Kırmızı kar yağışı nadiren de olsa rastlanılan bir durumdur. Tarih kayıtlarına geçen ilk bildirim Aristo tarafından yapılıp, kendisi buna "kanlı kar" adını vermiştir. Birkaç yüzyıl sonra Roma tarihçisi Pliny de benzer bir kayıt tutmuş, yağan karın pasa benzediğini belirtmişti. Öte yandan 19. Yüzyıl’ın sonuna kadar Avrupa ve Amerika’da birkaç kez kırmızı kan bildirimi yapıldı.
Ancak biz modern zamanlarda "Kırmızı kan" ile hiç karşılaşmamıştık. Ta ki birkaç sene evvel Dünya'da yaygınlaşmaya başlayana kadar. Kırmızı yıllarda ilk kez 2006’da Rusya’da görüldü. Ardından Sibirya ve Şırnak’ta da görüldü. Peki nedir bunun sebebi?
Atmosfer “yoğunlaşma çekirdekçikleri” denilen, gözle görülemeyecek kadar küçük toz zerrecikleriyle doludur. Bunlar çöllerdeki toz fırtınaları, volkanik patlamalar, yangınlar ve çevre kirliliğiyle oluşmakta, normalde her yağmurda bu tozun bir kısmı olup yağmur suyuyla yere iner.
Yağmur suyu buharlaşmaya başladığında geriye bu mikroskobik ölçekteki zerrecikler kalır. Eğer hava yeterli derecede soğuksa, su buza dönüşür ve bu kez toz zerrecikleriyle kaplı karlar yağmaya başlar. Dünya'da hiç rüzgar ve hava akımı olmasaydı, her bölgeden atmosfere yükselen toz zerrecikleri yağmur suyuyla yine aynı bölgeye düşerdi. Fakat atmosferik değişimler ve rüzgarlar aracılığıyla dünyanın herhangi bir yerindeki toz zerreciklerinin bambaşka bir bölgede yağmur veya karın içine gizlenmiş olarak düşme ihtimali çok yüksek. Örneğin hava durumu sunucuları sık sık kuvvetli çöl rüzgarları nedeniyle oluşan toz fırtınalarının çok uzaktaki ülkelere rüzgar veya yağış olarak yansıdığını bildirirler.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ NEDENİYLE GERÇEKLEŞİYOR
Bilim insanları tarafından yapılan açıklamada, mikroalglerin çoğalmasının karın renk değiştirmesine sebep olduğu ve bu durumun, havadaki karbondioksit miktarının artması ve iklim değişikliği nedeniyle gerçekleştiği kaydedildi. Bilim adamları, mikroalglerin kışın da bulunduğunu, fakat sayıları ve yeşil renkleri nedeniyle daha az göründüklerini belirtti.