Leyla Aydemir cinayeti hakkında gerekçeli karar açıklandı!

Ağrı'da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan ve tüm Türkiye'nin yüreğini sızlatan 4 yaşındaki Leyla Aydemir'in ölümüne ilişkin yeni gelişme yaşandı. Davada yeniden yargılanan ve beraat eden 7 sanık hakkındaki hükmün gerekçeli kararı hazırlandı.

Ağrı'da 15 Haziran 2018 tarihinde kaybolan ve kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedenine ulaşılan 4 yaşındaki Leyla Aydemir'in ölümüne ilişkin  1. Ağır Ceza Mahkemesi, daha önceki kararının Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince bozulmasının ardından yeniden yargıladığı 7 sanık hakkında verdiği beraat hükmünün 73 sayfalık gerekçesini tamamladı.

Gerekçeli kararda Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaası, sanık savunmaları, tanıkların, avukatların ve katılanların beyanlarına yer verildi.

BULUNDUĞU TARİHTEN ÖNCEKİ 3 GÜN ÖNCE ÖLMÜŞ OLABİLİR

Değerlendirme ve gerekçe kısmında otopsi raporlarında yer alan verilerle Leyla'nın ölüm sebebi ve mekanizmasının bilinemediği, aç ve susuz kalarak öldüğünün tıbbi kanıtlarının bulunmadığı, böceklerin cesede ilgisinin az olmasının nedeninin bir süre soğuk ortamda tutulması veya sonrasında suya atılması sonucu olduğu düşüncesinin oluştuğu ve kesinliği olmamakla birlikte Leyla'nın bulunduğu tarihten önceki 3 gün ile kaybolduğu tarih arasında ölmüş olabileceği belirtildi.

"BEYAN DEĞİŞTİRMELERİNE SEBEBİYET VERİLMİŞTİR"

Kararda şu ifadelere yer verildi:

"Olayın aydınlanacağı telaşı ile suçun Y.A. tarafından işlendiğinin aile ve köy büyüklerince anlaşılması ile adli yargılamadan kurtulmak amacıyla ve olayın aile içerisinde kapanması hedeflenerek köyün önde gelenlerince ve Y.A. tarafından olayın aydınlatılmaması ve tüm köylünün bildiklerini anlatmayarak tek bir ifade çevresinde beyan vermeleri hedeflenmiş ve bu konuda tanıkların tamamına baskı yapılarak kovuşturma aşamasında beyanlarını değiştirmelerine sebebiyet verilmiştir."

Kararda anne Şükran Aydemir'in soruşturma aşamasında verdiği ifadede eşinin kendisinden önce evlilik geçirdiğini ve kayınvalidesi yüzünden bu evliliğin belirttiği bilgisine de yer verildi.

"BU İŞİ AİLE İÇİNDEN BİRİNİN YAPTIĞINI DÜŞÜNÜYORUM"

Annenin beyanlarıyla ilgili şu ifadelere yer verildi:

"2011'de kayınvalidem ile tartıştım ve önemli günler haricinde köye gidip gelmeyi kestim. Kayınpederim M.A. iki yıl boyunca bizde kaldı. Elimden geleni yaptığım halde eşimin ailesi beni kabul etmedi. Kızımı kaçıranların dışarıdan biri olmadığını, cinsel istismara uğramadan dereye cansız bedeninin atılmış olmasından da bu işi aile içinden birinin yaptığını düşünüyorum. Eşimin ailesi kendi içinde mal davasından kavga etti. Bundan eşimle beni suçladılar. Kayınvalidem, sürekli olarak kayınpederim ile birlikte olduğuma yönelik iftira attı. Kızımın derede bulunduğu gün Y.A. olay yerine geldi, çok ağladı ve aşırı tepki verdi. Kızımın kaçırılmasından sonra Y.A. ve eşi F.A. her gün banyo yapıp geldi ve bu durumları nedeniyle onlardan şüphelendim. Bunu kızımın kokusunun üstlerine sinmesini önlemek için yaptıklarını düşünüyorum."

"AİLE ÜYELERİNDEN KORKTUĞU İÇİN SUSTUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM" 

"Yiğit" kod adlı gizli tanığın beyanlarıyla ilgili de "Kızı kaçıranların B.D. ile Y.A. olduğunu, sonrasında olayın büyümesi üzerine çocuğu bırakamadıklarını ve ellerinde kaldığını aile içerisindeki konuşmalardan duydum çünkü aile içinde rahat konuşuyorlar ancak mahkemeye gelince kimse bir şey anlatmıyor. Şükran'ın da her şeyi bildiğini ancak eşi Nihat ve diğer aile üyelerinden korktuğu için sustuğunu düşünüyorum." ifadeleri yer aldı.

İlk yorum yazan siz olun

Gündem Haberleri