CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine yönelik sözleri üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında suç duyurusunda bulundu. Açıklamanın tehdit niteliğinde olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik, Soylu hakkında ayrıca 100 bin liralık tazminat davası da açtıklarını söyledi.
İçişleri Bakanı Soylu, yurtdışına para gönderme polemiği üzerinden eleştirdiği Kılıçdaroğlu için "Kılıçdaroğlu, sana açık açık söylüyorum sen bittin" ifadesini kullanmıştı.
İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU NELER SÖYLEMİŞTİ?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Ortahisar Olağan İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, partililere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'ın selamını iletti. İstanbul Beşiktaş'ta geçen yıl bugün çevik kuvvete yönelik gerçekleştirilen saldırıyı hatırlatan Soylu, şöyle devam etti:
"Sizlerden bir de dua istiyorum, güçlü bir 'Amin' istiyorum. Bugün 10 Aralık. Geçen yıl bugün, İstanbul Beşiktaş'ta çevik kuvvet polislerimize yönelik hain bir saldırı gerçekleşmişti. Eski adıyla İnönü Stadyumu'nun orada. O saldırıda şehit olan evlatlarımızın cenaze töreninde bir söz vermiştik, kanlarını yerde bırakmayacağımızı ifade etmiştik. Üzerinden bir yıl geçti ve Allah'a çok şükür, o hain terör örgütünün bütün denklemlerinden fitil fitil burunlarından getirdiğimizi söylemek istiyorum."
'O TALİMATI VEREN 2 KİŞİNİN PEŞİNDEYİZ'
Soylu, o talimatı veren iki kişi kaldığını ifade ederek, "O talimatı veren 2 kişinin peşinde olduğumuzu, onları sığındıkları deliklerde ve inlerde
bulacağımızı ve o anlayışı ve o inancı, o imanı, bu birlikteliği, nasıl onlara bedel ödettireceğimizi bütün Türkiye görecektir. Bilesiniz ki Güneydoğu'da yaptığımız bütün toplantılarda, Ankara'da yaptığımız bütün güvenlik toplantılarında o iki kişinin ismini anmadan, arkadaşlarımıza, 'Oradaki o katilleri almazsanız gözümüz açıkta kalır' diyebileceğimiz anı onlara hatırlatmadan toplantıları bitirmiyorum. Çalışma arkadaşlarım ve mesai arkadaşlarım iyi bilirler, o iki kişiyi bizim arkadaşlarımız, aslanlarımız, evlatlarımız, o dağların her noktasında arıyorlar, nereye kaçarlarsa kaçsınlar, hangi deliğe girerlerse girsinler, hangi inde olursa olsunlar o çocuklarımızın kanı yerde kalmayacak."
Terör örgütünün bugün tasfiye noktasına geldiğini vurgulayan Soylu, "Cenab-ı Allah geçen yıl bugün Beşiktaş'ta kaybettiğimiz çevik kuvvet polislerimiz, oradaki sivil şehitlerimiz başta olmak üzere 15 Temmuz şehitlerinden bütün terör şehitlerine, Malazgirt'ten Kurtuluş Savaşı'mıza, askerimizden, polisimize, jandarmamızdan sivilimize, 15 yaşındaki evladımıza kadar gani gani rahmet eylesin." ifadesini kullandı.
Soylu, kongrelerin önemine dikkati çekerek, "Bizi izliyorlar, bizi dinliyorlar. Allah muhafaza sesimiz biraz kısılırsa, Allah muhafaza sesimiz dünden daha gür çıkmazsa, korkarsak veya tembellik yaparsak bilin ki bu dünyada zalim güler, mazlum ağlar. Yıllarca bu ülkenin, bu milletin sesini kısmaya çalıştılar." diye konuştu. Türkiye'nin geçmişte yaşadığı süreçlere değinen Soylu, milletin 15 yıldır bütün engelleri ortadan kaldırdığını söyledi.
'SEN BİTTİN'
Türkiye'de siyasi istikrara ve milletin hukukuna karşı nerede bir saldırı olsa o ihanetin içerisinde ya da savunmasında Kılıçdaroğlu'nu gördüklerini söyleyen Soylu, "Vekilleri terörist cenazesindeyken, kendisi terörist de olsa 'Niye vuruyorsun' diye savunma yapan, terör örgütü ile iltisaklı olduğu için hapse attığımız kişileri hapishanelerde ziyaret eden, attığı her adımda aziz milletimizi inciten, girdiği her seçimde milletten tokat yiyen bu zat belli ki akıllanmamış." ifadesini kullandı.
