanların psikolojisinin bozulduğunu ifade ederek," Benim de 2 tane köpeğim var, onların da psikolojisi bozuldu. Evlerimiz eski olduğu için tedbir amaçlı buraya geldik. Keşke önlemler alınsaydı da bu birlik ve beraberliği daha farklı yerlerde kullansaydık. Burada insanlar birbirine çok bağlı bir şekilde yardım ediyor. Her 2 dakikada bir birileri gelip ‘Bir şeye ihtiyacınız var mı?’ diye soruyor. Bu gerçekten çok güzel bir şey. Burada hiçbir ayrım yok, herkes birbirine kenetlenmiş bir şekilde. Yaşlısı ve genci hepsi yardımcı oluyor. Bu çok mutlu edici, duygulandırıcı ve şaşırtıcı bir durum” dedi.
"BİNAMIZ SAĞLAM DİYORLAR AMA İÇİMİZDE KORKU VAR"
Aynur İlkutlu, deprem sırasında evde yalnız olduğunu ve kedisinin yok olduğunu görünce salonda bütün eşyaların döküldüğünü fark ettiğini söyleyerek," Ortalık sallanmaya başladı ve kendimi salonun kapısının önünde buldum, ilerleyemedim. O korkuyla ne yapacağımı bilemedim. İnsanlar bağırarak aşağı inmeye başladılar. O anda kedim aklımda olduğu için evi terk edemedim. Bir yandan ‘Allah’ım ne olur dursun’ diye bağırmaya başladım. Depremden 10-15 dakika sonra kendimi dışarıya attım. Çok kötü bir şey. Buraya tedbir amaçlı geldim. Binamız sağlam diyorlar ama içimizde korku var. Korkuyu yenebilmek için buradayız. Buradaki ilgi alaka çok iyi düzeyde. İnsanlarımız o kadar iyiler ki, Türkiye’nin her yerinden gelenler var. İnsanların bu kadar yardım edebileceğini beklemiyordum” diye konuştu.
"KENDİM İÇİN DEĞİL TÜM VATANDAŞLARIMIZ İÇİN KORKTUM"
Depreme yolda yakalandığını ifade eden 67 yaşındaki Ahmet İlkutlu," Bir anda gözlerim karardı. Yüksek tansiyonum var, beyin kanaması geçirdiğimi düşündüm. Büyük betonların sallandığını, toz bulutunun kalktığını ve insanların arabalarından çıkıp bağrıştığını gördüm. 67 yaşındayım böyle bir şeyi ilk defa yaşadım. Kendim için değil tüm vatandaşlarımız için korktum. Gerçekten korkunç bir şey. Allah bir daha yaşatmasın. 5 geceden beri buradayız. Devletimizin tüm kurum ve kuruluşları, aynı şekilde belediyeler, STK’lar, vatandaşlarımız ve gençlerimiz cansiperane çalışıyor. Hiçbir ihtiyacımız yok” ifadelerini kullandı.