Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan ile Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Lojistik Master Planı tanıtımında önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin ulaşım altyapısının çağ atladığını ve bu sayede stratejik konumunun daha da güçlendiğini belirten Varank, bu durumun sanayinin gelişmesi, ticaretin ve yatırımların canlanması kanalıyla da büyümeye ve istihdama önemli katkılar sağladığını ifade etti.
Varank, ulaştırma ve lojistik alanında atılan her yeni adımın ülkenin rekabet gücünü doğrudan etkilediğine işaret ederek, sanayi bölgelerinde, lojistik alanların ve ulaşım modlarının birlikte düşünülmesi ve çeşitlendirilmesinin önemli olduğunu söyledi.
"SANAYİ BÖLGELERİMİZİN LOJİSTİK İHTİYAÇLARININ GİDERİLMESİNE ÖNCELİK VERDİK"
Bu konuda planlama yapılırken sadece bugünün ticari ilişkileri değil, gelecek potansiyeli olan pazarların da dikkate alınmasında büyük fayda olduğunu dile getiren Varank, şöyle konuştu:
"İşte biz de buradan hareketle 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejimizde, sanayi bölgelerimizin lojistik ihtiyaçlarının giderilmesine öncelik verdik. Bu kapsamda, faaliyette bulunan tüm OSB'ler ve endüstri bölgelerinden yük bilgilerini toparladık. Bu yüklerin ilişkili olduğu pazarlar ve sanayi bölgelerinin ihtiyaçlarını da çalışmamıza dahil ettik. Ayrıca tüm sanayi bölgelerimizin konvansiyonel demir yolu hatlarına mesafelerini haritalandırarak Bakanlığımızla paylaştık. Bu çalışmalarımızın tamamı Lojistik Master Planı içinde kendisini göstermiş oldu."
"LOJİSTİK MERKEZLERİ KURACAK VE REKABET GÜCÜNÜ ARTIRACAĞIZ"
Varank, OSB'lerin ulaşım modlarının çeşitlendirilmesi ve demir yollarına iltisak hatlarının yapılması konusunda da yine Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve Strateji Bütçe Başkanlığı ile ortak bir çalışma yürüttüklerini belirterek, "Bu kapsamda teknik uzmanlarımız OSB'lere gidiyor, yerinde incelemelerde bulunuyor. OSB'ler, özel endüstri bölgeleri, limanlar ve serbest bölgeleri içeren 294 kilometrelik iltisak hattı yapma hedefimiz mevcut. Bu hatlarla birlikte yeni lojistik merkezleri kuracak ve böylelikle sanayimizin rekabet gücünü daha da artıracağız." dedi.
Küresel ekonominin merkezinin batıdan doğuya doğru kaydığını ve Çin'in öncülük ettiği Kuşak ve Yol girişiminin bu manada son derece değerli olduğunu ifade eden Varank, bu girişimin geçtiği ülkelere, lojistik ve altyapı olanakları sunarak yerel ekonomilerin kalkınmasında potansiyeli harekete geçirdiğini belirtti. Varank, böylece yeni pazarlara, yeni iş yapma biçimlerine ve ekonomide yeni bir dinamizme kapı araladığını ve bu noktada Türkiye'nin mevcut üstünlüklerini kullanarak gelişen pazarlarda öncü bir rol oynaması gerektiğini söyledi.
Kuşak-Yol girişimindeki tüm paydaşlarla iş birliği fırsatı bulunduğunu dile getiren Varank, "Avrupa, ön Asya ve Afrika pazarlarının üretim ve teknoloji üssü olmamızın önünde hiçbir engel bulunmuyor. İşte lojistik alanında atacağımız her adım, bizi bunun gibi hedeflere çok daha hızlı ulaştıracak, bundan eminiz." diye konuştu.
PEKCAN, LOJİSTİK VE ALTYAPI GELİŞİMİNE DİKKAT ÇEKTİ
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan da Sanayi 4.0, yapay zeka teknolojileri ve dijitalleşme trendlerinin lojistik sektörünü hızla etkilediğini söyledi.
Yakın gelecekte tüm lojistik süreçlerinde iyileşmelerin görüleceğini ifade eden Pekcan, "Lojistik sektöründe yaşanan gelişmelerin ülkemizin dış ticaret ve kalkınma politikalarındaki ağırlığı ve etkisi de her geçen gün artmaktadır. Tüm dünyada korumacılığın artış göstermeye başladığı günümüz şartlarında güçlü lojistik kabiliyetleri olan ülkelerin maliyet avantajları büyük rol oynamaktadır." diye konuştu.
Pekcan, Türkiye'nin sürdürülebilir ihracat büyümesini yakalaması ve ihraç ürünlerinin rekabet gücünün artırılması için lojistik sektörü ve altyapısının gelişmesinin önem taşıdığına işaret ederek, Lojistik Master Planı'nı ağustos ayında açıklanan İhracat Ana Planı'nı tamamlayan bir unsur olarak gördüklerini bildirdi.
Türkiye'nin coğrafi konumunun lojistik sektörü için ciddi bir avantaj sağladığını vurgulayan Pekcan, şöyle konuştu:
"Türkiye, taşımacılık sektöründeki yaklaşık 18 milyar dolar cirosuyla dünyada ilk 20 ülke arasında yer alıyor. Hükümetimiz tarafından yapılan büyük altyapı yatırımları ve firmalarımızın mevcut imkanları etkin kullanma becerisi sayesinde bu rakamların çok daha ileri seviyelere ulaşmasını bekliyoruz. Türkiye, Dünya Bankası Lojistik Performans Endeksi'nde 47'nci sırada yer alıyor. Hedefimiz hep beraber burada hak ettiğimiz ön sıralara gelmek."
Pekcan, "gümrük ve sınır yönetimi" konusunda önemli adımlar attıklarına dikkati çekerek, sınır kapılarını modernize ettiklerini, gümrüklerin en ileri seviyede hizmet sunabilmesi için yeni projeler geliştirdiklerini ve teknolojik yatırımlar yaptıklarını anlattı.
Varış Öncesi Gümrükleme, İhracatta Dijital Gümrük Projesi, İhracat Refakat Belgesi, Liman Tek Pencere, İhracatta Yerinde Gümrükleme gibi uygulamalarla lojistik işlemlerde verimliliği artırarak zaman ve maliyetten tasarruf sağladıkları bilgisini veren Pekcan, gelecek dönemde bu projelere yenilerini ekleyerek gümrük işlemlerini daha da etkin hale getirmeyi hedeflediklerini kaydetti.
YURT İÇİ TAŞIMA MALİYETLERİNİN DÜŞÜRÜLMESİ
Pekcan, dış ticaretin büyük kısmının deniz yoluyla yapıldığını, bunu sırasıyla kara yolu ve hava yolunun izlediğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
"Maalesef demir yolu, dış ticaretimiz içinde yüzde 1 oranıyla çok düşük seviyede. Diğer taraftan, dış ticaretimiz bölgesel olarak incelendiğinde, kara yolu taşımacılığına fazlaca bağlı olduğumuz ihracat rotaları dönem dönem dış ticaretimizi zora sokuyor. Bu görünümün lojistik alanında yapılacak atılımlarla daha dengeli bir yapıya kavuşturulması, demir yolu taşımacılığının dış ticaretimizdeki payının artırılması ve yurt içi taşıma maliyetlerinin düşürülmesi ihracat hedeflerimiz açısından önem taşıyor."
Planda lojistik hizmetlerin etkinliğinin artırılması, alternatif ulaştırma güzergahlarının belirlenmesi ve Türkiye'de lojistik merkezlerin kurulmasına ilişkin çalışmalar yapılması gibi konuların önceliklendirildiğine dikkati çeken Pekcan, bunların dış ticaret politikası ve hedefleriyle de örtüştüğünü dile getirdi.
Pekcan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile lojistik alanındaki verimli iş birliği ve koordinasyonunun artarak devam edeceğini ifade ederek, "Bakanlıklarımızın İhracat Ana Planı ve Lojistik Master Planı'ndaki hedeflerin gerçekleştirilmesi noktasındaki iş birliğinin hem ihracatımızın önünü açacağını hem de ülkemizin lojistik bir üs haline gelmesi hedefine büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum." dedi.
TURHAN, DÜNYA TİCARET ROTALARI YENİDEN ÇİZİLDİĞİNİ BELİRTTİ
Bakan Turhan, Türkiye'nin bölgesinde lojistik üs olmasını hedeflediklerini söyledi.
Bu büyük hedefe ulaşabilmek için öncelikli olarak neler yapılması gerektiğine odaklandıklarını ifade eden Turhan, bütünsel bakış açısıyla farklı paydaşların görüşlerini ve saha verilerini bir araya getirdiklerini bildirdi.
Turhan, Türkiye'nin bölgesel lojistik üssü olma hedefine ulaşmayı hızlandıracak ve lojistik alanında daha verimli hale gelinmesini sağlayacak yol haritasını belirlediklerine işaret ederek, bunlardan en önemlisinin transit ticaret olduğunu, dünyada ticaretin rotalarının bugün yeniden çizildiğini dile getirdi.
"1 TRİLYON DOLAR İHRACATI DESTEKLEYECEK ALTYAPIYI KURMAMIZ GEREKİYOR"
Bir diğer önceliğin verimlilik olduğunu vurgulayan Turhan, verimlilik kayıplarının nerelerde olduğunun analiz edildiğini anlattı.
