Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, "Son yıllarda aile yapısının sarsıldığını görmekteyiz. Aile yapısıyla ilgili gerekli sosyal, hukuki tedbirler alınmazsa önümüzdeki yıllarda bunun çok daha büyük felaketlere yol açacağını görmekteyiz" dedi.
Kamu Denetçiliği Kurumu, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç'un başkanlığında çocuk tesliminde hak ihlallerinin önlenmesi konulu ilgili kamu kurumları yetkililerinin, alanda çalışan meslek odalarının ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin, akademisyenlerin katılımıyla bir çalıştay düzenledi. Programda bir konuşma yapan Malkoç, Türk aile yapısının yüzyıllara dayanan ve toplumun temel taşı olan bir yapı olduğuna dikkat çekerek, "Son yıllarda aile yapısının sarsıldığını görmekteyiz. Aile yapısıyla ilgili gerekli sosyal, hukuki tedbirler alınmazsa önümüzdeki yıllarda bunun çok daha büyük felaketlere yol açacağını görmekteyiz" ifadelerini kullandı.
Kamu Denetçiliği Kurumu'nun, 2010 yılındaki Anayasa değişikliği ile Anayasa'nın 74. Maddesinde yer alan bir kurum olduğunu hatırlatan Malkoç, "Vatandaşın idari şikayeti üzerine denetim yapan bir kurum. 2012 yılında 6328 sayılı yasa ile tüzel kişilik kazanmış ve 2013 yılından beri faaliyetlerini sürdürüyor. Bizim ana görevimiz, idarenin işlem ve eylemleriyle tutum ve davranışları hakkında vatandaşın yaptığı şikayet üzerine insan haklarına dayalı adalet anlayışı ve hakkaniyet ölçüsünde bilgi, belge toplayıp inceleme, araştırma yapıp idareye yol gösterici kararlar vermektir. Kurumumuz aynı zamanda, bir insan hakları kurumu. Hem Türkiye içerisinde hem de yurt dışındaki faaliyetler açısından. Yasanın bize yüklediği sorumluluklardan bir tanesi de faaliyetlerimizi yıllık olarak örneğin 2017 faaliyetini Ocak ayı bitmeden TBMM'ye rapor halinde sunuyoruz ve TBMM'de bu tartışılıyor, daha sonra Resmi Gazete'de yayımlanıyor. Yasanın bize yüklediği sorumluluk, toplumun genelini alakadar eden konularda özel rapor hazırlamaktır" diye konuştu.
Türkiye'de yargının yükünün fazla olduğunu vurgulayan Malkoç, "İcra dosyalarını da hesaba katarsak 21 milyon insan ya icraya verilmiş ya icraya vermiş ya da davalı veya davacı. Bunu davalı ve davacı olarak düşündüğümüzde 40 milyonun üzerindeki insanımız adliyelik. Reşit olanları çıkınca toplumun çok büyük bir kısmı adliyelik. Devletimiz bunun önüne geçmek için yargı dışında alternatif çözüm yolları arıyor. Kamu Denetçiliği Kurumu, devletle vatandaş arasında yargı dışı alternatif çözüm yollarının en önemlisi. Vatandaşın idareyle sıkıntısı olduğunda mahkemeye gitmeden bize gelmesini öneriyoruz. Arabuluculuk müessesi ile yargıda sorunlar çözülme yoluna gidiyor. Bu yıl Ocak ayında yürürlüğe giren iş kanunundaki yeni düzenleme ile iş hukuku ile ilgili itilafların mahkemeye gitmeden önce arabulucuya gitmesi zorunlu hale getirildi. Bu güzel bir şey. Bunlar daha da gelişecek" açıklamasını yaptı.