Birecik Barajı'nın yapılmasının ardından bir bölümü sular altında kalan, Cittaslow Uluslararası Koordinasyon Komitesinin 2013 yılında "Sakin Şehir" ağına dahil ettiği Halfeti, sunduğu görsel güzelliklerle ziyaretçilerini büyülüyor.
Halfeti, tarihi taş evleri ve doğal güzelliklerinin yanı sıra, kendine has rengi ve kokusu bulunan karagülle de dikkatleri üzerine çekiyor. Kaymakamlık, belediye ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından geniş bir alana yayılmasını sağlamak amacıyla 3 serada özenle yetiştirilen karagül, Halfeti Belediyesi tarafından yapılan başvuru üzerine 2 ay önce Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaret tescil belgesiyle tescillendi.
Eşsiz simsiyah rengi ve kokusuyla ilgi gören karagül, hasat sezonunun başlamasıyla birlikte seralardaki görevliler tarafından dallarından kesilerek kurumaya bırakılıyor.
Daha sonra ayıklanan bitkinin yaprakları, Halfeti Halk Eğitim Merkezindeki usta öğretici ve kursiyer kadınlar tarafından karagül hapsesi, sucuğu, şerbeti, reçeli, lokumu, çikolatası ve çayına dönüştürülüyor.
Birbirinden lezzetli karagül ürünleri, ziyaretçiler için ilçede satışa sunulmasının yanında gelen talepler üzerine farklı illere de gönderiliyor.
"KARAGÜL SERALARLA ÜRETİM SEKTÖRÜNE DÖNÜŞTÜ"
Halfeti Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler ile Halk Eğitim Merkezi Müdürü Eşref Arıkan, kaymakamlık ve belediyeyle iş birliği içerisinde, karagülü farklı ürünlere dönüştürerek tanıtımını yapmaya çalıştıklarını söyledi.
İlçeye özgü 28 çeşit gıda ürünün 7'sinin karagül ile yapıldığını belirten Arıkan, "Bizim amacımız, ürettiğimiz ürünlerle burada hem kursiyerlerimize istihdam yaratmak ve aile bütçelerine katkı sunmak hem de karagülün bütün dünyaya tanıtılmasına katkı sunmak. Karagül, daha önce üretimi çok yapılan bir bitki değildi ancak son yıllarda, özellikle seralarla ciddi bir üretim sektörüne dönüştü. Artık Halfeti denilince akla karagül geliyor." dedi.
Karagülün ürün olarak ilçenin ekonomisine daha fazla katkı sunmasını amaçladıklarını aktaran Arıkan, ürünlerin ilçedeki bir çok noktada satışa sunulduğunu ifade etti.
Arıkan, karagülün nisan-mayıs ve ekim-kasım aylarında olmak üzere iki defa açtığını ve insanların karagülü mutlaka yerinde görmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
"TADINA BAKANLAR ÇOK SEVİYOR, BEĞENİYOR"
Usta öğreticilerden Nezver Çoban da karagülden yapılan ürünlerin tüketiciler tarafından çok beğenildiğini belirtti.
Daha önce evlerinde sadece karagülün reçelini ve şurubunu yaptıklarını ifade eden Çoban, "Şimdi halk eğitim merkezi bünyesinde çikolatası, hapsesi, sucuğu gibi ürünlerini yapmaya başladık. Tadına bakanlar çok seviyor beğeniyor, lezzetli buluyor. Evlerimizde misafirlerimize ikram edip, hediye olarak da gittiğimiz yerlere götürüyoruz. Yaptığımız ürünler biraz zahmet istiyor ama lezzeti bu zahmetin önüne geçiyor." diye konuştu.