Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) 60 yıllık tarihinde ilk kez bir başbakan genel kurula katıldı. Başbakan Binali Yıldırım bu durumu “İlk ve son olacak, bir daha arasanız da başbakan bulamazsınız” diye esprili bir dille açıklarken, bankacı genel müdürlerine hem talepte bulundu hem de yeni kampanyaları açıkladı.
"GELİN FAİZLERİ İNDİRELİM"
Başbakan Yıldırım, “Yüksek faiz sizin için de iyi değilse, kâr etmiyorsanız gelin indirelim. Hem kâr edin hem de memleket kazansın. Tamam mı? Daha çok kazanmak için faizlerin inmesi gerekir, sözü aldık. Bizim de işimiz var biz de enflasyonu aşağı çekeceğiz” derken, Ziraat Bankası’nın da konut sektörüne yönelik kampanya başlatacağını duyurdu.
Konut sektöründe imar barışı ve KDV avantajının ardından şimdi de bankalar tarafından yeni eylem planı devreye sokulmuş oldu. Yıldırım, böylece hem piyasanın hareketlenmiş olacağını, stokların azalacağını ve oradan gelen paranın konut sektöründe dönmeye başlayacağını kaydetti. Edinilen bilgiye göre bir kaç gün içinde Ziraat Bankası ve sektörün önde gelen bankalarının da yer alacağı bir eylem planı kamuoyu ile paylaşılacak. Bu plan kapsamında faiz indirimi ve vade uzatımı gündemde. Şu an sektörde aylık ortalama yüzde 1.25-1.35 seviyelerinde olan konut kredisi faizlerinin yüzde 1 seviyesine çekmenin hedeflendiği vurgulandı. Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) ise yaptığı açıklamada faizin yüzde 0.99’a çekileceğini açıkladı.
ENFLASYONU İNDİRECEĞİZ
Yıldırım, TBB’nin 61’inci seçimli genel kurulundayaptığı konuşmada bankacılara seslenerek, “Size hem sitemde bulunacağım hem teşekkür edeceğim hem de talepte bulunacağım” diyerek Türkiye’nin son 15 yıldaki büyümesinin arkasında da bankacılık sektörü olduğunu belirtti. Yıldırım şöyle konuştu: “Sizin arkanızda da millet var. Millet paraları getirip yatırmasa siz ne yapacaksınız kaynak millet. 15 Temmuz sonrası duruşunuz ve hemen pazartesi günü her şeyi normale döndürmeniz hiçbir olağanüstü hal yokmuş gibi davranmanız milletimiz hükümetimiz nezdinde büyük bir beğeni kazanmıştır. Daha sonra ABD seçimleriyle birlikte küresel anlamda gelişen piyasalarda dalgalanma oldu ve çok hızlı şekilde kararlar aldık. 2017 için bu kararları uygulamaya koyduk. KGF sayesinde dünyayı bile şaşırtan büyüme yaşandı. Sizden beklediklerimiz de var, yüksek faiz sizin için iyi değilse indirelim, hem kar edin hem de memleket kazansın. Tamam mı? Daha çok kazanmak için faizlerin inmesi gerekir sözü aldık. Biz de enflasyonu aşağı çekeceğiz bizim de işimiz var.”
KURALI DEĞİŞTİRELİM
TBB Başkanı Aydın’ın, “Bir kişinin yanlışından dolayı sektörün hırpalanmaması gerektiğini düşünüyoruz” sözlerini hatırlatan Yıldırım, “Alınan kararlarda birliktelik olmadığını anladım. Biz şimdi kentsel dönüşümde yüzde 51 rızasıyla işin tamamlanması kuralı koyduk. İşinize yarayacaksa size de öyle bir düzenleme yapalım” dedi.
SİZİN KÂRINIZDA GÖZÜMÜZ YOK
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben ve TBB Başkanı Hüseyin Aydın’ın da katıldığı genel kurulda konuşan Yıldırım, faizleri aşağı çekmek için bankalarla birlikte hareket edilmesi gerektiğini söyleyerek “Kredi maliyetlerini küçültmek için birlikte hareket ederiz. Böylece yüksek faizden olan memnuniyetinizi de sona erdireceğiz. Düşük faizde daha makul kâr edeceksiniz. Kârınızda gözümüz yok çarklar dönmezse ettiğiniz o az kârlardan da olursunuz.” Yeniden yapılandırmanın da suç olmadığını söyleyen Yıldırım, ama kontrollü gitmek gerektiğini vurguladı.
