Konya'da bulunan Akşehir Gölü tamamen kurdu. Bilinçsiz tarımsal sulama ve küresel iklim değişikliliği nedeniyle kuran göle ilişkin, Konya Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahir Nalbantçılar "Şu an bizler Konya Gölü üzerinde evlerimizi yapıp oturmaktayız. Benzer bir fotoğrafı, bugün Akşehir Gölü için de düşünmemiz mümkün olacaktır" ifadelerini kullandı.
OTOMOBİLLE ÜZERİNDE GEZİLEBİLİYOR!
Prof. Dr. Tahir Nalbantçılar, kuruyan Akşehir Gölü'ne ilişkin, hem biyosistem açısından, hem ticari anlamda, hem de ekosistem, iklim, meyvecilik, balıkçılık ve diğer birçok hayvan ve bitki türüne destek veren su kültesi olduğunu belirterek "Bir zamanlar burada 5-6 metre su seviyesine sahip Akşehir Gölü'nün orta noktasında bugün yaya olarak dolaşabilecek, arabayla geçilebilecek durumla karşı karşıyayız. Akşehir Gölü, yaklaşık 500 kilometrekarelik alana sahip. Etrafa hem biyosistem açısından, hem ticari anlamda, hem de ekosistem, iklim, meyvecilik, balıkçılık ve diğer birçok hayvan ve bitki türüne destek veren su kültesiydi. Bu su kütlesi, maalesef en derin noktasında, çatlamış toprakların üzerinde dolaşır hala gelmiş ve bugün itibarıyla da yüzlerce balıkçı işsiz kalmış ve sadece gölün belirli noktalarından çıkan otları yiyen hayvanlarla bugün bir fotoğrafla karşı karşıyayız" dedi.
'BAŞKA BİR KAYNAĞI SÖZ KONUSU DEĞİL'
Nalbantçılar, gölün sadece iklimsel değişimden etkilenmediğinin altını çizdi. Sulama amaçla yapılan göletlerin, önemli derelerin önüne kurulan setlerin, tarımsal faaliyetleri destek amacıyla yapılan yapılarının Akşehir gölüne gelen kılcal damarları da kuruttuğunu belirterek "İçinde bulunduğumuz iklim değişikliği, küresel ısınmanın bir izini bugün Akşehir Gölü'nde de tespit etmiş bulunmaktayız. Netice itibarıyla bu göl, yüzeysel suların desteğiyle yağışla beslenmekte ve suyu bu çevreden alabilmekte. Başka bir kaynağı söz konusu değil. Bunun yanı sıra bu gölü sadece iklimsel değişim etkilememiş. Sulama amaçla yapılan göletlerin, önemli derelerin önüne kurulan setlerin, tarımsal faaliyetleri destek amacıyla yapılan bu yapılarının bu göle gelen kılcal damarları da kuruttuğu ortada. Bunun yanında insanoğlunun hırslı yapısından kaynaklı olarak, tarımsal faaliyetin gelişen teknolojiyle birlikte artan su ihtiyacı ve suya bağlı ürün artışlarını da gözeterek civardan son derece derin kuyularla su desteği alarak bu gölün, bu hale gelmesine etkisi söz konusu olmuştur" şeklinde konuştu.
"GİT GİDE BİZE VEDA EDER DURUMDA"
Nalbantçılar,20 metreden alınan suların bugün artık 100'lü, 150 metrelere değişik bölgelerde yer altı suyunu çeker hale geldiğine dikkat çekerek, "Çalışma yaptığımız dönemlerde gölün etrafındaki tarlalarda derin sondajların yapıldığı, yıllar öncesi yaptığımız çalışmalarda derinliklerin giderek arttığını, o günlerde 20 metreden alınan suların bugün artık 100'lü, 150 metrelere değişik bölgelerde yer altı suyunu çeker hale gelmişiz. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz Akşehir Gölü gibi göl havzaları yer altı sularının da röntgenini ortaya koymaktadır."
"Dünkü yer altından destek alarak bu su kültesi yüzeyde durabiliyor ve direnebiliyor. Yer altından destek alamadığı takdirde de bu su kültesi kendini git gide yerin altına, zemine doğru bir yok oluşa doğru gitmektedir. Akşehir Gölü geniş alanıyla birlikte buharlaşmayla tetiklemiş durumdadır. Bu yıl için köylülerimizin ifadesine göre, Mayıs ayına kadar 1-2 parmaklık su seviyesinin olduğunu, onun da Haziran ayı başından itibaren bugün bir başına diğer başına istediğinizden noktadan araçla gezilebilir hala geldiğini görmekteyiz. Biz mevcut su kullanım rejimimizi değiştirmediğimiz takdirde, mevcut küresel iklim değişikliğine bağlı olarak ortaya çıkan yağış sorununu aşamayacağımıza göre, bu gölün artık bundan sonra git gide bize veda eder durumda olduğunu ve bize el salladığını şimdiden düşünmemiz gerekiyor." cümlelerini kullandı.