Maun suresi okunuşu ve Türkçe meali | Maun suresi arapça yazılışı

Maun suresi okunuşu ve Türkçe mealini haberimizde bulabilirsiniz. Peki Maun suresi nasıl okunur? Maun suresi’nin fazileti nedir? Neden indirilmiştir? Maun suresi kuranın kaçıncı süresidir?

Maun suresi

Mekke döneminde inmiştir. 7 âyettir. Mâ’ûn, yardım ve zekât demektir.

Maun suresi Arapça Yazılışı

Maun suresi Okunuşu

Bismillahirrahmânirrahîm. Era’eytellezî yükezzibü biddîn. Fezâlikellezî, yedu’ulyetîm. Velâ yehüddü alâ ta’âmilmiskîn. Feveylün lilmüsallîn. Ellezîne hüman salâtihim sâhû. Ellezîne hüm yürâûne. Ve yemne’ûnelmâ’ûn.

Maun suresi Türkçe Meali

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Gördün mü o dine yalan diyeni? İşte yetimi itip kakan odur! Yoksulu doyurmaya teşvik etmez. Fakat veyl o namaz kılanlara ki,  Namazlarında yanılmaktadırlar. Onlar ki, gösteriş yaparlar. Ve yardımlığı sakınır (zekatı vermezler).

Maun suresi’nin Fazileti Nedir?

"Evinde çok çok eşya kıran kimseler, bu sûreyi üç kere okuyarak işe başlasa, evinde hiçbir eşyası kırılmaz."

"Mâûn sûresini okuyan kimsenin sözü herkese geçerli olur. Yani, herkesin yanında saygınlığı olan bir kişi olur. Bir dediği iki olmaz. Herkes tarafından sevilen bir kişi olur."

“Bu sûreyi okuyan yüce peygamberimizi rüyasında görür. Okuma şartı ise, 41 kere olmalıdır."

Sıkıntılı zamanlarda (500) defa okumak sıkıtılardan kurtulmaya  vesile olur.

Küçük çocuk üzerine 41 kere okunursa, Allah’u Teala’nın izniyle her türlü afetlerden korunur.

Bu sureyi 41 defa okuyan kimse, Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’i rüyasında görür.

Söz başlamadan önce bu sureyi okuyan kimsenin sözü tesirli olur ve herkes tarafından sevilir.

Maun suresi Neden İndirilmiştir?

İniş sırasına göre on yedinci, mushaftaki sıraya göre yüz yedinci sûredir. Tekâsür sûresinden sonra Kâfirûn sûresinden önce Mekke’de inmiştir. 4-7. âyetlerin Medine’de münafıklar hakkında indiğine dair rivayet de vardır (bk. İbn Âşûr, XXX, 563).

Maun suresi Tefsiri

“Gördün mü?” sorusu, burada şaşılacak bir tutumdan söz edileceğine, dolayısıyla konunun önemine dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Âyetteki din kelimesi, bilinen anlamı yanında “Allah’ın hükmü” veya “uhrevî yargı” mânasında da anlaşılabilir (bk. Taberî, XXX, 310). Ancak bunların birini inkâr eden diğerlerini de inkâr etmiş olacağı için sonuç değişmemektedir. Genellikle insanlar bir dine inandıklarını, dolayısıyla doğru yolda olduklarını, sonuçta mutlu olacaklarını, kendi dinlerine inanmayanların ise yanlış yolda olduklarını, dolayısıyla bedbaht olacaklarını söylerler. Nitekim Hz. Peygamber zamanındaki yahudiler, hıristiyanlar hatta putperest Araplar bile böyle olduklarını iddia ediyorlardı (bk. Bakara 2/113). Yüce Allah bu sûrede asıl dini yalan sayıp inkâr edenleri tarif ederek bunların kimler olduklarını ortaya koymuştur. Bunlar kimsesiz ve yardıma muhtaç durumda bulunan yetimi küçümseyerek onu itip kakan, yoksullara kendisi yardım etmediği gibi başkalarını da buna teşvik etmeyen kimselerdir. Kuşkusuz bu özellikler birer örnektir; dini yahut âhiret sorgusu ve yargısını inkâr edenlerin başka özellikleri de bulunmakla birlikte burada Hz. Peygamber dönemindeki inkârcıların toplumsal ahlâkla ilgili en belirleyici ve yıkıcı tutumlarına iki örnek zikredilmiştir. Nitekim âyetin, putperestlerin tipik şahsiyetlerinden olan Âs b. Vâil hakkında indiği belirtilir (Râzî, XXXII, 111). Bununla birlikte âyetin genel amacı, insan sevgisinden mahrumiyetin en belirgin tezahürleri olan bu tür davranışları sergileyenleri kınamak ve bu yaptıklarının Allah katında en büyük kötülüklerden olduğuna, bunların temelinde dini, Allah’ın hükümlerini yahut âhireti inkâr etmenin bulunduğuna insanların dikkatini çekmektir (İbn Âşûr, XXX, 564). Yetim ve yoksul, toplumun zayıf ve himayeye muhtaç kesimlerini temsil eder. Bunları küçümseyerek hakaret eden, itip kakan kimse toplumdaki zayıfların haklarını çiğniyor demektir. Dinin insanlığa yönelik en büyük hedefi ise insanlar arasında sevgi ve dayanışmayı, paylaşmayı sağlamak, sıkıntıların da mutlulukların da paylaşıldığı bir insanlık bilinci oluşturmaktır.
  Bu âyetler, bir taraftan bu tür davranışlar sergileyenleri kınarken diğer taraftan da gerçek dindarları yetim ve yoksullar gibi himayeye muhtaç olanlara yardım etmeye özendirmekte; ihtiyaç sahiplerine yardım konusunda başkalarını teşvik etmenin, hatta bunun için hayır kurumları oluşturarak sosyal yardımı daha verimli, düzenli ve sürekli hale getirmenin gereğini vurgulamaktadır.

Maun suresi Konusu

 Sûrede, biri Allah’ın nimetlerini ve hesap gününü inkâr eden nankör, diğeri amellerini gösteriş için yapan riyakâr olmak üzere iki tip insan tasvir edilmektedir.

Din Haberleri