Türkiye'de son zamanlarda meydana gelen depremlerin ardından uzmanlar birçok konu üzerinde değerlendirmelerde bulundu. Bu kapsamda Kızılay Bursa şubesi tarafından 'afet koordinasyon' toplantısı düzenlendi. Toplantıya, Türk Kızılay Bursa Şubesi Başkanı Davut Gürkan ve Bursa İl AFAD Müdürü Yalçın Mumcu'nun katılırken, programda Bursa Teknik Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Beyhan Bayhan, deprem ile ilgili sunum yaptı.
Toplantıda konuşan Davut Gürkan, "Türk Kızılay'ın Türkiye genelinde 9 ana afet, 23'te yerel afet bölgesi bulunuyor. Deprem öncesinde hazırlıkları tamamlanmak üzere afet merkezlerimizce yerelde şubeler bir araya getirilerek afet konularında bilgilendirmeler yapılıyor. Bu kapsamda Türk Kızılay'ın Bursa şubeleri ve temsilcilikleri bir araya gelerek afet anında ne gibi çalışmalar yapmamız gerektiği konusunda bilgilendirme ve istişare yapmak için toplandık. Türk Kızılay'ın yapmış olduğu bütün faaliyetler hayırseverlerimizin bağışlarıyla ve katkılarıyla sağlanıyor. Milletimizin teveccühünden dolayı üzerimize ciddi manada sorumluluk düşüyor. Türk Kızılay'ı, Türk milletinin vicdanı olması sebebiyle bütün dünyaya iyilik hareketini yayarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmektedir. Türkiye'deki afet koordinasyonunun en başında AFAT bulunmaktadır. Diğer gıda ve beslenmeyle ile ilgili sorumluluk Kızılay'a verilmiştir. Afette anında bu tür çalışmalar için temsilciliklerle bir araya gelerek istişare ediyoruz. Her hangi bir eksikliğe mahal verilmemesi için gerekli çalışmaları yürütüyoruz." ifadelerini kullandı.
"DEPREM OLMAMASI RİSKİ ARTTIRMAKTADIR"
Daha sonra ise sözü Bursa Teknik Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Beyhan Bayhan aldı. Elazığ ve Manisa'da yaşanan depremlerin, deprem gerçeğini yeniden hatırlattığını belirten Bayhan, "Marmara Bölgesi'ndeki illerde deprem riski altındadır. 1855 yılında Bursa 2 büyük deprem atlattı. Tarihi verilere göre 35 bin nüfuslu Bursa'da yüzde 4 can kaybı olmuştur ve şehir viraneye dönmüştür. Kestel'den başlayarak 90 kilometrede çok büyük hasar oluşmuştur. Ulucami'nin minareleri de yıkılmıştır. Bu tarihten bu yana deprem olmaması riski arttırmaktadır. Okullarımızın yeniden yapılacak olması olumlu gelişme. Şehir Hastaneleri inşaat tekniği olarak yapılmış en iyi binalar. En son inşaat teknikleri kullanıldı." dedi.
"1970 - 2005 ARASI YAPILAN BİNALARIN DAYANIKLI OLDUĞUNU SÖYLEMEK ZOR"
Kentsel dönüşümün önemine değinen Bayhan, "Bizim yapı stokumuzun çoğu kaçak ve mühendislik görmemiş binalar. Bu binaların en yakın zamanda elden geçmesi lazım. Kentsel dönüşüm binaların yenilenmesi açısından önemli bir başlık. Vatandaşlarımızın binalarını test etmesi gerekiyor. Şuanda Marmara Bölgesi olarak depreme hazır olduğumuzu söyleyemeyiz. Marmara deniz havzasında 1766'dan beri aktif olmayan fayın kırılması sonucu 7 ve ya üzerinde meydana gelebilecek depremde binalarımızın güvenli olduğunu söyleyemeyiz. Binalarımızın testlerinin yapmamız ve devlet desteğiyle kentsel dönüşümün hızlanması gerekiyor. 1970 ve 2005 yılları arasında yapılan binalarımızın dayanıklı olduğunu söylemek zor. Daha önceki araştırmalarda bu binalar incelendi ve bu bağlamda kentsel dönüşüme hız verilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"7'NİN ÜZERİNDE BİR DEPREM BEKLENİYOR"
Bayhan konuşmalarının devamında, "Şu anda böyle depremde 3 milyonu geçen Bursa nüfusunun yüzde 4'ünü düşünürseniz çok fazla can kaybı yaşanabilir. Biz Bursa'da depremin 7 büyüklüğünün üzerinde olmayacağını düşünüyoruz. 6 ve 7 arası bir depremde çok hasar ve can kaybı meydana gelebilir. Bu bilimsel ve olasılıksal çalışmalarla gösterilmiş durumdadır. Marmara deniz havzasının ortasından geçen fay ise, Marmara Denizi'ne kıyısı olan her kesimi etkiliyor. Bu bilinen bir gerçek. Bilimsel araştırmalara göre 7'nin üzerinde bir deprem bekleniyor. Zemin etkisi dediğimiz bir olay var." dedi.