Mezhep sözlükte “gitmek, gidilen yer, yol” anlamına gelir. Terim olarak ise şöyle tanımlanmıştır: “Dinin inanç esaslarını veya amelî hükümlerini anlama ve yorumlama konusunda kendine özgü yaklaşımlara sahip düşünce bütünü, bu yaklaşımlar etrafında meydana gelen ekolleşme, ekolleşmelerin ürünü olan ilmî birikim.”
Mezhepler tarihi ilmi açısından “İslâm mezhepleri” bu dinin tarihinde ortaya çıkan düşünce, inanç, fıkıh ve siyaset alanındaki zümreleşmeler olarak açıklanmış ve mezhep “İslâm dininin anlaşılma, yorumlanma hatta bir çeşit düşünce ekolleri” olarak anılmıştır.
Mezhep asla bir din olmadığı gibi mezhep kurucusu kabul edilen imam veya müçtehit de hiçbir şekilde bir din koyucusu veya tebliğcisi değildir. Yüce Allah tarafından konulan ve Hz. Muhammed (s.a.s.) tarafından tebliğ edilen İslam dininin gerek inanç, gerekse fıkıh alanına giren meselelerini delilleriyle birlikte ele alıp bunlara ilişkin yorum ve çözümler getirme ihtiyacı karşısında, delillerden hüküm çıkarma yeterliliğine sahip bilginler birbirinden farklı görüşler ortaya koymuşlardır.
Genellikle fıkıh mezhepleri, kurucularının isimleri ile anılır. Hanefi mezhebi, Şafii mezhebi gibi. Akaid mezhepleri ise Havâriç, Mu’tezile gibi belli topluluklara izafe edildiği gibi kurucusuna izafetle de anılmıştır: Matirîdî, Eş’arî gibi.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı