Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli Savunma Üniversitesi Kuvvet Harp Enstitüleri 2. Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi Mezuniyet Töreni'ne katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan törende Milli Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda kamuoyuyla paylaşılan "Komando" klibi ekrandan izletildi. Milli Savunma Üniversitesi Kuvvet Harp Enstitüleri 2. Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi Mezuniyet Töreni'nde eğitimini dereceyle bitiren öğrenci subaylara diplomaları verildi.
Dönem birincilerinin yaş kütüğüne plaketi çakmasının ardından konuşan Akar, eğitimlerini başarıyla tamamlayan 137 öğrenci subayı mezun verdiklerini ifade etti.
Mezun olan subayların sorumluluklarının daha da arttığını belirten Akar, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin vazifesi karada, denizde, havada tüm hak alaka ve menfaatlerimizi korurken, 83 milyonun güvenliğini sağlarken, egemenlik ve bağımsızlık çerçevesinde yapmamız gereken ne görev varsa bunları yapmaktır. Şu anda da TSK mensupları karada, denizde ve havada bunu yapıyor." diye konuştu.
Son dönemde risk, tehdit ve tehlikenin sadece sayısal olarak değil, değişik boyutlarda da ortaya çıkmaya başladığını ifade eden Akar, harekat şekillerinin de değiştiğine dikkati çekti.
Bu esnek ve değişken ortamda Türk Silahlı Kuvvetlerinin elinden geleni yaptığını, yapmaya da devam edeceğini vurgulayan Akar, "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, tüm kurumlarımızın, 83 milyon vatandaşımızın gayretleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kişiliğiyle, kimliğiyle, iddialarıyla, talepleriyle, varlığıyla artık uluslararası ortamda bir özne olmuştur." dedi.
Koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında alınan tedbirlerin harfiyen uygulanmasının önemine değinen Akar, "Komutan arkadaşlarımın, sivil asker tüm yetkili arkadaşlarımın aldığı tedbirlerle bugüne kadar kontrol altında geldik. Gerçekten şükrediyoruz. Gemilerimizde, filolarımızda, operasyon bölgelerimizde herhangi bir şekilde Kovid ile karşılaşmamak bakımından alınan tedbirlerin etkili olduğunu görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Konuşması sırasında savunma ve askeri konulara da değinen Akar, terörle mücadele faaliyetlerinin kararlılıkla devam ettiğini belirterek, "Pençe-Kaplan ile komandolarımız faaliyetlerini sürdürdüler ve belirlenen bölgelerin tamamı teröristlerden temizlendi. Orada bölgeyi emniyete almak için faaliyetlerimiz sürüyor. En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar bu mücadele devam edecek ve 40 yıldır çekmekte olduğumuz ezayı, cefayı, musibeti ülkemizin ve asil milletimizin üzerinden kaldıracağız." dedi.
Akar, bir taraftan terörle mücadele faaliyetleri devam ederken diğer taraftan da Ege, Akdeniz ve Kıbrıs'ta hak, alaka ve menfaatlerin korunmasına yönelik yapılması gerekenleri yerine getirdiklerini kaydederek, "Biz anlaşmalara, mahkeme kararlarına, teamüllere saygılıyız. Yaptığımız tüm ikili anlaşmalar çerçevesinde sorumluluklarımız neyse bunların hepsini yerine getiriyoruz. Biz diyalog diyoruz. Biz savaştan yana değiliz. Diyalog diyoruz. Bunu söylediğimiz zaman da bunun hiçbir şekilde zafiyet olarak algılanmamasını istiyoruz." diye konuştu.
"İKİ HALKIN ULUSLARARASI HUKUKA UYGUN ŞEKİLDE YAŞAMASINI İSTİYORUZ"
İyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde uluslararası hukuka uygun şekilde iki halkın yaşamasını istediklerini ifade eden Akar, şunları söyledi:
"Amacımız bu ve biz bunu yüzlerce yıllık tarihimizde yaptık. Aynı şeyi istiyoruz fakat bugün karşımızdaki komşularımızın maalesef bu konuyu anlamalarında bir sıkıntı olduğunu görüyoruz. Sanki bu, bir zafiyetmiş gibi algılanıyor. Diğer taraftan da biz hak, alaka ve menfaatlerimizi koruyup kollayacağız. 'Hiçbir şekilde zerre kadar hakkımızdan taviz vermeyeceğiz.' dediğimiz zaman da bunun bir tehdit olarak algılanmasının da yanlış olduğunu söylüyoruz. Biz gerçekleri, matematiği ortaya koyuyoruz. Bu çerçevede görüşme, konuşma talebinde bulunuyoruz. NATO Genel Sekreteri'nin Sayın Cumhurbaşkanımızla yaptıkları görüşmenin akabinde askerler arasında bir görüşmenin başlaması konusunda girişimler var, bunları destekliyoruz."
Yunanistan'ın Lozan Antlaşması'na aykırı olarak 16 adayı silahlandırdığını dile getiren Akar, "Komşumuz, kendisi ile alakalı bir konu olduğunda 'Bunları görmeyelim, bunları bir tarafa koyalım, bunları konuşmayalım, diğer konuları konuşalım.' anlayışı içindeler. Bu da kabul edilebilir bir şey değil." dedi.
Bunların yanı sıra egemenliği anlaşmalarla Yunanistan’a devredilmeyen adacık ve kayacıkların olduğunu, Yunanistan’ın bunların tamamını kendisininmiş gibi kabul ettiğine dikkati çeken Akar, "Bu yetmezmiş gibi bir de bunların en ucunda, Türkiye’ye en yakın olanlara ziyaretlerle ülkemize, milletimize karşı eylem içinde bulunuyorlar. Bunlar tahrik değil, gerilimi artırmak değil de iyi komşuluk ilişkilerine aykırı davranmak değil de nedir?" diye sordu.
"BUNLARIN KABUL EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL"
Bakan Akar, son dönemde Doğu Akdeniz’de yaşananlara da değinerek, "Fransa’nın bölge ile alakası yok, sınırı yok, anlaşmalardan kaynaklı herhangi bir temsil görevi yok. NATO’yu, AB’yi temsil yetkisi yok fakat binlerce kilometreden gelerek birtakım konularda prensiplerden, iddialardan bahsediyorlar. Bu, gerçekten hiçbir iler tutar yanı olmayan iddialar manzumesidir. Bunların kabul edilmesi mümkün değil." dedi.
Fransa’nın bölgeye getirdiği askeri varlıklarıyla katıldığı tatbikatların olduğunu anımsatan Akar, "Bunlar gerilimi azaltmak adına yapılıyor. Bilakis gerilimi artırdığını, yaptıklarının yanlış olduğunu kendileri de biliyorlar. Yapılan açıklamalar, kullanılan dil, tavır, üslup hiç doğru değil, ne diyaloğa ne barışa hizmet eder ne de istikrara katkı sağlar." ifadelerini kullandı.
"BİZ İŞİMİZİ YAPMAYA DEVAM EDİYORUZ FAKAT DİYALOG İÇİN DE BURADAYIZ"
Türkiye’nin bölgede yaptığının uluslararası hukuk ve denizcilik hukukuna tamamen uygun olduğunu vurgulayan Akar, şunları kaydetti:
"Fransa, her aklına geleni yapabileceğini zannediyor. Sadece Doğu Akdeniz yetmiyor, aynı zamanda Irak’ta da birtakım beyanlarda bulunuyorlar. Bunların hiçbiri ne müttefiklik ruhuna ne barışa ne diyaloğa katkı sağlayan şeylerdir. Tamamen duygusal girişimlerdir ve bunların hiçbir sonucu olmayacağının bilinmesi gerekir. Bir taraftan ‘NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti.’ diyeceksiniz, diğer taraftan NATO’nun, AB’nin arkasına saklanacaksınız, bir taraftan Peygamberimize hakareti özgürlük sayacaksınız, diğer taraftan da bir gazetecinin masum bir sorusuna dahi tahammül edemeyeceksiniz. Bu, iki yüzlülük, riyakarlıktır. Bunu herkesin görmesi gerekir. Biz Türkiye olarak diyalogdan, barıştan, hakkaniyet, uluslararası ilişkiler çerçevesinde yapılması gereken iş birliği, iyi komşuluk ilişkilerinden yanayız.
Diğer taraftan da hiçbir şekilde hakkımızı, hukukumuzu vermeyeceğimizden herkesin haberi olsun. Biz işimizi yapmaya devam ediyoruz fakat diyalog için de buradayız."
Sözlerinin sonunda şehit ve gazileri minnetle yad eden Akar, "Peygamber ocağı olarak da bilinen ve bu milletin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri, aklın ve bilimin ışığında, Anayasa ve yasalar çerçevesinde, Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda, ‘Ölürsem şehit, kalırsam gazi anlayışı’ içinde her türlü zorluğa göğüs gererek milletinin emrinde, görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın." diye konuştu.