Koronavirüs salgınına yakalanan ilahiyatçı yazar Nihat Hatipoğlu, Sabah Gazetesinden yayımlanan köşe yazısında sağlık durumuna ilişkin bilgi verdi. Salgına yakalanmasının ardından Sağlık Bakanlığının verdiği ilaçları kullandığını belirten Hatipoğlu durumunun iyiye gittiğini belirterek sevenlerini mutlu etti. Hatipoğlu, hastalığa yakalandığı süreçte kendisine destek verenlere teşekkür ederken, sosyal medyada sağlık durumu için yapılan yorumlara ise sitem etti.
Hatipoğlu köşe yazısında, evinde karantinada olduğunu belirterek dikkatli olmasına rağmen koronavirüse yakalandığını belirtti. Hatipoğlu, salgına karşı vatandaşları ciddi olmaya davet etti.
Hatipoğlu köşe yazısında,"Bende sıtma ve ateşle başladı. Sonra mafsal ağrıları bunu takip etti. Tabii bir de iştahsızlık. Bademciklerimdeki iltihaba yorduğum için danışarak antibiyotiğe başladım. Ama 8 gün geçmesine rağmen bir gram düzelme olmadı.
Özellikle 8. günden sonra sabahları berbat bir bulantı hissi başladı. Kusamıyorsunuz. Ama duramıyorsunuz da.
Bu durumda "Hastaneye götürün" dedim. Daha önce yaptığım testler negatif olduğu için çok da telaşlanmamıştım.
Hastahanede tomografiyi bile zor verdim. Zira bulantı devam etti. Sonra doktorum geldi ve "Koronasınız" dediler.
Akabinde 5 günlük Sağlık Bakanlığı'nın öngördüğü ilaçları kullandım.
Bugün biraz düzeldim.
En azından biraz yemek yedim.
Rabbimden bana da bütün hastalara da şifa dilerim." ifadelerine yer verdi.
"BEN SIRADAN BİR İNSANIM, SADE, KENDİ HALİNDE"
Hatipoplu sosyal medyadan dua istemesinin ardından çok sayıda vatandaşın kendisi için dua ettiğini ve destek mesajları yolladığını belirterek şöyle devam etti:
"80 yaşındaki ihtiyarlar göz yaşlarıyla dualar gönderiyorlar. Genç delikanlılar. Bilmediğim insanlar. Allah bizim ömrümüzü size versin diyorlar.Ki buna kesinlikle hayır. Böyle dua etmeyin. Bu doğru değil diyerek düzeltiyorum. Ama tarif etmem mümkün değil. Evde toplanan beyler telefonun sesini açıp dualar ediyorlar. İlk kez bu kadar insanımızın bu kadar ağladığına şahit oldum.
Ben sıradan bir insanım. Sade, kendi halinde.Hiçbir iddiası olmayan. Beklentisi de olmayan. Ama bu sevgi, dua, yakarışı hak edecek ne yaptım. İki gündür bunu düşünüyorum.
İnsanlar benim gönülden yaptığım hizmeti Allah'ı ve peygamberini sevdirdiğimi biliyorlar.
Bütün bunlar bunun karşılığı. Hak etmesem de. İnanın ki, buraya yazdıklarım yaşananların binde biri bile değil.Bu arayanların sağı-solu, şuncusu buncusu yok. En farklı gruplar. En sivri insanlar. Telefonu açıp hüngür hüngür ağlamakta konuşamayıp telefonu kapatanlar."
"PAÇAVRA BİLE SİZDEN KIYMETLİ OLACAK"
Hatipoğlu yazısının devamında şunları kaydetti:
"Ve bu son cümle: Hepimiz öleceğiz. Hastaya ve ölüme sevinenler de ama ne yazık ki çoğu berbat bir hüsran yaşayacak. Hele de Allah'a, peygamberine, ezanına, dinine düşman olanlar gökte ve yerdeki her zerre sayısınca yemin ediyorum ki feci yanılacaksınız. Feci perişan olacaksınız. Dönüş de yapamayacaksınız. Sesiniz duyulmayacak. Perişan olacaksınız. Ahirette. Hiç ummadığınız yerde, orada yüzünüze bakılmayacak. Paçavra gibi savrulacaksınız. Paçavra. Paçavranın bile kıymeti var. Paçavra bile sizden kıymetli olacak. Çok yanılacaksınız. Yazın bunu bir kenara. Yaşayarak göreceksiniz. Siz kaybettiniz. Kaybettiğinizi anlamadan böyle yaşayacaksınız. Akıbetinizi görünce bugünleri çok arayacaksınız."
"BEN RABBE GİTMEKTEN HİÇ ENDİŞE ETMEDİM"
Hasta olmasına sevinenlere de sitem eden Hatipoğlu,"Hastalığımıza sevinen ve sevinç narası atacak kadar vicdansızlaşan gruba gelince. Ne sandınız. Biz öleceğiz siz yaşayacak mısınız? Düşmanının hastalığına, üzüntüsüne sevinmeyi bilmeyen bir kültürümüz vardı. Savaş sahnesinde yaralıları tedavi ettik. Benim rahatsızlığıma sevinenler. Ben Rabbe gitmekten hiç endişe etmedim. Günün birinde icabet edeceğim. Din düşmanlığı, İslam'dan nefret sizi bu kadar mı kör, zavallı, sefih ve müptezel etti. Yazık. Kaldığımız yerden inşallah daha gayretle devam edeceğiz. Rabbin istediği yere kadar." dedi.