Namaz da böyledir. Hz. Peygamber (s.a.s.); “Beni namazı nasıl kılarken gördüyseniz siz de öyle kılınız. ” (Buhârî, Ezan 18) buyurmuştur.
Rasûlüllah (s.a.s.) bir gün namaz kıldırırken açıktan okumuş, müşrikler bunu işittiklerinde Rasûlüllah’a (s.a.s.) eziyet ederek Kur’an’a, onu indirene ve getirene sövmeye başlamışlardı. Bunun üzerine “De ki: ” (Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O’nundur. Namazında sesini pek yükseltme, çok da kısma. İkisi ortası bir yol tut. ” (İsra, 17/110) anlamındaki ayet indi (Buhârî, Tevhîd, 44; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, II, 184).
Çoğu âlimler, bu âyetin, farz olan namazlardaki kırâetle ilgili olduğunu; gündüz kılınan farz namazlarda kıraatin gizli, gece kılınan farz namazlarda ise âşikâr/cehrî olduğunu söylemişlerdir (Tahâvî, Ahkâmu’l-Kur’an, I, 239).
Kadınlar âdetli iken namaz kılabilirler mi?
Kadınlar âdetli iken namaz kılmazlar, oruç tutmazlar. Âdetli kadının namaz kılmasının ve oruç tutmasının câiz ve sahih olmadığında, yani âdetin bu iki ibadetin ifasına engel bir mazeret sayıldığında fakihler görüş birliğindedir.
Âdet süresince terk edilen namazların kazâ edilmesinin gerekmediği, oruçların ise temizlendikten sonra tutulacağı hususlarında da görüş birliği vardır. (Abdurrahman el- Cezîrî, Kitabu’l-Fıkhî ale’l- Mezâhibi’l-Erbea, I, 133) Hz. Âişe (r.a.), Rasûlüllah döneminde kendileri adet gördüklerinde tutamadıkları oruçları kaza etmekle emrolunduklarını, kılamadıkları namazları ise kaza etmekle emrolunmadıklarını söylemiştir. (Buhârî, Hayz, 20 Müslim, Hayz, 15) bu uygulamalar Hz. Peygamber (s.a.s.)’in bilgi ve onayı dâhilinde cereyan etmiştir.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı