İnsanın hayatına anlam katan ve insanı canlı tutan; onun hayatının bir manası ve hedefi olmasıdır. Bu hedef; Allah’a iyi bir kul, iyi ve faydalı bir insan olmaktır. Hayatında müspet ve faydalı bir amacı olmayan kimseler, yorgun, argın, moralsiz, suyun üzerindeki saman çöpü gibidirler. Yaşama sevincinden yoksundurlar. İradeleri yoktur, hangi duvara toslayacakları da belirsizdir. Kolayca başkalarının kontrolüne girerler. Mesafe alamazlar. Takım çalışmasına uyum sağlayamazlar ve dağınıktırlar.
Allah-u Teala Kur’an-ı Kerim’de insanın yaratılış amacını ve dünyada neyi hedeflemesi gerektiğini bildirmiştir: “ Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım” (ez-Zâriyât 51 /56), “ İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda malları ve canları ile cihad edenler; Allah katında derecesi en yüksek olanlardır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. (et-Tevbe 9/20)
Kızılelma ülküsü; ecdadımızın en önemli idealidir. Osmanlıda yeni fetihlerle İ’lâ-yı Kelimetullah’ı ifade eder; yani Allah’ın varlığı, birliği, yüceliği ve Kur’an-ı Kerim’in hükümlerinin önce nefsimize, sonra da dünyanın her yerine hakim kılınması idealidir. Bitiş noktası, koştukça ileri kayan; sürekli koşmayı gerektiren bir hedeftir. Tıpkı gökkuşağını yakalamaya çalışmak gibi, ya da güneşi yakalamak için güneşe doğru koşmak gibi. Sen koştukça senden uzaklaşan bir hedef. Tam hedefe ulaştım derken; hedefin ileride olduğunu fark etmek, bir türlü avucuna alamamak ve dokunamamak, mücessem olmayan; ışık gibi, ses gibi, yine de usanmadan onu yakalamaya çalışmak. Sürekli mücadele ve cihad ruhuyla dopdolu olmak.
Kızılelma; ilk defa Orta Asya Türkleri arasında yaygınlaşan, sürekli fetih ruhuyla yaşamak, İslam ve Türk birliğini hedeflemek manasına gelirdi. Ulaşılan her hedeften sonra, yeni bir hedefe odaklanmak demektir. İstanbul’un fethi Fatih Sultan Mehmet’in kızıl elması idi. Hemen arkasından Viyana ve Roma’nın fethi Kızılelma oldu. Viyana Kanuni Sultan Süleyman’ın Kızıl elması idi.
Günümüzde ise Kızıl elmayı Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarif ediyor; Gelişmiş müreffeh Türkiye, yeryüzünde Hakkın ve Adaletin tesis edilmesinde öncü, lider ve bağımsız Türkiye’ye ulaşmayı temsil ediyor. Yeryüzünde, Hakkın ve adaletin üstün olmasını ancak güçlü Türkiye sağlayabilir. Çünkü; Türkiye Cumhuriyeti bir asır önce dünyanın üç büyük devletinden biri olan Osmanlı’nın varisidir. Damarlarında büyük devlet kanı dolaşmaktadır. Mutlaka eski savletine ve haşmetine yeniden kavuşacaktır. Torunlar dedelerinin genlerini taşırlar. Bu genler, günü gelince kendini gösterecektir. Bu genlerin canlanmasının tek yolu da ecdadımızın ruhunu kuşanmaktır. Türkiye’de niçin bir asra yakındır Osmanlı yokmuş gibi, unutturulmaya çalışılıyor? O ruh birilerinin sömürü ve zulüm çarklarına ot tıkayacaktır da onun için. O ruh zalimin karşısında çelik gibi duracak, mazlumların hamisi olacaktır da onun için. Asırlarca bunu yapmıştır, yine yeniden yapabilir ve yapmaktadır. Büyük devlet olmanın yolu büyük ruhlu insanlardan geçer. Kendisiyle ve tarihiyle barışık, iyi yetişmiş, milleti, devleti ve imanı için adanmış gençler ve liderler.
Arif Nihat Asya’nın fetih şiiri buna işaret etmektedir;
Delikanlım işaret aldığın gün atandan,
Yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan
Elde sensin dilde sen, gönüldesin baştasın Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.
Bugünün gençlerinin fethi; kendilerini iyi yetiştirmek ve içinde yetiştikleri bu millete, vatana, milli ve manevi değerlerine adanmışlık ruhu ile hizmet etmekten geçer. “Alın teri ve akıl teri dökmek”, Bu vatanda kazandıklarını bu vatan için kullanmak.
Sloganlarla değil, gerçeklerle hareket etmek, güzel ahlak ve çalışmakla fetih ruhunu canlı tutabiliriz.
Kızılelma ülküsü; idealist olmak, Din, vatan, millet ve insanlık uğruna fedakarlık yapma şuuruna sahip olmak ve bu yolda çalışmak demektir. Artık yeni hedefimiz Uzay’ın fethidir. Uzay teknolojisini elde etmektir. Yüksek teknolojinin tüketicisi değil üreticisi olmaktır. Madde ve mana da birlikte yükselmektir. Gördüğünüz gibi Kızılelma her alanda ileriyi işaret ediyor, hedef çizgisini ileri taşıyor.
Dünyanın bütün pazarlarına ürettiğimiz ürünleri ulaştırmak, ticarette, savunmada, yüksek teknoloji üretiminde en önde olmak yeni neslin hedefleri arasında olmalıdır. Milletin her ferdi kendi alanının en iyisi olmak için dünyanın her tarafına gidebilir. Yeni ülkeler, yeni pazarlar keşfedebilir ve yeni ürünler üretebilir.
Türkiye’nin savunma, teknoloji, ticaret ve siyasi olarak tam bağımsızlığa kavuşması gerekmektedir. Bunun İçin herkes azami gayret göstermelidir. Böyle olmadığı sürece dünyadaki etkinliğiniz de fazla olmuyor. Dışa açılmalı, hedefimizi her zaman yüksekte tutmalıyız. Bütün bu hedeflere ulaşmak bizim için kızıl elmadır.