Kazıdıkça yenisi çıkıyor! Tüm dünyanın gözü Karadeniz'deki 600 yıllık sırda!
Karadeniz'in tarihi geçmişi çok büyük olan illerinden biri olan Karabük'ün Eskipazar ilçesinde yer alan ve geç Kalkolitik, Roma ve Erken Bizans dönemlerinde yerleşim yeri olarak kullanılan Hadrianapolis Antik Kenti'nde önemli çalışmalara imza attı
114
Karabük’ün Eskipazar ilçesindeki Hadrianapolis Antik Kenti’nde yapılan kazı çalışmalarında 5 bin 500 yıl önce kullanıma başlanıldığı tahmin edilen bir yer altı kaya yerleşkesi bulundu. Daha çok Anadolu'da Kapadokya'yla özleşmiş bir kültür varlığı olan gizli yerleşkedeki detaylar arkeologları şaşkına çevirdi.
214
Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ersin Çelikbaş başkanlığındaki bir uzman ekip, "Karadeniz'in Zeugması" olarak adlandırılan Karabük'ün Eskipazar ilçesinde yer alan ve geç Kalkolitik, Roma ve Erken Bizans dönemlerinde yerleşim yeri olarak kullanılan Hadrianapolis Antik Kenti'nde önemli çalışmalara imza attı.
314
Geçtiğimiz yıl, Hadrianapolis Antik Kenti sınırları içerisinde 5 bin 500 yıl önce kullanıma başlanıldığı tahmin edilen bir yer altı kaya yerleşkesi tespit eden ekip, bölgede kazı ve restorasyon çalışmalarını sürdürüyor.
414
"ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR"
Kaya yerleşkesinde kazı çalışmalarını planladıklarını belirten Doç. Dr. Ersin Çelikbaş, konu hakkında şu bilgileri paylaştı:
"Bu yıl da kazı çalışmalarımızı burada gerçekleştirdik. Çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Burada tabii daha öncesinde bilinen bir yer olduğunu duymuştuk. Yerine geldiğimizde bir tonozlu galeri ile bir salona ulaştık. Buradan içerinin yoğun bir şekilde toprakla dolduğunu gördük. Aslında kazı çalışmalarımız bir bakıma içerdeki bu dolgu toprağı almakla başladı."
514
Çalışmalar çerçevesinde dolgu toprağı aldıktan sonra ulaştıkları birinci salondan farklı noktalara giden galeriler ortaya çıktığını vurgulayan Çelikbaş, "Bu galerileri takip ettikçe ikinci salona ulaştık. İkinci salonda da yine üç noktada farklı yönlere giden galerileri gördük. İçerdeki toprak dolgu kalktıkça bilmediğimiz, gözle göremediğimiz galeriler de ortaya çıkmaya başladı. Bu galerilerden birinin büyük bir salona ulaştığını da gördük." şeklinde konuştu.
614
"KARADENİZ'DE BÖYLE BİR KAYA YERLEŞKESİNİN VARLIĞI BİZİ HEYECANLANDIRDI"
Kaya yerleşkesinde uzun soluklu çalışma yürütüldüğüne işaret eden Çelikbaş, kaya yerleşkesindeki çalışmalara hem bu yıl hem de gelecek yıl devam etmeyi düşündüklerini ifade etti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim için önemi şöyle; bu tip yer altı kaya yerleşkeleri daha çok Anadolu'da Kapadokya'yla özleşmiş bir kültür varlığı. Hiç aklımıza gelmeyen bir noktada, Batı Karadeniz'de Karabük sınırları içerisinde böyle bir kaya yerleşkesinin varlığı bizi heyecanlandırdı ve şaşırttı.
714
Kazı çalışmaları sonucunda arkeolojik somut veriler bize bu kaya yerleşkesinin Kalkolitik dönemden itibaren, yani günümüzden yaklaşık 5 bin 500 yıl öncesinde kullanıma başladığını ve insanların burada iskan faaliyetlerini gerçekleştirdiğini gösterdi. Tabii burası sadece o dönemle sınırlı değil.
814
Yine arkeolojik veriler, bu kaya yerleşkesinin Kalkolitik dönemden özellikle Roma döneminde yoğun bir şekilde Bizans dönemine kadar da kullanım gördüğünü bize göstermiş oldu. Gelecek yıl da burada yapacağımız kazı çalışmalarında yine o tespit ettiğimiz ve kazısını henüz tamamlamadığımız galerilere devam edeceğiz.
914
Gerçekten bizler de heyecanlı bir şekilde bu galerilerin hangi salonlara, bu yerleşkenin hangi birimlere ulaşacağını biz de bekliyoruz. Çalışmalarımızı da bu şekilde planlayacağız."
1014
YENİ KEŞİFLER ŞOKE ETTİ
Yapılan kazılarda yapının mutfak kısmında küp içerisinde buğday, bir bakla türü olan fiğ, yoğurt otu, bıçak, kösere olarak adlandırılan biley taşı, maşrapa, bronz kap bulan ekip ayrıca toprağın dibinden küp içerisinde bin 600 yıllık buğday, fiğ, yoğurt otu ile bazı mutfak malzemeleri çıkardı.
1114
Yapının üç bölümünü ortaya çıkardıklarını ifade eden Çelikbaş, şöyle konuştu:
"Yapının fonksiyonunu henüz tam olarak tespit etmiş değiliz. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Fakat bu yapının bir odasının mutfak olduğunu net bir şekilde tespit ettik.
1214
Mutfak bölümüne bir merdivenle iniş gerçekleştiriliyor. Küçük kare bir plana sahip mutfak. Mutfağın ocak bölümü ortaya çıkarıldı. Ocak bölümünün hemen yanında ise içerisinde kaplar ve bu kapların iki tanesinin içinde de tohum günümüze ulaştı. Bu tohumları uzmanlarıyla yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde cinslerini tespit ettik. Tohumların bir tanesi buğday, diğeri bezelye türü ’fiğ’ dediğimiz bir tohum, diğeri ise ’yoğurt otu’ dediğimiz bir ot.
1314
Hala günümüzde Eskipazar’da yoğurt otuyla yoğurt mayalandığını da bilmekteyiz. Ayrıca bu kapların yanında demir bıçaklar ortaya çıktı. Bu bıçakların hemen yanında da bir biley taşı yine tespit ettik. Bu biley taşını da aslında önemi şöyle; bölgenin en ünlü Türk İslam döneminden beri en ünlü bıçak bileyi taşı Eskipazar’da çıkıyor. ’Kösere taşı’ diyorlar.
1414
Muhtemelen bu bulmuş olduğumuz biley taşı da bu kösere taşıyla alakalı bir taş. Dolayısıyla Eskipazar’da bir geleneği uzun yüzyıllardır süren bir geleneği de bu şekilde görmüş olduk"