Kurbanlarını cazibesiyle etkileyerek tuzağa düşürdü! İdama mahkum edilen, ölümüne gelinlik giyerek giden ilk kadın seri katil Lavinia Fisher ile tanışın...

Dünyanın ve Amerika'nın ilk kadın seri katili olarak adlandırılan Lavinia Fisher, 1800'lü yılların efsanesi olarak anılmaktadır. Lavinia Fisher ile ilgili ilgi çekici noktalardan biri, dünyanın ilk kadın seri katili olarak anılmasına rağmen hiç cinayet işlememiş olmasıdır. Lavinia, efsane unvanını aldı, 1820 yılında idama mahkum edildi. İdamına gelinlik ile giden Lavinia'nın son sözleri ise tüyler ürpertici oldu, "Cehenneme gönderecek bir mesajınız varsa bana söyleyin, sizin yerinize ben iletirim."...

Lavinia ve 16-17 yaşlarında evlendiği söylenen eşi John, "Six Mile Wayfaraer House" adında küçük bir otel işletiyorlardı. İşlettikleri oteli, cinayet işleyebilmek için özel olarak inşa ettirmiş, mobilyalarını özel olarak tasarlattırmışlardı.

Otelin bir odasında, yatakta cinayete özel bir mekanizma bulunuyordu. O oda tahsis edilen kişi yatağa uzandığında yatağın altından bir alan açılıyor, kurban bu gizli bölgeye düşüyordu. Gizli alana düşen ve neye uğradığını şaşıran kurban, karşısında balta ile onu vhaşice katletmeyi bekleyen John'u görüyordu. John ise kurbanı zalimce katlediyordu.

Yaşadıkları muhitten olmayan, otele yalnızca yolda mola verip konaklamak üzere gelen müşterileri öldürüyorlar bu sayede dikkat çekmiyorlardı. Peki bu insanlar nasıl bu tuzağa düşüyordu diye sorarsanız cevap çok basit. Lavinia baş döndüren güzelliğiyle onları çay ya da kahve ikram etmek üzere davet ediyor, kurbanlar ise Lavinia'ya da ikramlarına da karşı koyamıyorlardı. İkramları içtiklerinde ise bayılıyorlardı.

Uzun bir süre geçmiş, otele giren kurbanların hiçbir şekilde o otelden çıktıklarının görülmemesi dikkat çekmeye başlamıştı. Kasabanın güvenliğinden sorumlu olan görevlilerin de dikkatini çekiyor fakat hiçbir ipucuna rastlanılmadığı için herhangi bir müdahalede bulunulamıyordu. Olaylar daha sonra John Peeples cinayetiyle patlak verecek, Fisher çiftinin işlemiş olduğu yüzlerce cinayet açığa çıkacaktı.

Georgia'dan Charleston'a gitmek üzere yolculuk yapan John Peeples, Fisher çiftinin işlettiği "Six Mile Wayfaraer House" otelinde dinlenmek üzere duraklamıştı. Fisher çifti, lobide oda kiralamak isteyen Peeples'a odasının henüz hazır olmadığını, biraz bekleteceklerini, beklerken kendisine çay ikramında bulunmak istediklerini söylediler.

Lavinia Fisher, kurbanları için özel olarak hazırladığı zehirli çayı hazırlamış Peeples'a ikram etmişti. Fakat hesaba katmadığı bir şey vardı. Peeples çay içmekten nefret ediyordu fakat kaba biri gibi de görünmek istemiyordu. Bu nedenle Peeples, çayı içiyormuş gibi görünürken Lavinia'nın ona bakmadığı bir sırada çayı yanında bulunan saksıya dökmüştü. Bir yandan Lavinia ona bunaltıcı sorular sorduğu için sıkılmıştı. Odasının hazır olduğu söylendiğinde dinlenmek üzere hızlıca odasına gitti.

Lavinia da John da farklı davranıyordu, Peeples bir şeyler şüpheleniyordu ama ne? Kendini güvende hissetmiyordu. Bu nedenle odasına çıktığında her ihtimale karşı tetikte olmak adına yatakta değil de sandalyede uyumayı tercih etmişti. John ise odanın altındaki gizli bölgede durarak hep yaptıkları gibi kurbanının yanına düşmesini bekliyordu. Yataktaki mekanizmayı aktifleştirmişlerdi ama planları ters gitmişti. John sandalyeden irkilerek kalktığında gördüklerine inanamadı. Hemen cama fırlayarak güvenliklere haber verdi. Çağrı üzerine otele gelen görevliler, oteli incelemiş, ölen kişilerin bazılarının eşyalarına rastlamıştı. Otel arazisinin de kazılmış olduğunu fark ederek cesetlerin araziye gömüldüğünü tespit etmişlerdi.

Fisher çifti suç üstü yakalanmışlar yargılanmak üzere mahkemeye çıkarılmışlardı. Yargılanan çift, idam cezasına mahkum edildi. Lavinia'dan önce John idam edildi. Çünkü evli bir kadın idam edilemezdi. John öldükten sonra dul olacağından ölümünün önünde bir engel kalmayacaktı. Bu neden Lavinia, evlenirim de belki idam edilmekten kurtulurum diye düşündüğü için idam edileceği alana gelinlik giyerek gitti. Kendisi karşı koyulamayacak kadar güzel bir kadındı, bir ümit evlenebileceğini ve birinin kendisini darağacından kurtaracağını umut etmişti ama öyle olmadı.

Lavinia ölüme razı oldu ve son sözleriyle hatıralarda yer etmeyi başardı. "Cehenneme gönderecek bir mesajınız varsa bana söyleyin, sizin yerinize ben iletirim."...