Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde Üniversite sınavına hazırlanan ve harçlığını çıkarmak için bir cafede çalışan Nurbari Mircihan (17), geçtiğimiz pazartesi akşamı, misafir olarak gittikleri dayısının evinde, ağabeyi Salih Mircihan (29) tarafından önce boğazı kesildi ardından defalarca bıçaklanarak katledildi.
Genç kızın cenazesi gözyaşları arasında toprağa verilirken yakalanan ağabey sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Salih Mircihan'ın ifadesinde kardeşini öldürme gerekçesi ise pes dedirtti.
Daha önce de annesi Adle Mircihan'ı bıçaklayarak, yaraladığı için bir süre cezaevinde kaldığı öğrenilen Salih Mircihan, savcılık sorgusunda cinayeti anlattı. Kardeşini bacak bacak üstüne atıp, telefonda mesajlaştığı ve laubali hareketler sergilediği için öldürdüğünü söyleyen Salih Mircihan, cinnet getirdiğini, olay sırasında kendi kollarını da bıçakla yaraladığını ve başını duvara vurduğunu ileri sürdü.
''SAÇLARINDAN TUTUP...''
Yaklaşık 8 yıldır uyuşturucu kullandığını belirten Salih Mircihan, pazartesi günü, annesi ve kız kardeşi ile dayısının evine misafirliğe gittiklerini, nakliyecilik yapan kuzeni ile 1 gün sonra Batman'a gitmek için anlaştıklarını kaydetti. Salih Mircihan, ifadesinde şunları söyledi:
"Annemi saat 22.00 sıralarında eve bıraktım. Ardından dayımın evine döndüm. Otururken 3-4 belki daha fazla sigara içtim. Dumandan etkilenen dayım kızdı. 1 gün sonra Batman'a gitme planımız da iptal oldu. Bunun üzerine dayımlarla vedalaştım ve eve gitmek için kapıya yöneldim. Bu sırada susadığımı fark ettim ve mutfağa gidip, bir bardak su içtim. Mutfakta kardeşim Nurbari ve dayımın kızı Kader vardı. Nurbari'nin oturuşuna baktığımda, telefon ile mesajlaştığını görünce erkek arkadaşıyla görüştüğünü düşündüm. Kardeşimin bacak bacak üstüne atması ve laubali hareketlerinden rahatsız oldum.
İçimden 'lanet gelsin' diyerek, mutfaktan çıktım ve evin kapısına yöneldim. Ayakkabılarımı giydim, bir anda gitmek istemediğimi fark ettim. Aklım hala kardeşim Nurbari'deydi. Ayakkabılarımı çıkarmadan mutfağa girdim. Mutfak tezgahında bulunan ekmek bıçağını alarak kardeşime savurdum. Sol elimle kardeşimin saçlarından tutuyordum, sağ elimle de bıçağı Nurbari'ye sapladım. İlkinde bıçak kardeşimin göğüs kafesinin altına, kaburgasına doğru saplandı. Sonra bıçak kardeşimin boyun kısmına geldi. O sırada cinnet geçirdim. O an aşırı sinirliydim. Kardeşimin yaşamasını istemiyordum, kendimi kontrol edemedim. Kardeşimi bıçaklarken, ruh halim bir yandan onu bıçaklamama el vermiyordu. Kardeşimi bıçakladığım sırada mutfakta sadece Kader vardı. Kader çığlık atınca dayımın çocukları gelerek beni engellemeye çalıştılar."
''DAHA ÖLMEDİ, BIRAKIN ÖLDÜRECEĞİM''
Kuzenlerinin kendisini tutarak, balkona götürdüğünü, bu sırada da boğuştuğu dayısının oğlu Mehmet Gül'ün parmağının kesildiğini anlatan Salih Mircihan, "Elimdeki bıçağı Mehmet zorla aldı. Balkonda bulunduğum sırada hala sinirliydim, cinnet geçiriyordum ve kendimi kontrol edemiyordum. Bu sırada yanımdakilere 'Daha ölmedi, beni bırakın, onu öldüreceğim' dedim. Kafamı sağa sola vuruyordum. Bu olayı önceden tasarlamadım ve dayımın evine kardeşimi öldürme maksadıyla gitmedim.