Mersin'de 1999 yılında iki çobanın kirpi yakalamaya çalışırken tesadüfen bulduğu Gilindere Mağarası, 10 milyon yıldır yaşıyor. Son buzul çağına ait parçaların bulunduğu mağarada, hala oluşumlar devam ediyor.
Aydıncık ilçesinde iki çoban tarafından bulunan Gilindere Mağarası, çobanların mağaranın büyüklüğü ve görselliğinden etkilenip, yetkililere bildirmesi sonucu Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından tabiat parkı ilan edilerek koruma altına alındı. Yöre insanı tarafından "Aynalı Göl" olarak da bilinen Gilindere Mağarası, ziyaretçilerine 555 merdiven inerek görsel keyif yaşatma fırsatı sunuyor. Uzmanlarca yapılan incelemelerde, yaklaşık 10 milyon yıllık bir geçmişi olan mağaranın, dördüncü zaman (kuvaterner) başındaki son iklim değişikliğiyle buzul sonrası döneme geçişte oluştuğu anlaşıldı. Araştırmada, mağaradaki sarkıt ve dikitlerin, su altında kalmasından dolayı atmosferik değişimlerden etkilenmeden günümüze kadar ulaştığı tespit edildi.
Denizden 45 metre yüksek yamaçta olan, 555 metre yatay uzunluğa, 46 metre derinliğe sahip mağaradaki dev boyutlara ulaşan ve her biri görsel şölen sunan damla taşlar, günde ortalama 500 kişi tarafından ziyaret ediliyor. Mağaranın içerisinde çok sayıda ilginç figürlü sarkıt, dikit ve sütunun yanı sıra mağara incisi, bayrak traverten ve duş başlığı gibi oluşumları bulunuyor.
"Türkiye'nin en görsel mağarası"
Mağaranın tarihi ve oluşumları hakkında bilgi veren turizm rehberli Fatih Turan, Gilindere Mağarası'nın Türkiye'nin en görsel mağarası olduğunu vurgulayarak, içerisinde sarkıt, dikit ve traverten oluşumlarının bir arada bulunduğu tek mağara olduğunu söyledi. Mağaranın 1999 yılında keşfedildiğini aktaran Turan, "Burası 2 çoban tarafından bulundu. Hayvanlarını otlatmak için bölgeye gelen çobanlar, bir oklu kirpi görürler ve onu yakalamaya çalışırlar. Bu sırada kirpi mağaraya girer ve çobanlarda arkasından gider. Mağaranın büyüklüğü ve oluşumlarından etkilenen çobanlar, durumu yetkililere bildirirler. Yetkililer ise mağarayı hemen koruma altına aldı. Mağara 2014 yılında ziyaretçi alımına başladı" dedi.
"10 milyon yıllık mağara hala yaşıyor"
Mağara içerisinde hem çok eski hem yeni hem de devam eden oluşumlar olduğunu kaydeden Turan, "İçeride gördüğümüz ıslak ve parlak yerler oluşumun devam ettiğini, yani mağaranın hala yaşadığını gösteriyor. Gölün altından alınan parçaların incelenmesi sonucunda oluşumların son buzul çağında başladığı görülüyor. Bu da mağaranın, 10 milyon yıllık bir süreçten oluştuğunu gösteriyor" ifadelerini kullandı.
"Çok hassas durumda"
Mağaradaki oluşumların devam etmesinden dolayı çok hassas durumda olduğunu söyleyen Turan, "Buradaki herhangi bir ses, herhangi bir ışık, herhangi bir insan eli içerideki oluşumlara çok fazla derecede zarar veriyor. Bu nedenle her yerde uyarıları görüyorsunuz. Özellikle yerli turistler tarafından büyük ilgi gösterilen mağara, yavaş yavaş tanınmaya başlandı. İlerleyen süreçlerde yabancı turistleri de ağırlayacağını düşünüyorum. Mağarayı gezmek isteyen ziyaretçiler, Aydıncık ilçe merkezine 4 kilometre kala Mersin-Antalya karayolundan deniz tarafına saparak bölgeye ulaşabilirler" şeklinde konuştu.