ALGIMIZLA GERÇEK FARKLI
Başbakan Yardımcısı Şimşek cari açık, enflasyon ve kurun kaygıların nedeni olduğunu dile getirerek öncelikle cari açığın reformlar sayesinde düşeceğini belirtti. Şimşek, “Yakın dönemde ithalatı azaltacak ihracatı artıracak yatırımlara teşvikler verildi. 5-7 yıl arasında bu yatırımlar devreye girdiğinde 19 milyar dolar cari açık azalacak. Türkiye odaklandığında başarıyor. Cari açıkla tüketici kredileri arasında ilişki var kredilerde yükseliş durmuş cari açığın bunu takip ederek altın ve petrol hariç bir daralma olması mümkün. Ekonominin bir miktar yavaşlaması da dahil” dedi. “Peki piyasalardaki bu kadar endişe niye?” diye soran Şimşek bunu şöyle cevapladı: “İşin özü liradaki hızlı değer kaybı. Bunun dönemsel olarak önemli ölçüde dış siyasi gelişmelerle yakından ilişkili olduğunu görüyoruz. Lira 3.40’lara doğru gerilerken AB perspektifiyle ilgili değerlendirme oluyor dava üzerinden değerlendirme oluyor. Yakın dönemde de kredi derecelendirme kuruluşlarının yaptıkları var. Algımızla gerçek arasında büyük bir fark var.”
YAPILANDIRMAYA HUKUKİ ALTYAPI
TBB Başkanı Hüseyin Aydın da tarihlerinde ilk kez bir başbakanı ağırladıklarını dile getirerek, bankacılık sektörünün yüksek performansına dikkat çekerek “Mevduat bulamadık paramız yok diyerek dükkanı kapatmadık. Yurtdışından kaynak bulduk. Türk bankacılık sistemi bugün de yarın da kaynak bulmaya yetkindir” dedi. Yapılandırmanın ihtiyaç olduğunu vurgulayan Aydın, şöyle konuştu: “Yapılandırılan sorunlu krediyi eklediğiniz zaman acaba kredi kalitenizde sorun var mı diye soranlar oluyor. Borcunu ödemeye niyetli olanlarla yapılandırma olur. Borcunu ödeyebilecek bir hikayeye sahip olanlarla bunu yapıyoruz, hiçbir hikayesi olmayan gelecek projeksiyonu olmayanla asla ve kata yapılandırma yapmıyoruz. Firmalar şirket sermayesini güçlendirmeye önem versinler kendi mal varlıklarından ziyade şirkete yeni imkanlar kursunlar. Toplam yapılandırdığımız 78 milyar TL ve toplam kredilere oranı yüzde 3.8. Yapılandırdığımız kredilerin yüzde 80’i kesinlikle tahsil olur yüzde 20’si takibe gitse bile tahsil edilenler arasında olur. Teminatlı hepsi. Borunlu kredi olarak yönettiğimiz bölümle tamamen geriye dönmeyecek bölüm birbirinden ayrıştırılması gerekiyor. Yapılandırmayla ilgili hukuki altyapının mutlaka tamamlanması lazım. İngiltere’de de ABD’de de var. Sadece bizim değil devletin de yapılandırması gerekebilir. Patronlar da parayı yatta katta tutmaktan ziyade yaptıkları işte kendi öz kaynaklarında devreye sokmalı kişisel kayıtlarda değil kurumsal kayıtlarda tutmalı.” Faiz tartışmalarına da dikkat çeken Aydın, “Biz ticarethaneyiz, para kazanmak gerekiyor. Faizler yükseldiğinde bankalar çok para kazanan işletmeler değildir. Bu bir yanlış aldı. Böyle şey olsaydı 2001’de tüm bankalar ayakta kalırdı. Bankacılık sektörü de düşük faizden yanadır. Özkaynak büyümesini desteklediği için makul bir karlılık işimizi yapmak için gerekli” dedi.
MALİYET ARTTI VADE KISALDI
BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben de sektörün kredi büyümesini fonlamak için kaynak çeşitlendirdiğini, düşük yurtiçi tasarruf eğiliminin etkisiyle yurtdışı borçlanmaya kaydığını belirterek “Bu konuda herhangi bir sorun yaşamamaktadır, sendikasyon kredilerinde yenilenme oranı yüzde 110 seviyesindedir. Ama maliyetler attı vadeler kısaldı. Yüksek kredi talebi, kur, faizlerin yükselmesi sektör için sağlıklı bir eğilim değil. Sektörün üzerindeki kaynak sağlama yükünü hafifletmek adına sermaye piyasaların geliştirilmeli” diye konuştu.