Mücbir sebep nedir? Ne demek? | Mücbir sebep anlamı

Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında kapatılan iş yerleri için 'mücbir sebep kararı' verildi, vergiler ertelendi. Bunun üzerine vatandaşlar, Mücbir sebep nedir? Ne demek? | Mücbir sebep anlamı sorularını araştırmaya başladı. İşte detaylar...

Hukuki bir terim olan mücbir sebep, yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadele döneminde sıklıkla karşımıza çıkan kavramlardan bir tanesi haline geldi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun seyahat izni için mücbir sebep koşulu olduğunu söylemesinin ardından, kapalı olan işletmeler için de mücbir sebep kararı verilince internet kullanıcıları arama motorlarında, Mücbir sebep nedir? Ne demek? | Mücbir sebep anlamı sorularının cevabını araştırmaya başladı. İşte detaylar...

MÜCBİR SEBEP NEDİR? NE DEMEK?

Mücbir sebep, hukukta görevin, taahhüdün ve sorumluluğun yerine getirilmesine engel teşkil edebilecek nitelikte bulunan ölüm, iflas, hastalık, tutukluluk ve buna benzer hallerdir.

'Mücbir sebep' hukukta, bir sorumluluğun yerine getirilmesini veya bir hakkın veya hukuksal imkânın veya kanuni bir avantajın kullanılmasını veya talep edilmesini, kısmen veya tamamen, geçici veya daimi surette engelleyen, bu niteliği dolayısıyla sorumluluğu kaldıran veya yerine getirilmesini, süresini ve vadesini geciktiren veya sorumluluğun niteliğini değiştiren, bir hakkın veya hukuksal imkânın veya kanuni bir avantajın kullanılmasına ilişkin sürelerin yeniden tanınmasını, sürelerin uzatılmasını veya eski hale iade edilmesini gerekli ve zorunlu kılan, kişinin önceden beklemediği, öngöremeyeceği ve tahmin edemeyeceği, beklese ve tahmin etse bile, kişilerin alabilecekleri her türlü tedbirlere rağmen meydana gelmesini engelleyemeyeceği, kişilerin tedbir alma ve ihmalde bulunmama yükümlülüklerini aşan nitelikte ve ağırlıkta olan, dıştan (kişinin işletmesi dışından) gelen, olağanüstü, olağan dışı ve mutad ve devamlı olanın dışında gerçekleşen nitelikte bir olay, olgu veya durumdur.

Bu engel, doğal afetler (deprem, sel, seylap, kasırga vb.), sosyal patlamalar (büyük çaplı isyan çıkması, genel grev vb.), hastalıklar, mevzuatla getirilen getirilen yasaklamalar ve engellemeler, ablukalar, ambargolar, kişilerin özel mal varlığına büyük çaplı ve tamamen el koymalar, büyük ekonomik krizler, kazalar, hırsızlıklar, yangınlar gibi sayısız türde ve çok değişik şekillerde ortaya çıkabilmektedir.

MÜCBİR SEBEP ANLAMI 

Mücbir sebep halinde, kişi ile meydana gelen sonuç arasındaki nedensellik bağının kalktığından, oluşan sonuca mücbir sebep oluşturan olayın yol açtığından ve iradesi dışında meydana gelen sonuç sebebiyle kişiye yüklenebilecek hiçbir kusurun bulunmadığından söz edilir. Yani, nedensellik bağının varlığı (causality) veya ilgili kişinin mücbir sebep teşkil eden olay, durum veya olguya kendi kusurlu, kasıtlı veya ihmali bir hareketi ile yol açmış olması halinde, ilgili kişi, mücbir sebeplerin kendi lehlerine olabilecek etkilerinden ve sonuçlarından yararlanamazlar.

Türkçede mücbir sebep deyimi, Fransızca'daki "force majeure" deyiminin karşılığıdır. İngilizce'deki ve Common Law ülkelerinde yoğunlukla kullanılan "act of God" deyiminin karşılığı olarak da kullanılır ve bu kullanım Türkçede daha çok mücbir sebep olarak ortaya çıkan büyük doğal afetleri ve olayları ifade eder.

Mücbir sebep aynı zamanda bir hakkın kullanılmasına da engel teşkil edebilir veya hukuktaki sürelerin kaçırılmasına da neden olabilir. İster hukuki sorumluluk, isterse hakkın kullanılması bakımından olsun, bütün bu hallerde, mücbir sebep, sorumluluğu kaldırıcı, sorumluluğu ileri bir tarihe atıcı sonuçlar doğuracağı gibi, çeşitli hallerde sürelerin durmasının kabulü, yeni ek süreler tanınması veya başlangıçtaki sürenin hiç işlemediğinin kabulü, eski hale iade gibi hukuki çözümler de üretilmiştir.

