Mecusilik nedir Mecusilik hakkında kısaca bilgi - Diyanet İşleri Başkanlığı

Ateşperestlik olarak da adlandırılan Mecusilik, Eski İran kökenli bir dinsel gelenektir. Mecusilik bugün hala yaşayan bir din olarak varlığını devam ettirmektedir. İran’da yaşayan Gabarlarla Hindistan ve dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan Par siler Mec

Batıda Zoroaster olarak bilinen ve ismi “güzel develere sahip olan” anlamına gelen Zerdüştün ne zaman ve nerede doğduğu tam olarak bilinmemektedir. M. Ö. 1600-1400 yıllarında yaşamış olması muhtemeldir.

Kutsal kitapları olan Avesta’ya ve Yunan kaynaklarına göre Zerdüşt Doğu İran’da yaşamıştır. Zerdüşt yirmi yaşına geldiğinde önemli değişiklikler yaşamaya başlamış sık sık dağlara ve ıssız yerlere çekilerek inziva yaşantısı sürmeye çalışmıştır. Otuz yaşındayken Tanrı’nın meleği Vohu Manah kendisine gelmiş ve ilk vahiylerini iletmiştir. Vahiy getirme daha sonraki günlerde de devam etmiştir. Zerdüşt yaşadığı dönemin çoktanrıcılığına karşı tektanrı inancına dayalı bir öğretiyi insanlara yaymakla görevli olan bir elçi olarak faaliyetlerine başlamıştır.

Zerdüşt ilk 10 sene tebliğinde çok başarılı olamamış, kendine inananları çoğaltamamış ve Kral Vistaşpa’nın ülkesine göç etmiştir. Vistaşpa maiyetiyle birlikte Zerdüşt’e inanınca inananların sayısı hızla artmıştır. Komşu Turanlılarla Vistaşpa arasında yapılan bir savaşta Zerdüşt de öldürülmüştür. (Tahminen M. Ö. 1400)
Kur’an-ı Kerim Mecusilerden sadece bir ayette ismen (mecus olarak) bahsetmekte, onları Mü’minler, Yahudiler, Hıristiyanlar, Sabiler ve müşriklerle birlikte anarak Allahın onların arasında hükmedeceğini vurgulamaktadır (Hac, 22/17).

Persler döneminden itibaren Mecuş adı verilen yönetici rahip sınıf mensupları, başta Anadolu olmak üzere çeşitli bölgelerde oluşturulan kolonilerde yerleşmişler ve onların temsil ettiği inanç sistemi zamanla yerli halk tarafından Mecusilik olarak adlandırılmaya başlanmıştır.

İslamî dönemde Mecusilerin büyük bölümü Müslümanlaşmak ya da Hıristiyanlaşmak suretiyle din değiştirmiştir.
Zerdüşt hayattayken inancını Tacikistan ve Belucistan’ı da içine alan Harezm bölgesine yayma fırsatı bulmuştur. Zerdüşt’ün ölümünden sonra ise Zerdüştlük İran’da yayıldı. Persler’in Asur ve Babil’i ele geçirmeleri ile Zerdüştlük buralarda da yayıldı. Daha sonra Hindistandan Avrupa’ya, Horasandan Arap Yarımadasına kadar oldukça geniş bir bölgede taraftarlar edindi.

Günümüz Mecusileri büyük oranda Hindistan’da, başta ABD ve Kanada olmak üzere çeşitli Batı ülkelerinde yaşamaktadır. İran’da yaşayan ve Gabarlar olarak bilinen Mecusiler küçük bir gruptan ibarettir (Yaşayan Dünya Dinleri, s. 513).

Mecusiliğin kutsal kitabı Avesta’dır. Mecusi geleneği orijinal Avesta’nın, Kral Viştaspa tarafından 12. 000 öküz derisi üzerine altın mürekkeple yazıldığını ve bunun iki nüshasından birisinin Şiz kraliyet hazinesine, diğerinin ise Stakhr arşivine konulduğunu kabul eder. Stakhr nüshası Büyük İskender’in İran’ı istilası sırasında (M. Ö. 4. yüzyılda) çıkan yangında yok olmuştur.

Tarihin çeşitli dönemlerinde monoteizmden politeizm ve düalizme kadar farklı inanç özellikleri Mecusi geleneğinde kendini göstermiştir. Zerdüşt, başlangıçtan beri var olan bir tek gücün, Ahura Mazda’nın üstünlüğünü savunmuştur. Ahura Mazda her şeyi bilen, mutlak iyi ve mükemmel olan tanrıdır. Zerdüşt bütün varlıkların Ahura Mazda’dan zuhur ettiğine inanmaktaydı.

Zerdüşt iyilikle kötülüğün metafizik boyutta değil ahlaki boyutta var olduğunu düşünmüştür. Kötülük ve yalana rağbet eden ruhlar, Ahura Mazda’nın düşmanları olarak görülmüştür.

Zerdüşt’ün kurmaya çalıştığı bu tek tanrıcı inanç sistemi fazla başarılı olamamış, doğa tapınmacılığına dayalı Mitraik politeist geleneği tam anlamıyla alt edememiştir. Zerdüştçü rahipler, vaaz ve dinsel uygulamalarında Zerdüşt tarafından bahsedilen ilahi varlıklarla birlikte geleneksel İran politeizminin Mitra ve Anahita gibi tanrısal varlıklarına da yer vermişlerdir.

Mecusilikte önemli bir kült objesi olan ateşle ilgili inanışlar ve uygulamalar oldukça önemlidir. Ateş Tanrı tarafından yaratılan saf, temiz ve iyi bir varlık olarak görülür. Bu nedenle erken dönemlerden itibaren ateş Mecusi tapınaklarında önemli bir yer tutar. Özellikle Sasaniler döneminde tapınaklardan temizlenen tanrı suretlerinin yerini kutsal ateş almıştır.

Mecusiliğin ahlak sisteminin özü iyi düşünce, iyi söz ve iyi davranış esasına dayalıdır. Beş vakit dua Mecusiliğin günlük ibadetleri arasında oldukça önemlidir. Güneş doğarken, öğlen tepedeyken, öğleden sonra, güneş batarken ve gece olmak üzere bu beş vakitte her Mecusi güneşe, ışığa ya da ateşe dönerek dua eder (Yaşayan Dünya Dinleri, 521).

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı

Din Haberleri