Hâdise özetle şöyle cereyan eder: İsra gecesi Hz. Peygamber Hz. Cebrail ile birlikte, semalara, yüce makamlara çıkarıldı ve kendisine mülk ve melekût âlemleri gösterildi. Burada Allah Teâlâ, müslümanlara elli vakit namazı farz kıldı. Dönüşte Hz. Mûsâ, elli vakit namazın ümmetine ağır geleceğini söyleyip Allah’tan onu hafifletmesini istemesini tavsiye etti. Namaz beş vakte indirilinceye kadar Hz. Peygamber (s.a.s.)’in huzur-i ilahiye müracaatı ve Hz. Mûsâ ile diyalogu devam etti (Buhârî, Salât, I; Enbiya, 5; Müslim, İman, 263).
Bu hadise bildiğimiz veya bilmediğimiz birçok hikmetleri içermekle birlikte bu hikmetlerden biri, beş vakit namazın sevabının, “Kim bir iyilik yaparsa, ona bunun on katı ecir vardır” (En’am 6/160) âyet-i kerimesiyle de ifade edildiği üzere 50 vakit sevabına denk olabilmesidir. Müslümanlar olarak bizlere farz kılınan ve her gün kılmakta olduğumuz beş vakit namaz, elli vakit namazın sevabına ulaştıracaktır.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı