Ölenin geride bıraktığı mal ve haklardan, techiz ve tekfin masrafları çıktıktan, borçları ödendikten ve vasiyeti de mal varlığının 1/3’ünü geçmemek kaydıyla yerine getirildikten sonra geriye kalan mal derhal mirasçılarına intikal eder (Nisa 4/11 -12; Buhârî, Vasâyâ 3). Buna göre, mirasın mirasçılar arasında hemen bölüşülmesi veya bölüşünceye kadar gelirlerinin hak sahipleri arasında hisselerine göre taksim edilmesi gerekir. Aksi takdirde diğer hak sahiplerinin haklarına tecavüz edilmiş olur. Çünkü hisse sahiplerinin, mirasın kendi hisselerine düşen kısmında her türlü tasarrufta bulunma ve gelirini alma hakları vardır.
Bir kimse çocuğu kendisine bakmadığı için onu mirastan menedebilir mi?
Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde evladın ana babaya karşı görevleri üzerinde önemle durulur; Allah’a kulluk görevinin hemen ardından ana babaya saygılı olmanın ve iyi davranmanın önemli bir görev olduğuna dikkat çekilir (İsra, 17/23). Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadislerinde büyük günahlardan birinin ana babaya âsi olmak olduğunu ifade etmiştir (Buhârî, Edeb, 6; Müslim, Îman, 143-144).
Bu yüzden anne-babasına karşı yerine getirmesi gereken görevleri yapmayan çocuk Allah’ın emir ve yasaklarını çiğnediğinden dolayı dinen sorumlu olur. Bununla beraber varisin murisini öldürmesi, varisle murisin farklı dinlerden olmaları gibi belli durumlar mirasçılığa engel sebeplerdir (Mevsılî, el-İhtiyâr, V, 86). Bu yüzden anne veya babanın kendisine hizmet etmeyen çocuğunu mirastan mahrum etmesi caiz değildir. Böyle bir tasarruf hukuken de geçerli olmadığından herhangi bir sonuç doğurmaz.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı