HIV ile ilgili önemli bir konferans gerçekleştirildi. Sabancı Üniversitesi ve Gilead Sciences Türkiye iş birliğiyle ‘Birlikte HIV’den Güçlüyüz’ temasıyla gerçekleştirilen IV.Ulusal Duyarlılık Konferansı’nda ‘Türkiye’de HIV’ adlı belgeselin ilk gösterimi yapılırken, son durum ise uzmanlar tarafından masaya yatırıldı.
Konferans katılan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’ndan Prof.Dr.Deniz Gökengin, HIV’le mücadelede küresel anlamda yüzde 23 azalma olmasına karşın, Türkiye’de son 10 yılda ciddi sayıda hasta artışı olduğu uyarısında bulunurken, “Türkiye’de her yıl 3-4 bin arasında yeni vaka ekleniyor. Biz aslında HIV’le yaşayan hastaların sadece yarısına tanı koyabiliyoruz, bir bu kadar daha HIV’le yaşayan hasta olduğunu tahmin ediyoruz. HIV/AIDS’e ilişkin verilerin ulusal boyutta toplanması, analiz edilmesi ve analiz sonuçlarına göre yapılması gereken, eylemlerin planlanması, veri toplama aşamasında HIV-pozitif bireylerin gizliliğini ihlal etmeyecek yöntemlerin paydaşlarla uzlaşı içinde belirlenmesi şart” dedi.
Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Serhat Ünal ise Türkiye’de HIV’li hasta sayısının 10 yılda yüzde 465 arttığına dikkat çekerek, “Türkiye’de anonim test merkezlerinin yaygınlaştırılması önemli. Asıl vakaları böyle yakalarsınız. Ne yazık ki farkındalık konusunda ilerleme kaydedilemiyor. HIV/AIDS’e bağlı ölüm oranları son 9 yıllık dönemde global ölçekte düşüşe geçmiş durumda. Ancak tek istisna ise Türkiye ve bizim olduğumuz bölge. AIDS ülkemiz için giderek yaygınlaşan bir tehlike ve adeta sessiz bir düşman. toplumun yüzde 75’i bu konuda bilgi sahibi değil. HIV/AIDS’in topluma anlatılabilmesi için örgün eğitimden başlanarak, bilinçlendirmeye yönelik eylem planları oluşturulmalı” ifadelerini kullandı.
HIV VİRÜSÜ NEDİR?
HIV (İngilizce: Human Immunodeficiency Virus / İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü), AIDS'e yol açan virüs. HIV , bağışıklık sistemine zarar vererek hastalığa neden olur. Vücudu mikroplardan koruyan bağışıklık sistemi çalışmadığında, mikroplar daha kolay hastalığa neden olabilir.
Kanında HIV bulunmayan kişiler HIV negatif kişilerdir. Kanında HIV virüsü bulunan kişilere "HIV pozitif" veya "HIV enfeksiyonlu" denir. Bu kişiler aynı zamanda kanında antikor bulunan anlamında sero (anti-HIV, veya bilinen ismiyle ELISA testi) pozitif kişilerdir. Ancak ilk bulaşma döneminde seronegatif kişiler aynı zamanda enfeksiyon taşıyan kişiler olabilirler.
AIDS, HIV etkeni nedeniyle insanlarda bağışıklık sisteminin çökmesine neden olan bulaşıcı bir hastalık. AIDS sözcüğü, İngilizce Acquired Immune Deficiency Syndrome (Edinilmiş Bağışıklık Eksikliği Sendromu) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. HIV (İnsan bağışıklık yetmezliği virüsü), bağışıklık sistemine yavaş yavaş nüfuz ederek vücudun enfeksiyonlara karşı direncini yok eder ve bireyi çeşitli rahatsızlıklara karşı korunmasız hale getirerek sonunda ölümüne sebebiyet verir. AIDS, HIV enfeksiyonunun son aşamasıdır ve bu süreçte ölümcül enfeksiyonlara ve kansere sıklıkla rastlanır. Kanında HIV taşıyan kişiye HIV pozitif denir. Kavram bütünlüğü sağlamak açısından yaygın olarak HIV/AIDS birleşik terimi kullanılır.
HIV virüsü kana bulaştıktan sonra uzun yıllar belirti vermeyebilir ve kişi kendini iyi hissedebilir. Bazı vakalarda, HIV pozitif bir kimsenin 8 ila 10 yıl AIDS'e yakalanmadığı görülmüştür. Bulaşma gerçekleştikten en az 3 ay sonra yapılan ELISA testleri en doğru sonucu verir.