Bazen bir yola çıkmaya niyetlenirsiniz, yolculukla ilgili hiç hesap kitap yapmadan, yolun sonunda neyle karşılacşağınızı bilmeden ilerlersiniz. Her adımınız körpe bir kuşun ürkekliğini taşısa da, yüreğiniz sizi alır götürür. Kalbiniz aklınıza hükmeder, içinizdeki masumiyete teslim olursunuz.
Menzile ulaşmak için, bazen bir kelebeğin kanatlarına, bazen bir çocuğun masum gülüşüne tutunursunuz. İçinizdeki henüz ölmemiş umutlar, yoldaki engellere çarpsa da, her doğan güneşle yeniden yükselerek yoluna devam ederler.
Üzerinize çöken hüzün bulutlarına aldırmadan, ümitsizliği gök kuşağının ardına bırakıp, umut ışığını içinize düşürene sığınırsınız.
Ümidin kandilleri yüreğinizde yandıkça, yolda yolcu olmaktan sizi kimse alıkoyamaz. Umut sırtımızda taşıdığımız heybemize koyulan bir hediyedir. Heybemizi boş koymayıp hediyeyle bizi yola çıkaranın hatırına, heybedeki yüke katlanılır.
Nerede bir yürek çarpıyorsa, orada bir umut filizleniyor demektir. Tırtılı öldürüp, kelebeği dirilten Allah, bir kapıyı kapatıp diğerini açmış.
Kelebek; gökyüzünde özgürce rengârenk kanatlarını çırparak umutsuzluğa yer yok diye adeta haykırıyor. Renkleri, sevgiyi, merhameti, sabrı, umudu, insanlığı anlatıyor.
Dokunmayın hoyrat ellerinizle, kirli düşüncelerinizle, şişmiş egolarınızla, soldurmayın rengârenk kanatlarını. Öldürmeyin insanlığı.
Umutsuzluğa düşen ordu yenilir. Umutsuzluğa düşen insan ilmiği boğazına geçirir. Umutsuzluğa düşen kaptan gemisini batırır.
Nerede umut varsa ancak orada insanlık yaşar. Umutsuzluk ölümdür. Viran olmuş bir gönle dokunan bir söz, yıkıntılar arasında duyulan bir sese uzatılan bir el, denizde boğulan aylan bebeklere bir nefestir insanlık.
Doğru insanlar, doğru yol arkadaşları bize yolun sonunu gösteren fenerler gibidir. Sözleriyle, davranışlarıyla birbirlerine şifa dağıtırlar. Onların varlıkları, umutsuzluk bataklığından çıkmak için uzatılan bir dal, bir köprüdür.
Yaşamak için yaşatmak gerekir. Derdini paylaşacak dost, söyleşecek yaran, güvenecek arkadaş olmak gerekir. Güveni güveye, sevgiye çileye, merhameti maraza çevirmemek lazım.
Kelebekler gökyüzünde özgürce kanat çırpmalı. Dokunup ’da soldurmayın renkleri. Tutunun kanatlarından, özgürlüğe, sevgiye, merhamete, kardeşliğe kanat çırpın özgürce.
Kapınız ardına kadar açık olsun, yolda kalmışlara, yolda kaybolmuşlara. Hiç hesapsız, masum niyetlerle yola çıkanlara köprü olun, gönülden gönüle yol olun. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri ne güzel buyurmuş:
"Harabat ehline hor bakma Şakir. Defineye malik viraneler var."