Mevlana semaı “Kendinden geçmek ve Hakk’a vasıl olmak suretiyle ‘Belâ’ (Evet) sesini işitmektir.” (Süleyman Uludağ, İslam Açısından Musiki ve Sema’, s. 357) diye tarif emiştir. Buna göre o, semaı ilahi ve dini metinler dinlemek anlamının ötesinde, müridin coşku halinde iken kendisine ulaşan ilhamı işitmesidir diye tarif etmiş olmaktadır.
Mevlevilikte sema meclislerine katılan müritlere semazen denilmektedir.
İnsanın dini duygularını harekete geçiren, onu coşturan musiki, dini metinler ve ilahiler dinlemenin dine ayıkırı olduğu söylenemez.
Ancak İslam’ın koyduğu mahremiyet ilkelerine ve tasavvufun ana gayelerinden biri olan huşu ve huzur haline aykırı olması sebebi ile kadınlarla erkeklerin karışık olarak sema yapmaları caiz değildir. Günümüzde sema tasavvufi bir uygulama olmaktan çok kültürel bir etkinliğe dönüşmüştür.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı