Marmara Denizi'nde çeşlitli bölgelerde tabakalar halinde görülen müsilaj tehlikesi zamanla tehlikeli boyutlara ulaşmaya başladı. Deniz salyası son olarak da Balıkesir'in Bandırma ilçesinde görülmeye başladı. Bandırma Körfezi'nin yanı sıra Misakça, Şirinçavuş, Tatlısu gibi bölgelerde de aynı manzaralar ortaya çıktı. Yaşanan kirlilik balıkların solungaçlarının tıkanmasına ve dolayısıyla ölümüne neden oluyor. Uzmanlar tarafından yapılan incelemelerde binlerce balık ölüsüne rastlanıldı.
SOLUNGAÇLARI TIKANAN BALIKLAR ÖLÜYOR
Bandırma On Yedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı konuyla ilgili açıklamalarda bulunarak Marmara Denizi'ndeki tehlikeyi anlattı. Dip balıklarının yanı sıra Marmara'ya bu aylarda yumurtlamak için gelen gümüş balıkları da yaşanan tehdit sonrasında öldü. Sarı yaptığı açıklamada müsilajın Marmara Denizi'ndeki en büyük sorun olduğunu söyledi.
Müsilajın oluşmasında üç temel faktör olduğunu vurgulayan Sarı, "Marmara Denizi soğuyamadı. Önümüzdeki senelerde de küresel iklim değişikliğine bağlı olarak daha sık göreceğiz bu soğuyamama olayını. Suyun sıcaklığı yüksek. İkinci olarak ise Marmara Denizi'nin çevresinde 25 milyon insan yaşıyor ve müthiş bir endüstri var. Bu endüstri ve nüfusun atıklarının tamamı dolaylı ya da doğrudan Marmara Denizi'ne bırakılıyor. Bu yüzde azot fosfor yükü denilen besin elementlerinin ve besin tuzlarının miktarı yükseldi. Bir de deniz şartları durağan olduğu için bu üç şart bir araya geldiğinde bazı plankton türleri, alg türleri hızlı çoğalmaya başladılar." dedi.
"DENİZİN ALTI, ÜSTÜNDEN DAHA KÖTÜ VAZİYETTE"
Sarı kirlikle ilgili yaptığı açıklamalarda ortaya çıkan salgı ve bakterilerin deniz salyası yani yapışkan müsilaja neden olduğunu vurguladı. Günümüzde yaşanan kirliliğin ise yüzeyden başlayıp 30 metreye kadar devam ettiğini belirten Sarı, "Denizin altı, üstünden daha kötü vaziyette. Bunların bir kısmı havaların ısınması ile birlikte parçalanarak üste çıkmaya başladı. Bir kısmı da parçalanarak denizin dibine çökmeye başladı. Denizin dibine çökenler balıkları öldürmeye başladılar. Yaklaşık 5 kilometrelik bir mesafede binlerce balık ölüsü ile karşılaştık. Misakça, Şirinçavuş sahillerinde daha çok dip balıklarını öldürdü. Vatozlar, pisi balıkları onların çok sayıda ölmüşlerine rastladık. Bugünlerde Marmara kıyılarında yumurtlayan gümüş balıkları, yumurtlamak için kıyıya gelen bu balıklar kıyıda kümelenmiş olan müsilaj tabakaları nedeniyle oksijensiz kaldılar ve yoğun şekilde onların ölüleri ile karşılaşmış olduk. Dolayısıyla Marmara'da durum çok kritik" dedi.
"MÜSİLAJ TEHLİKESİ GÜN GEÇTİKÇE BÜYÜYOR"
Denizlerdeki tehlikenin gün geçtikçe büyüdüğüne dikkat çeken Sarı yapılması gerekenlerin altını çizerek, "Küresel iklim değişikliği bir gerçek, bir realite. Bunun dikkate alınarak bir an önce iklim değişikliğine uyum çalışmalarına başlamamız lazım. Denizi soğutamayacağımıza göre mevcut şartlarda Marmara Denizi'nin yükünü azaltmamız lazım. Kirlilik yükünü, azot fosfor yükünü azaltmamız lazım. Marmara Denizi'nin çevresinde bir litre bile arıtılmadan su denize bırakılmamalı." açıklamasında bulundu.
Yaşanan tehlike önlenmediği takdirde yıllar içinde büyüyeceğini ifade eden Sarı, "Çok acil olarak Marmara Denizi'nin çevresindeki bütün atıkları arıtarak denize vermek yönünde bir irade ortaya koymak zorundayız. Şu anda av mevsimi kapandı. Büyük balıkçıların tamamı için av sezonu kapandı. Balıkçılar Ocak ayından bu yana müsilajdan çok mağdur oldular. Dolayısıyla balıkçıların bu dönemdeki mağduriyetlerini giderecek desteklemeler yapılmalıdır" diye konuştu.