Turhan, lojistiğin çok boyutlu bir alan olduğuna dikkati çekerek, üreticiden tüketiciye, taşımacıdan ihracatçıya, diğer hizmet sağlayıcılara ve düzenleyicilere kadar çok sayıda paydaşın bu alanda atılacak adımlarda söz sahibi olması gerektiğine inandıklarını kaydetti.
Planın uygulanmasıyla hedefledikleri kazanımları 2023, 2035 ve 2053 yılları bazında ele aldıklarını belirten Turhan, elde edilecek maddi kazanımlara ilişkin de şunları söyledi:
"İhracat odaklı lojistik altyapısını, uzun vadede yaklaşık 1 trilyon dolar ihracatı destekleyecek altyapıyı kurmamız gerekiyor. Özellikle İpek Yolu olmak üzere tüm koridorlardaki yük talebinin Türkiye üzerinden geçmesini amaçlıyoruz. Transit koridorların ülkemiz üzerinden geçmesi sayesinde, üreticilerimizin ihracatı artırıcı avantajlar elde etmesini sağlayacağız. Ulaşımda kayıpların azaltılması, lojistik altyapı sayesinde üretim ve tüketimde lojistik maliyetlerinin minimize edilmesini sağlayacağız, rekabet gücümüzü artıracağız. Bunların yanı sıra elde edeceğimiz başka faydalar da olacak."
"TÜRKİYE OLARAK COĞRAFİ AVANTAJIMIZ VAR"
Planla ulaşım modlarının birbirini desteklemesini ve esnek ulaşım hizmetinin sunulmasını sağlayacaklarını anlatan Turhan, demir yolu kullanımını artırarak taşıma maliyetlerini azaltacaklarını ve zamanında teslimat performansına katkıda bulunacaklarını, mevcut liman yatırımlarının verimliliğini yükselteceklerini, hava kargo, posta ve yer lojistiği arasında sinerjiyi artırarak uluslararası entegrasyonu da gerçekleştireceklerini bildirdi.
Çin'in "Bir Kuşak Bir Yol" projesi ile ürünlerinin daha hızlı ihracat pazarlarına ulaşmasını, buna bağlı olarak okyanus ve denizlerde pazar üstünlüğünü hedeflediğini hatırlatan Turhan, "2027'ye kadar Çin'in bu projeye 1 trilyon 300 milyar dolar yatırım yapması öngörülüyor. Avrupa ve Çin arasında doğal bir köprü konumunda olduğumuz için Türkiye olarak coğrafi avantajımız var. Bu yatırımın önemli kısmını kapsayabilecek konumdayız." diye konuştu.
Turhan, Çin'in batı pazarlarına erişimi için alternatif koridorları bulunduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Özellikle kuzey koridoru hali hazırda oldukça yüksek bir kapasiteyle çalışıyor. Bakü-Tiflis-Kars, Marmaray gibi yatırımlarla desteklediğimiz Orta Koridor'un da Türkiye'nin hem transit hem de ticaret potansiyelini artırabilecek etki yapmasını bekliyoruz."
Türkiye'nin Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaştırma Koridoru üstünde veya yakınında yer aldığına işaret eden Turhan, Türkiye'nin Avrupa ile Asya arasında bağlantı noktası konumunda bulunmasının, yapılacak altyapı yatırımlarıyla ülkenin potansiyel ekonomik koridorlardaki önemini artıracağını ve ülkenin dünya ticaretinde önemli bir transit noktası haline gelmesini sağlayacağını vurguladı.
Turhan, Çin'in Avrupa'ya mevcut ihracatının 400 milyar doların üzerinde olduğunu belirterek, "Biz de 2034 yılında Uzak Doğu ile ticaretimizin 100 milyar doları aşmasını hedefliyoruz. Türkiye olarak, jeopolitik gücümüz ve konumumuzla bölgedeki alternatif rotalara kıyasla güçlü ekonomimiz ve altyapımızla oluşacak transit ticaret pazarının ana oyuncularından olmayı planlıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
PLANDA ÖNCELİK DEMİR YOLLARINDA
Türkiye'nin Doğu-Batı koridorunun yanında, coğrafi konumundan dolayı Kuzey-Güney koridoru için de önemli bir oyuncu olduğunu vurgulayan Turhan, şöyle konuştu:
"Özellikle Rusya ve Ukrayna'dan Afrika yönündeki ve dönüş istikametindeki yük hareketlerinin Türkiye üzerinden geçmesini hedefliyoruz. 2034 itibarıyla Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle ticaretinin 60 milyar dolar, Rusya ve Ukrayna ile ise 80 milyar dolar seviyelerinde olması öngörülüyor. Rusya'nın Afrika planları ise oldukça agresif, mevcutta 20 milyar dolar olan ticaretini 5 yıl içinde 40 milyar dolara çıkarması bekleniyor."
