Miraç Kandili

Seyfullah Çelebi

13 Nisan 2018 Cuma gününü Cumartesi’ye bağlayan gece Miraç Kandilidir.
Her yıl yeniden Miraç Kandiline Rabbimizin bizi kavuşturması rahmetinin ve merhametinin bir tecellisidir. Zira nefsi arzularımız ve dünyevi hırslarımıza yenik düşen biz insanlara Rabbimizin bir imkan daha tanıyıp tövbe etme imkanı sunmasıdır. Bizi ayağa kaldırıp, kalbi dirilişimizi gerçekleştirmek için bize bir hatırlatmadır.

Peygamber Efendimizin ( Cenab-ı Allah’ın izni ve keremiyle takdir buyrulan bir zaman diliminde önce Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya ve oradan da zaman ve mekanın sahibi Yüce Mevlanın sonsuz ayet ve kudretini müşahede etmek için semaya yaptığı pek çok ilahi hikmet ve bereketi içinde barındıran manevi bir yolculuktur. Her şeyden önce Miraç, başta Efendimiz aleyhisselat-ü vesselam olmak üzere her bir Müslüman için manevi bir terfi, Yüce Rabbimizle buluşma ve selamlaşma, O’nun katında yücelme ve yükselme ve bu vesile ile yüksek insani sorumluklar üstlenmek demektir.

Miraç, Sevgili Peygamberimizin (sav), amcası Ebû Tâlib’i ve eşi Hz. Hatice validemizi peş peşe kaybetmenin acısını yaşadığı, destek arayışı için gittiği Tâif’ten taşlanarak döndüğü Hüzün Yılı’nda gerçekleşmiştir. Tarihin derinliklerinde yitip gitmeyen bu fevkalâde buluşma, her müminin günde beş defa kıldığı namaz aracılığıyla daima canlı kalmakta, yılda bir defa da bütün müminlerin idrakini yücelere doğru yönlendirmektedir.

Allah(cc), Mirac gecesinde şu üç hediyeyi Ümmet-i Muhammed’e lütfetmiştir:
1- Ümmetinden Allah’a ortak koşmadan ölen kimselerin affedilmesi
2- Beş vakit namaz
3- Bakara suresinin son iki ayeti [1]


Bu üç kutlu hediye aslında “İman, Namaz ve Dua”yı temsil etmektedir. Ve bunların Mirac gecesinde ikram edilmesinin özel bir manası vardır. Bir nevi bu üç hediye olmadan manevi mirac olan ruhun yükselişi ve kemale erişmesi gerçekleşemez ki zaten miracın vermek istediği mesajlardan biri de ruhun yükselişidir.

Bu duygu ve düşüncelerle Miraç kandilini tebrik ediyor, bu kutlu gecede Yüce Rabbimize açılan ellerin ve yakaran dillerin, başta İsrâ ve Miracın cereyan ettiği kutsal topraklar olmak üzere bütün İslâm âleminin birlik, dirlik ve beraberliğine; insanlığın hidayetine; adalet, huzur ve barışın teminine vesile olmasını; başta aziz milletimizin, İslam Ümmetinin ve  tüm insanlığın Peygamber Efendimiz (sav)’in yüce örnekliğinden nasipdar olmasını Cenab-ı Mevlâ’dan niyaz ediyorum.

 

İlk yorum yazan siz olun