Mesai anında kılınan vakit namazından dolayı kul hakkı çiğnenmiş olur mu?

Din ve vicdan özgürlüğünün bir boyutu da ibadet hakkıdır. İnanç özgürlüğünün devamı olarak, bir dine inanan kimse, o dinin gereklerini yerine getirebilme hakkına da sahiptir.

Mesaisini suiistimal etmeden, işverenin izni veya haberi olmadan kılınan namazın da her hangi bir kul hakkı boyutu söz konusu değildir. Kaldı ki, namaz kılarken geçen vakti ve iş kaybını telafi de mümkündür.

İş yerinde namaz kılmak için kendisine izin verilmeyen işçi veya memur ne yapmalıdır?

İslâm dininde namaz, kelime-i şehâdetten sonra gelen en önemli ibadettir. Zira Kur’an-ı Kerim’de: “Öyle erkekler vardır ki, onları ne bir ticaret, ne bir alış-veriş, Allah’ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamaz. Onlar, dehşetinden kalplerin ve gözlerin ters döneceği günden korkarlar” (Nûr, 24/37) buyrulmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s.), İslam’ın üzerine bina edildiği esasları saydığı meşhur hadisinde kelime-i şehâdetten sonra namazı anmıştır (Buhârî, İman, 2; Müslim, İman, 4, H. No: 109).
Namaza gereken önemi vermeyen ve terk edenler hakkında Kuran’da birçok uyarı yer almaktadır (Nisa 4/142; Tevbe 9/54; Mâide 5/54-55; Meryem 19/59; Müddessir 74/43; Mümin 40/60). Hz. Peygamber (s.a.s.) de namazı kasten terk edenler hakkında ağır ifadelerde bulunmuştur (Müslim, Îmân, 37, H. No: 256; Ebû Dâvûd, Sünnet, 15; Tirmizî, Îmân, 9; Nesâî, Salât, 8).
Bu açıdan günlük işler, sanat ve meslekler, aile fertlerinin geçimini sağlamak için yapılan çalışma ve yolculuklar namazın geriye bırakılması için özür sayılmaz. Zira Cuma ve beş vakit farz namazı kılmak her mükellef Müslüman için farzı ayın olup, terki caiz değildir.
Öte yandan işverenin ya da işyerinde sorumluluk alan kimsenin, namaz kılmak isteyen memurlarına ve işçilerine, Cuma ve günlük dini görevleri olan namazlarını, hiç değilse farzlarını kılabilme imkânını sağlaması gerekir. Bununla birlikte işçinin ve memurun da namazı bahane ederek mesaisini su-i istimal etmemesi ve çalıştığı yerde namaz kılması için iş disiplini ve düzeni açısından işverenden veya amirlerden uygun bir yer istemesi ve zaman ayarlaması yapması gerekir.
Çalışanlara farz namazlar için izin verilmemesi kesinlikle yanlıştır. Bu durumda çalışanlar kendilerine alternatif bir iş imkânı aramalıdır. Zira Allah’a isyan noktasında anne-baba olsa bile kullara itaat olmaz (Tevbe 9/23; Ankebut 29/8; Lokman 31/15).
Eğer çalışanlar başka bir imkân bulamazlar ise; öğle ile ikindiyi, ya ikindiyi öne alarak öğle vaktinde ya da öğleyi geciktirerek ikindi vaktinde; akşam ile yatsıyı da yatsı vaktine geciktirerek veya yatsıyı akşam vaktine alarak (cem ederek/birleştirerek) kılabilirler.

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı

Din Haberleri