Turhan, uzun vadede Doğu-Batı ve Kuzey-Güney koridorlarıyla Türkiye üzerinden demir yoluyla taşınan transit yükü 20 milyon tona çıkarmayı hedefledikleri bilgisini vererek, bu kapasiteyi karşılayacak altyapıya sahip olacaklarını dile getirdi.
Planda öngörülen yatırımlarda modlar arasında önceliği demir yollarının aldığını ifade eden Turhan, 2023 sonrasındaki dönemde de demir yollarının önemini koruyacağını, iltisak hatları için limanlar, organize sanayi bölgeleri ve kritik tesislerin önceliklendirileceğini anlattı.
Turhan, transit yükün geçişiyle koridor üzerindeki şehirlerin ticaretinin artmasını hesapladıklarını vurgulayarak, "Öngörülerimiz doğrultusunda, 2035 yılı itibarıyla 1 milyar dolar üzerinde ihracat yapan il sayımız 27'ye çıkacak. Daha da uzun vadede yani 2053 öngörülerine göre, ihracat rakamı 1 trilyona yaklaştıkça, ihracatçı şehirler, çoğu doğudan olmak üzere toplamda 50 kadar olacak." ifadelerini kullandı.
TOPLAMA VE DAĞITIM MERKEZLERİ ARASINDA DEMİR YOLU TAŞIMACILIĞI ARTACAK
Turhan, Tarım ve Orman Bakanlığınca yapılan çalışmalara göre, Türkiye'de meyve ve sebzelerin tarladan sofraya ulaşması sürecinde yüzde 40 kayıp yaşandığına dikkati çekerek, taşımacılığın genelde kara yoluyla yapılması dolayısıyla maliyetlerin fiyatlara yansıdığını kaydetti.
Sera odaklı tarımın tüketim bölgelerine yakın noktalarda yapılmasının lojistik maliyetlerini azaltmasını düşündüklerini dile getiren Turhan, "Taze gıda, balıkçılık veya çiçekçilik gibi sektörlerin hava kargo ile entegrasyonunun sağlanması maliyetlere olumlu yansıyacak." dedi.
Turhan, toplama ve dağıtım merkezleri arasında demir yolu taşımacılığını artıracaklarını ifade ederek, ülke içindeki kamyon trafiğini azaltarak kamyonların daha yakın mesafelerde taşıma yapmasını sağlayacaklarını, ürün kayıpları, taşıma maliyetleri ve mükerrer alım satımların azalmasıyla nihai tüketici fiyatlarının gereksiz yükselmesini engelleyeceklerini bildirdi.
İCRA KURULU VE ALT KOMİTELER
Lojistik Koordinasyon İcra Kurulu ve alt komitelerine ilişkin bilgi veren Turhan, buralarda Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Ulaştırma ve Altyapı, Hazine ve Maliye, Ticaret, Sanayi ve Teknoloji, Dışişleri, İçişleri, Çevre ve Şehircilik bakanlıkları, Türkiye Varlık Fonu, TOBB, TİM'in bulunarak daha icracı bir rol üsteleneceğini belirtti.
Turhan, kurulun stratejiler doğrultusunda Türkiye Lojistik Master Planı'nın hayata geçirilmesinden ve gerekli durumlarda zaman planı, aktiviteler ve rollerle sorumlukların güncellenmesinden sorumlu olacağına işaret ederek, programın ilgili kurumlarla plana uygun gerçekleştirilmesinin takip edileceğini söyledi.
Söz konusu plan kapsamında yapılacak yatırımlarla kombine taşımacılığın geliştirilmesinin sağlanacağını, lojistik maliyetlerin minimize edileceğini vurgulayan Turhan, "Türkiye Lojistik Master Planı hedeflerine ulaşılabilmesi için ulaşım altyapısına uzun vadede 110 milyar dolar yatırım yapmayı planladık." dedi.
BÜYÜK YATIRIM HAMLESİ
Türkiye Lojistik Master Planı'nın gelecek dönem lojistik yatırımlarına yön vererek, Türkiye'nin dış ticaret hedeflerini destekleyecek büyük yatırım hamlesi olarak görülebileceğini bildiren Turhan, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin 2053 yılındaki 1 trilyon dolarlık ihracat hedefine ulaşmak için lojistik altyapının güçlendirilmesi gerekiyor. Ülkemizin küresel ticarette kendi bölgesinde lojistik üs olabilmesi için bu hamleye ihtiyacımız var. Bir Kuşak Bir Yol, Trans-Avrupa Ulaştırma Ağları, Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaştırma Koridoru gibi güzergahlarda, yeni gelişen Rusya-Afrika hattında transit ticaretin Türkiye üzerinden geçmesini sağlamak için bu hamleye ihtiyacımız var."