Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve Merkez Disiplin Kurulu (MDK) ortak toplantısının ardından yaptığı açıklamada, toplantıda, gündemdeki sıcak konu başlıklarının kapsamlı olarak görüşüldüğünü söyledi.
Toplantıda, 2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi, MHP'nin siyasi çalışmalarının ele alındığını ifade eden Bahçeli, Kovid-19 salgınıyla mücadele ve ekonomik temeli olmayan, bütünüyle spekülasyona dayalı döviz fiyatı artışlarıyla birlikte faiz ve enflasyondaki son gelişmelerin değerlendirildiğini kaydetti.
Bahçeli, partisinin "Adım adım 2023, il il Anadolu" temasıyla düzenlediği toplantılar çerçevesinde bugüne kadar 55 ilde hayırlı ve verimli sonuçlar alındığını söyledi.
MİLLETİNİN YANINDA DEVLETİN ARKASINDA
Devlet Bahçeli, "Türkiye'yi karıştırmak, karanlığa çekmek ve kaosa sürüklemek maksadıyla fırsat kollayan, eylem zemini yoklayan, işgal bahanesi arayan çevrelerin provokatif tahriklerinin sahneye ve sokağa tutunmak için tetikte beklediğini belirterek, "Bunların hüviyetleri milletimiz tarafından malumdur. Bu tahrik sürecinin öncüsü ve önde gideni CHP ve HDP başta olmak üzere, zillet ittifakının hastalıklı paydaşlarıdır. İlave olarak bazı sivil toplum kuruluşları, bir kısım satılmış aydın, bir avuç devşirilmiş akademisyen, üç-beş kiralık kalem ve onların sponsoru olan Türkiye düşmanlarıdır." diye konuştu
"Özellikle döviz kurundaki temelsiz ve ekonomik gerçeklerle bağdaşmayan dalgalanmaları sokak diliyle yorumlayıp siyasi tepkiyle buluşturmak isteyenlerin azgınlaştığını ifade eden Bahçeli, "Bu suretle toplumsal huzursuzluğu kamçılayarak anarşinin değirmenine su taşımayı hedefleyen odakların ateşle oynadıkları abartılı ve afaki bir tespit sayılmamalıdır. Böylesi bir yanlışın kim ya da kimler failiyse halkı kin ve düşmanlığa sevk eden onlardır. Aynı zamanda sokakların terörizme teslimini alçakça düşleyen sefiller ve serserilerdir." dedi.
GERÇEK MESELE EKONOMİ DEĞİL
Türkiye'nin bugünkü gerçek meselesinin ekonomiyi çoktan aştığını, var oluş, yok oluş noktasında düğümlendiğini belirten Bahçeli, şöyle devam etti:
"Türkiye ekonomisinin malum bazı yapısal zaaf ve açmazları varsa da bunlar dövizdeki tırmanışın bahanesi değildir, olamayacaktır. Tehdit saçan gelişmeler karşısında, devlet milletiyle kenetlenmiş, milli duruş iç ve dış komploya karşı direnç ve dik duruş göstermiş, göstermeye de devam edecektir. Ekonomik darbecilere, canlı döviz bombalarına, faiz, rant ve çıkar lobilerine sonu cefa da olsa, sefa da olsa eyvallah etmeyiz, etmeyeceğiz. Biz döviz kuruyla kurulmadık, bu yolla da devrilmeyeceğiz. Finans oligarşisinin çürük azı dişlerini teker teker söker sahiplerinin avucuna bırakmayı da hamdolsun biliriz. Türkiye'yi küstahça hizaya getirmek için tertip içine girenler, Irak ve Suriye'nin kuzeyinde, Libya'da, Karabağ'da, Mavi Vatan'da ve terörle mücadelede elde edilen kazanımlardan taviz vermemizi dayatıp tarihin gerisine düşmemizi gözlemektedir. Buna sessiz ve seyirci kalmamız hayatın ve fikriyatımızın doğasına tamamıyla aykırıdır. Biz milletimizin yanındayız, devletimizin arkasındayız."
Döviz piyasasındaki olağan dışı istikrarsızlıklar üzerinden Türkiye'yi düşürmeyi projelendiren köksüz bir siyaset anlayışının maalesef gemi azıya aldığını vurgulayan Bahçeli, kur, faiz, fiyatlar genel düzeyindeki dengesizlikleri ülkeye karşı silah gibi kullanan sorumsuz ve şuursuz muhalefet partilerinin, bir kaşık suda fırtına kopararak, siyasi ikbal arayışına kilitlenerek tarihi bir hatanın içine sürüklendiğini ifade etti.
Kovid-19 salgınının küresel ekonominin dengesini, küresel ticaretin işleyişini, makroekonomik parametrelerin istikrarını, ülkeler arası ilişkilerin insicamını ciddi ölçülerde sarstığının altını çizen Bahçeli, Türkiye'nin bu türbülanstan en az hasarla çıkmayı başarmış bir ülke olarak sivrilip, öne çıktığını kaydetti.
"Bu hakikati inkar etmek eğer cahillik değilse kesinlikle art niyetliliktir." diyen Bahçeli, ekonomik büyümedeki göz kamaştırıcı artışın, ihracat performansında rekor düzeyindeki yükselişin, sanayi üretimindeki dikkat çekici tırmanışın Türkiye'nin salgından kaynaklı tehlikeli girdaptan daha da güçlenerek kurtulduğunun işareti olduğunu belirtti.
Bahçeli, şunları kaydetti:
"Döviz kurlarındaki iniş çıkışları siyasi istismar konusu haline getirip, adeta Türkiye'nin iflasını ilan ettiğini iddia ve ifade eden mayası bozuk bir zihniyetin varlığı rezaletin, devlet ve millet karşıtlığının somut örneğidir. Bu kapsamda CHP fırsatçıdır, faziletsizdir, Türk siyasetinin ayıplı yüzü, utanç vesikası, riyakarlık numunesidir. Erken seçimden başka söylediği, hatta söyleyeceği bir şeyi bulunmayan zillet ittifakının ana ve yan ortakları, Türkiye aleyhine planlı, pişkin, tahripkar ve dış destekli mütecaviz bir hareketlenme içindedir. Türk milleti, bu iğrenç ve ilkel gelişmeleri yakından izlemekte, lazım gelen demokratik notlarını hassasiyetle almaktadır. Dövizin fiyatı serbest piyasa şartlarında oluşurken, zillet ittifakının etiket fiyatı da yabancı başkentlerde belirlenmiştir."
ZİLLET İTTİFAKINI TERÖRİRİZM YÖNETİYOR
Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "helalleşme" çağrısına terör elebaşlarının "özerklik ve öz yönetimin kabul edilmesi, Kürt kimliğinin ve dilinin tanınması" şartıyla tamam demelerinin hain bir pazarlığın sütre gerisinde devam ettiğine bariz kanıt ve karine teşkil ettiğini söyledi.
Bahçeli, "Terörist Demirtaş'ın, Kılıçdaroğlu'nun helalleşme pasını alarak, iç barış açısından önemseyip desteklediğini beyan etmesi, kimin kimlerle ilişki halinde olduğunu tek kelimeyle belgelemiştir. Maalesef terörizm, zillet ittifakının üst aklı haline gelmiştir. Özellikle HDP'nin ikizi CHP'nin var olan siyasi iradesi bir tarafta terörist Demirtaş'a, diğer tarafta da PKK'ya eşit paylar halinde bölüştürülmüştür." dedi.
"Bu acı verici tablo"nun gizlenecek, saklanacak, örtbas edecek bir yanı kalmadığını ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:
"Öyle bir vahim aşamaya gelinmiştir ki, terörist Demirtaş'ın sabah saatlerinde cezaevinden yayımladığı karanlık talimatlar akşamına Kılıçdaroğlu tarafından heyecanla telaffuz edilerek, siyasi bir programa haline dönüştürülmüştür. Bir terörist, bir suçlu, bir bölücü, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu alenen yönetmeye, yön vermeye ve ona akıl hocalığı yapmaya başlamıştır. Terörist Demirtaş'ın 24 Kasım 2021'de, Mecliste grubu bulunan partilerin başkanlarını ortak bir basın toplantısıyla hükümeti istifaya çağırmalarını, dahası yedi bölgede ortak miting yaparak derhal seçim istemelerini dayatması günün sonunda Kılıçdaroğlu tarafından benimsenmiş ve kabullenilmiştir. Cumhuriyet tarihinde böyle bir eziklik ve erdemsizlik hiç görülmemiştir.
Kılıçdaroğlu'nun 24 Kasım 2021'de partisinin olağanüstü MYK toplantısından sonra yaptığı kokuşmuş açıklamalarının referansı HDP, terörist Demirtaş ve terör örgütü PKK terör örgütüdür. Ekonomik sorunları bahane göstererek, 'haydi meydana' diyen, 4 Aralık günü Mersin'de ilk mitingi yapacaklarını duyuran Kılıçdaroğlu teröristleri hararetle selamlamıştır. Onların dikte ettiği ne varsa sahiplenerek sahaya inmeye karar vermiştir. Türkiye'nin kaosa sürüklendiğini iddia eden müfteri Kılıçdaroğlu, asıl kaosu kendi içinde, kendi ittifakında, kendi vicdanında, kendi partisinde yaşadığını görmeyecek kadar körleşmiştir."
Bahçeli, "Bize dilini yutmuş küçük ortak diyen Kılıçdaroğlu'nun ağzı teröristlerin günahkar ağzıdır, aynı anda akıl hatırlatması yapması ise tamamıyla mantık kazası, makuliyet krizidir. Aklı tutuk, ahlakı uçuk, ar damarı çatlak siyaset köhneliği bellidir. Bu şahsın kimin diline sözcülük, kimlerin aklına refakatçilik yaptığı her şeyiyle belirgindir." ifadelerini kullandı.
"CUMHUR İTTİFAKI, ALAYINI BİRDEN GÖĞÜSLEMEYE YEMİNLİDİR"
Türkiye'nin döviz sabotajlarına yenilmeyeceğini, küresel sermaye çetelerine, terör örgütlerine pes etmeyeceğini, faiz lobisine eğilmeyeceğini, hayat pahalılığına boyun eğmeyeceğini, zilletin uçurumuna asla çekilemeyeceğini vurgulayan Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Cumhur İttifakı alayını birden göğüslemeye, Türk milletinin bağımsızlık onurunu yere düşürmemeye yeminlidir. İçinde bulunduğumuz riskli süreç siyasi ve ekonomik beka mücadelesinin kahramanca, vatan ve millet sevdasıyla icrasını şart koşmaktadır. Sokaklara inerek hükümeti istifa ettirmeye, terörizmin ve yabancı güçlerin tetikçiliğine soyunarak ülkemizi felaket dolu bir mecraya taşımak isteyenlere asla izin, asla icazet verilmeyecektir. Demokrasi sokakta değil milletimizin iradesindedir, sandığın içindedir. Yasa dışı sol ve marjinal grupları sokağa sürüp milletimizin duyarlılıklarını ve sabrını test etmeyi aklından geçirenler, bu gafil tezgahın, bu lekeli kumpasın sonuçlarına ağır şekilde katlanacaklardır. Türkiye sokakta bulunmamış, sokak meraklısı zillet ittifakına bırakılmayacaktır. CHP Genel Başkanı nereye giderse gitsin, milli nefesimiz ensesinde olacaktır. Darbe teşebbüsüyle yapamadıklarını dövizle de başaramayacaklardır."
ERKEN SEÇİM BOŞA ÇABA
Muhalefetin "erken seçim" taleplerine de değinen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Kılıçdaroğlu ve terörist yandaşlarının erken seçim ezberleri ise sonuçsuzdur. Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri 2023 yılının haziran ayında yapılacak, mandacılarla, vesayetçilerle, statükocularla, hainlerle, millete tepeden bakan kimliksizlerle hesaplaşma bu tarihte olacaktır. Karamsarlara itibarımız yoktur. Kötümserlere inancımız yoktur. Erken seçim diyenlere ihtiyacımız yoktur. Türkiye üzerinde hesabı olanlarla hesabımız ise çok çetin olacaktır. Güven krizi yaratmak için el ovuşturanlar kendi kazdıkları kuyuya düşmekten de kurtulamayacaklardır. Cumhur İttifakı, birdir, beraberdir, imanla, inançla, yüreklice vatana, millete, demokrasiye ve milli ekonomiye sahip çıkacaktır."
Bahçeli, açıklamasının ardından bir gazetecinin, "muhalefetin miting hamlesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "Mitinglerle seçime doğru gitmek istiyorlarsa geçmişte MHP 9 bölgede anlamlı mitingleriyle Türkiye'de halkla buluşmuştur. Ama seçim için değil, milletin huzuru için." yanıtını verdi.
Muhalefet partilerinin ekonomiyi görüşmek için bugün bir araya geleceğinin anımsatılması üzerine ise Bahçeli, "Dostluklarına, kaynaşmalarına devam etmelerinde yarar var. Görüşmede zarar yok. Herkes her yerde görüşebilir." dedi.