Beslenme, uyku düzeni, çevresel ve meteorolojik etkiler, sosyal yaşam, aldığımız, uyguladığımız tüm kararlarımız kalbimizi etkiler. Kalbimizi korumak için beslenmemize dikkat etmeliyiz.
Dünya’da ve ülkemizde bulaşıcı olmayan hastalıklar nedeniyle gelişen ölümlerde ilk sıralarda kalp ve damar hastalıkları yer almaktadır. Yapılan Epidemiyolojik çalışmalar kilolu olma durumu ve obezite ile kalp ve damar hastalıklarına bağlı hastalık ve ölüm arasında ilişki olduğunu göstermiştir.
Obezite yüksek kan basıncı, glukoz intoleransı, tip 2 diyabet ve dislipidemi gibi kalp ve damar hastalıkları risk faktörleri ile ilişkilidir. Koroner kalp hastalığı, iskemik inme, tip 2 diyabet riski artan beden kütle indeksi ile artmaktadır. Epidemiyolojik çalışmalar sonucunda obezite ile kardiyovasküler risk faktörleri arasında güçlü bir ilişki olduğunu göstermektedir. Obezite kalp üzerinde yaratılmış olduğu yapısal değişiklikler nedeni ile tek başına kardiyovasküler riski arttırmaktadır ve yanlış beslenme alışkanlıkları, kalp ve damar hastalıklarının en önemli tetikleyicilerindendir.
Beslenmenizde küçük bir analizini yapıp kendinizi değerlendirin.
Peki Kalp dostu beslenme nasıl olmalıdır?
Kalp damar hastalıkları risk faktörlerinin iyileştirilmesinde; doymuş yağların ve rafine karbonhidratların tüketiminin azaltılması, tekli doymamış yağ asitlerinin ve posa içeriği yüksek besinlerin tüketiminin artırılması temel hedeflerdendir.
FAZLA KİLOLARINIZDAN KURTULUN
İdeal vücut ağırlığınızı koruyun. Aşırı vücut yağı, kalp hastalığı riskini arttırır.
BELİNİZİ İNCELTİN
Vücutta fazla yağın depolandığı bölgeye göre de kalp sağlığı etkilenir. Bel /kalça oranınızın normal olması kalp sağlığı açısından önemlidir. Bel /kalça oranı erkeklerde 0,9,kadınlarda 0.85 üzerine çıkılmamalıdır
YAĞI AZALTIN
Beslenmemizde topla yağ tüketimi enerjinin % 30’unu geçmemelidir. Yediğiniz tüm besinlerin yağ miktarını dikkate alın.
DOYMUŞ DEĞİL DOYMAMIŞ YAĞ TERCİH EDİN
Kalp sağlığımız için öncelikle doymuş yağları mutfağımızdan çıkartılmalıdır. Hayvansal yağlar doymuş yağ içerir. ( tereyağı, margarin, kuyruk yağı vb.) Bu yağların yerine zeytinyağı, ayçiçeği yağı, fındık yağı, mısırözü yağı ) tercih edilmelidir. Bu doymamış yağlar kan yağlarını düşürmede ve iyi kolesterolü arttırıcı etkiye sahiptir. Tüketilen yağın miktarı kadar çeşidi de kolesterol dengesini sağlamak için önemlidir. Örneğin; 1 tatlı kaşığı yağ yerine 2 adet ceviz, 5 adet zeytin veya 4-5 adet fındık tercih edilebilinir.
SEBZE VE MEYVE TÜKETİMİNİ ARTTIRIN
Mevsiminde taze meyve ve sebze tüketimine ağırlık verilmelidir.
Sebze ve meyveler yüksek oranda Beta karoten, A ve C vitaminlerini içermektedir ve tüketimi kalp sağlığını olumlu etkilemektedir.
MAGNEZYUM VE POTASYUM İÇEREN BESİNLER TÜKETİN
Yeşil yapraklı sebzeler, deniz mahsulleri, fındık, ceviz, kuru baklagiller magnezyum yönünden zengindir. Yeşil yapraklı sebzeler, patates, meyveler, süt ve süt ürünleri potasyumdan zengin besinlerdir.
SOĞAN VE SARIMSAK TÜKETİN
Soğan ve sarımsak düzenli ve sık tüketiminde kalp hastalıklarına karşı koruyucu etkisi vardır.
BALIK TÜKETİN
Beslenmenizde balığa daha çok yer verin En az haftada 2 kere balık tüketin. Balık omega 3 yağ asidi yönünden zengindir.
ŞEKERE DİKKAT EDİN
Şeker ve şekerli besin tüketimini azaltın.
POSA TÜKETİMİ ARTTIRIN
Araştırmalar lif açısından zengin bir diyetin kolesterol seviyesini düşürdüğünü, bunun sonucunda kalp hastalıkları riskini azalttığını gösteriyor.
ALKOLDEN KAÇININ
Sürekli alkol alımı kolesterol metabolizmasını olumsuz yönde etkiler. Alkol ve gazlı içeceklerden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Bu tür içecekler kalp ritmini bozmada etkilidir.
HAREKET EDİN
Kalp sağlığınız için fiziksel aktivitenizi artırın. Aktif yaşam; kan kolesterol ve trigliserit düzeylerinizi normalde tutar, kan basıncını düşürür, stresi kontrol etmeye yardımcı olur.