Bu ortamda bir Mescid-i Aksa saldırısı sonrası kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), işgale karşı Müslümanlar için umut oldu.
Dünyanın her yanında Müslümanları sokağa döken hamle sonrası İİT, Kudüs için İstanbul’da çarşamba günü olağanüstü toplanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İİT Dönem Başkanı sıfatıyla Kudüs için diplomasi trafiği başlattı. Toplantıda Kudüs’ün işgaline karşı mali, diplomatik ve politik 'çok yönlü destek' istenecek.
İİT ZİRVESİNDEN BEKLENTİLER ARTTI
Birleşmiş Milletler'den sonra en çok üyeye sahip ve uluslararası arenada temsil gücü hayli yüksek olan örgütün kutlu mabed Kudüs'e sahip çıkarak sert kararlar alması bekleniyor.
Ancak Arap dünyasında ABD-İsrail ekseni etkisiyle yaşanan kırılmaların İİT'ye nasıl yansıyacağı merakla bekleniyor. ABD'nin son adımına sadece İslam dünyası değil, Hristiyanların ve Yahudi grupların bir kısmı da karşı çıkıyor.
Toplantıdan sert bir kınama mesajının yanısıra bu kışkırtıcı adımı devredışı bırakacak önlem mahiyetinde kararlar çıkması beklentileri artmış durumda.
Kudüs için atılabilecek adımlar arasında şu maddeler öne çıkıyor;
* Birkaç ülkenin görevlendirildiği bir 'Kudüs görev grubu' oluşturulmalı.
* İİT'nin 'oldu-bittileri tanımayacağız' mesajı dünya kamuoyuna net olarak iletilmeli.
* Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan ülkelerle ilişkilerin gözden geçirileceği duyurulmalı ve karşı lobi faaliyetleri başlamalı.
* İİT üyesi ülkelerin ABD'deki büyükelçileri başkentlere aynı anda geri çağrılmalı.
* İsrail'e yönelik sert ortak yaptırım kararları devreye sokulmalı.
* Süreç için doğacak maddi ihtiyaçlar İİT üyesi ülkeler tarafından sağlanmalı.
* Barış sürecini yürüten ABD dahil 4 ülkenin üstlendiği misyonun sonuçlanmasını müteakip bir diplomatik misyon kurularak süreç takip edilmeli.
KOLAY DEĞİL AMA O FORMÜL BULUNMALI
ABD'ye karşı bu şiddette atılacak hamlelerin hayata geçmesi, İİT'nin bölünmüşlüğü düşünülünce hayli zor görülüyor. Konuyu medyaya bile taşımayan Suudi Arabistan ve Mısır gibi İİT'nin güçlü üyelerinin sergileyecekleri tavır, bu anlamda önem taşıyor.
Konuya ilişkin görüşüne başvurduğumuz Prof. Dr. Mehmet Akif Okur, şunları söylüyor:
''Mücadelenin başarıya ulaşabilmesi için herkesin elini taşın altına koyması ve Filistin'in elinin güçlendirilmesi lazım. Filistin’in bu süreçte ciddi oranda mali, diplomatik ve politik desteğe ihtiyaç var. İİT'nin Kudüs toplantısından da bu desteğin çıkması gerekiyor. Bu desteğin derecesini İİT üyesi güçlü ülkelerin tavrı belirleyecek. Bu güçlü tepkiyi ortaya koymak kolay değil. Caydırıcı formüller bulunur. Ancak bunun için gereken enerji var mı? Bu yüzden kolay olmayacak. İslam İşbirliği Teşkilatı'nı var eden refleksler hep Kudüs meselesiyle var olmuştur. Eğer bu örgüt yeniden bir refleks geliştirecekse bu da ancak Kudüs vesilesiyle olabilir. Bu açıdan da bu toplantı çok önemli.''