"Bu siyasi düzenbaz dün ak dediğine ertesi gün kara diyen adam, iki haftadır eline tutuşturulmuş paçavralarla şov yapıyordu." diyen Bakan Soylu, bunun yalan ve iftiralardan oluştuğunu söyleyerek şöyle devam etti:
"(Açıklayacağım, büyük kıyamet kopacak rezil olacaklar) dedi. Burada söylüyorum, kendisi rezil oldu. Önce çıktı ekranlara kağıtları salladı. 'Gel bakalım' dedik, 'Yok veremem'. Suç var mı? 'Eğer suç varsa savcılığa ver' dedik 'Yok suç değil' dedi. Sonra baktı olmuyor, evrakları günler sonra basına verdi. Bütün Türkiye gördü ki bu siyasi sahtekar yalanları ve iftiraları üzerinden Türkiye'de başka bir oyuna soyunmuş. Gördü ki Türkiye, dağ fare doğurmuş. Şimdi avukatlar suç duyurusunda bulundu. Konu mahkemeye intikal etti. Sonra hızını alamadı kurumları, hepimizi, A Haber'i asmakla tehdit etti. Dün de şahsıma yönelik bir laf etmiş. Demiş ki 'Seni asmayacağım da rezil edeceğim, bütün kirli çamaşırlarını ortaya çıkaracağım'. Kılıçdaroğlu, senin aklın gibi ipin de çürüktür, sen onu da beceremezsin. Kılıçdaroğlu, sana açık açık söylüyorum sen bittin."
Bakan Soylu, "Kılıçdaroğlu, dün yolsuzluk marketinin önünde çektirdiğin fotoğraf tarih boyunca boynunda asılı yafta olarak asılacaktır. Kılıçdaroğlu, daha bitmedi, gözlerinden öperim Kılıçdaroğlu... Kılıçdaroğlu daha bitmedi, buradan sana tekrar söylüyorum, gözlerinden öperim demekle bırakmıyorum. Daha yeni başladı, yanına bir doktor al Kılıçdaroğlu, yanına bir doktor al. Beraber iş çevirdiğin özel kalem müdürün iyi bilir doktorların nerede olduğunu, hangi rezidanslarda olduğunu, hangi dairelerde olduğunu Kılıçdaroğlu. Sen buradan ne demek istediğimi anlıyorsun Kılıçdaroğlu. Gözlerinden öpüyorum Kılıçdaroğlu gözlerinden." diye konuştu.
'TURPUN BÜYÜĞÜ HEYBEDE'
Türk milletinin ölümden ve tehditten korkmayacağının altını çizen Soylu, Kılıçdaroğlu'nun kimi tehdit ettiğinin farkında olmadığını söyledi.
Soylu, herkesin alnının açık olduğunu ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:
"15 Temmuz gecesi koşarak kaçtın. Milletvekilinin vatana ihanet ettiği davada yollarda sözde adalet yürüyüşünde vatana ihanet edenlerle beraber kol kola yürüdün. Kılıçdaroğlu, sana bir şey daha söyleyeyim de aklında kalsın. Turpun büyüğü heybede Kılıçdaroğlu. Sen tabii ki o meşhur çarklarını yine yaparsın önümüzdeki günlerde. Deniz Baykal'ın belki hayatının en zor günlerinde evine gidip çıkışta 'Aday değilim' dediğini, sonra da bal gibi aday olduğunu yazan gazeteleri okumazsın. Bu kuklanın, bu siyasi sahtekarın siyasi hayatının yarısı iftira atıp çark etmelerle kalan yarısı da seçim yenilgileriyle geçmiştir. Hangi birisini sayalım? Yine Sayın Baykal'a yapılan o kumpasın kasetini Sayın Cumhurbaşkanımızın izlediğini iddia etmişti. Detaylı şekilde anlattı hem de böyle tane tane, tek tek anlattı. Canlı yayından sonra mahkemeye savunma gönderirken görüntüleri kim kaydetmiş, nasıl kaydetmiş 'Bilmiyorum, hatırlamıyorum' dedi. Yine çark etti. Bir ara Bakırköy'deki imar tadilatı karşılığı TÜRGEV'e 20 dönümlük arazi verildiğini söylemişti. 'İspat et' dediler, ispat edemedi. Bakırköy orada, TÜRGEV orada, arazi yok ama iftira var, çark etme var."