AK Parti Sakarya Milletvekili Recep Uncuoğlu başkanlığında toplanan Meclis Depremlere Karşı Alınabilecek Önlemleri Araştırma Komisyonu'nda Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener dikkat çeken bir açıklamada bulundu.
Meclis Depremlere Karşı Alınabilecek Önlemleri Araştırma Komisyonu, AFAD Başkanı Güllüoğlu, Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Üyesi ve Koordinatörü Erdal Turgut, MTA Genel Müdürlüğü Jeoloji Etütleri Dairesi Yer Bilimleri Araştırmaları Koordinatörü Doç. Dr. Selim Özalp, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Abdullah Karaman'ı dinledi.
Meclis Depremlere Karşı Alınabilecek Önlemleri Araştırma Komisyonu'na yaptığı sunumda, hazırladıkları Türkiye deprem haritasıyla bölgelere göre nasıl bina yapılacağının belirlendiğini ifade eden AFAD Başkanı Güllüoğlu, Türkiye'nin deprem kuşağında yer aldığını işaret edip, 2017'de 38 bin 237, 2018'de 22 bin 892, 2019 yılında ise 23 bin 644 deprem meydana geldiğini bildirdi.
Güllüoğlu, 81 il için ayrı ayrı İl Afet Risk Azaltma Planlarını (İRAP) hazırladıklarını, Kahramanmaraş'ta çalışmaların başladığını ve zaman içerisinde tüm illerdeki çalışmaların tamamlanacağını duyurdu.
"13 MİLYONDAN FAZLA KİŞİYE DEPREM EĞİTİMİ VERDİK"
Toplanma alanlarının medyada çok tartışıldığını ifade eden Güllüoğlu, "İstanbul'da 3 bin 20, Ankara'da 1715, İzmir'de 1646 olmak üzere Türkiye genelinde 18 bin 925 toplanma alanı belirledik. Bünyemizde 93 bin çadır, 196 bin yatak ve 182 bin battaniyemiz var. İstanbul'a da 500 konteyner yerleştirdik. 13 milyondan fazla kişiye de deprem eğitimi verdik." dedi.
Güllüoğlu, risk azaltıcı önlemlerin öncelenmesi, afet riskinin azaltılması kanunu çıkarılması, DASK katılımcılığının artırılması, DASK dışı afet sigortacılığının teşvik edilmesi ve yeni bir finansman modelinin oluşturulmasını talep etti.
İzmir'deki depremin büyüklüğüne ilişkin açıklanan oranların farklılığının, tamamen teknik ve bilimsel verilerle ilgili olduğunu ifade eden Güllüoğlu, bu konuyu Kandilli Rasathanesi ile de görüşüp, tartıştıklarını, depremin büyüklüğünü düşük göstermek gibi bir durumun asla söz konusu olmadığını vurguladı.
"HER AN 7'NİN ÜZERİNDE DEPREM MEYDANA GELEBİLİR"
DASK Yönetim Kurulu Üyesi ve Koordinatörü Erdal Turgut, Zorunlu Deprem Sigortası üretimi için 32 sigorta şirketi ve yaklaşık 17 bin acente ile koordinasyon sağladıklarını belirtti.
Deprem sonucunda meydana gelen hasarları tespit etmek ve tazminat ödemelerini gerçekleştirmek amacında olduklarını kaydeden Turgut, 2020-2021 için ödeme güçlerini de 40 milyar liraya çıkardıklarını söyledi.
MTA Genel Müdürlüğü Jeoloji Etütleri Dairesi Yer Bilimleri Araştırmaları Koordinatörü Doç. Dr. Selim Özalp, Türkiye'de depremlerin, daha çok zeminin sıvılaştığı alanlarda görüldüğünü, bu nedenle deprem zararlarının azaltılması için bölgesel içerikli sıvılaşma yatkınlık haritalarının hazırlanması gerektiğini dile getirdi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, 258'i Marmara Bölgesi'nde olmak üzere Türkiye genelinde toplam 456 kayıt istasyonuna sahip olduklarını ve AFAD ile koordineli bir şekilde çalıştıklarını kaydetti.
Özener, son 120 yıl içinde 4 büyüklüğünün üzerinde 10 bin 965 depremin meydana geldiğini, fay hatlarının hareketli olduğunu, bunun da Türkiye'de her an 7'nin üzerinde bir depremin meydana gelebileceğini gösterdiğini vurguladı.
Türkiye'nin deprem kuşağında yer aldığına dikkati çeken Özener, Hatay'da 1500 yıldır bir depremin yaşanmadığını ancak Hatay dahil "deprem olmaz" denilen yerde bile depremin her an olabileceğini kaydetti.
İzmir depremine işaret eden Özener, "Yaptığımız hesaplarda 7,2'nin üzerinde enerji birikmiş durumda. Bizi bekleyen daha büyük depremler var. O yüzden daha iyi, hazırlıklı ve koordine olmamız gerekir." dedi.
Olası Marmara depreminde, deniz altındaki çöküntüler nedeniyle tsunami ve heyelanların meydana gelebileceği uyarısında bulunan Özener, "Ege ve Akdeniz'de tarih boyunca tsunamiler oldu, yine olacaktır. Tsunami konusunda 2012'de çalışmalar yaptık. 5,5 üzerindeki depremlerde uyarı veriyoruz. Hep 'Allah korusun' diyoruz ama Allah insana akıl da vermiş. Bize düşen bilimin ışığında siyaseti beslemektir." diye konuştu.
Erken uyarı sistemi ile Marmara'da 5 ile 7 saniye arasında bir zaman kazandıklarını belirten Özener, afete hazırlık eğitimi kapsamında 3 bin 893 eğitim gerçekleştirdiklerini ve 502 bin 682 kişinin katılımını sağladıklarını anlattı.
Medyada depremle ilgili yapılan açıklamalara değinen Özener, "Popüler olmak isteyen hocalarımız, çok enteresan şeyler söylüyor, popülarite kaygısıyla konuşuyorlar. Biz programlara çıkmamayı tercih ediyoruz." şeklinde konuştu.
Özener, AFAD ile Kandilli Rasathanesi arasındaki verilerin farklı açıklanmasının nedenine ilişkin ise aynı istasyonlar kullanılsa da algoritma ölçümleri nedeniyle farklı sonuçların çıkabileceğini söyledi.
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Abdullah Karaman, kurum olarak bütçe sıkıntısı yaşadıklarını, çalışanların ücretlerini, yaptıkları projelerden aldıklarını, bu yüzden de zaman zaman haksız şekilde eleştirildiklerini kaydetti.
Yerel zemin koşullarını incelediklerini belirten Karaman, Doğu Anadolu Fay hattı üzerinde bulunan illerden Gaziantep'te çalışma yaptıklarını dile getirdi.