Mücbir sebebin, hukuk dallarının ve sorumluluklar ile hakların özelliğine, hukuk kişilerinin standartlarına, değişen ve gelişen şartlara göre farklı değerlendirmelere tabi tutulduğu bir vakıadır. Bu durum esas olarak mücbir sebep kavramının nispilik özelliğinin bir sonucudur. İmkanları düşünüldüğünde bir gerçek kişi için mücbir sebep teşkil eden bir olayın, yüksek olanaklarına göre bir Devlet tüzel kişiliğinin sorumlulukları bakımından mücbir sebep olarak değerlendirilmemesi son derece normaldir.

Esas itibarıyla, mücbir sebeplerin çeşitlerini sınırlayabilmek mümkün değildir ve devamlı değişme ve gelişme halindedir. Kavramın içeriğinin ve kapsamının değiştiğinden söz edildiği de olmuştur. Ancak en eski hukuk metinlerinden bu tarafa tarihin her çağında kavrama yer verilmiştir. Kanunlarda, ilgili mevzuatta ve sözleşmelerde ve bazı uluslararası hukuki metinlerde mücbir sebepleri tanımlamaya, belirlemeye ve sınırlamaya yönelik hükümler konulduğu da olmuştur.

Mücbir sebeplerle, umulmayan haller, beklenmeyen durumlar, kaza, tesadüf, kaçınılmazlık gibi hallerle farklılıkları ve bu kavramlara bağlanan sonuçlar çeşitli hukuk dallarında ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Mücbir sebeplerin meydana gelmesinde sorumlu durumdaki kişilerin, mevcut bilgi ve imkânlara göre gereken tedbirleri alıp almadıkları hususu, olayın mücbir sebep sayılıp sayılmaması ve kişileri sorumlu tutmak bakımından özellikle araştırılması gereken bir yöndür.

MÜCBİR SEBEP HALİ NEDİR?

Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre mücbir sebep, herhangi bir kimse tarafından alınacak önlemlere karşı, önüne geçilmesi olanaksız, borcun yerine getirilmesine engel, borçlunun iradesi dışında beklenmedik olaydır. Kişilerin tedbir alma yükümlülüklerini aşan nitelikte ve ağırlıkta olan, dıştan gelen, olağanüstü ve olağan dışı niteliktedir. Önceden öngörülemeyen ve öngörülse dahi alınabilecek her türlü tedbire rağmen meydana gelmesi engellenemeyen bir durumdur.

Hukukun temel kavramlarından biri olarak ise mücbir sebep,  hukuki bir sorumluluğun yerine getirilmesini, bir hakkın kullanılmasını veya talep edilmesini engelleyen, bu nedenle mevcut sorumluluğu değiştiren, geciktiren veya ortadan kaldıran bir olay, olgu veya durumdur.

Doğal afetler, salgın hastalıklar, büyük ekonomik krizler, yangınlar gibi sayısız türde ve çok değişik şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Esas itibarıyla, mücbir sebeplerin çeşitlerini sınırlayabilmek mümkün değildir ve devamlı değişme ve gelişme halindedir. Mücbir sebebin tanımına ve esaslarına Türk kanunlarında yer verilmediği için, uygulama alanının çerçevesini doktrin ve Yargıtay içtihatları çizmektedir.

Mücbir sebep aynı zamanda bir hakkın kullanılmasına da engel teşkil edebilir veya hukuktaki sürelerin kaçırılmasına da neden olabilir. İster hukuki sorumluluk, isterse hakkın kullanılması bakımından olsun, bütün bu hallerde, mücbir sebep, sorumluluğu kaldırıcı, sorumluluğu ileri bir tarihe atıcı sonuçlar doğuracağı gibi, çeşitli hallerde sürelerin durmasının kabulü, yeni ek süreler tanınması veya başlangıçtaki sürenin hiç işlemediğinin kabulü, eski hale iade gibi hukuki çözümler de üretilmiştir.

HANGİ HALLERDE MÜCBİR SEBEP İLAN EDİLİR?

Türk Hukukunda mevzuatta mücbir sebeplere ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Örneğin;

Vergi Usul Kanunu 15.maddeye göre; “13 üncü maddede yazılı mücbir sebeplerden her hangi birinin bulunması halinde bu sebep ortadan kalkıncaya kadar süreler işlemez. Bu takdirde tarh zamanaşımı işlemiyen süreler kadar uzar. Bu hükmün uygulanması için mücbir sebebin malüm olması veya ilgililer tarafından ispat veya tevsik edilmesi lazımdır. (Ek fıkra: 28/12/2001-4731/4 md.; Değişik üçüncü fıkra: 16/7/2004-5228/1 md.) Maliye Bakanlığı, mücbir sebep sayılan haller nedeniyle; bölge, il, ilçe, mahal veya afete maruz kalanlar itibarıyla mücbir sebep hali ilân etmeye ve bu sürede vergi ödevlerinden yerine getirilemeyecek olanları tespit etmeye yetkilidir. Bu yetki vergi türleri ve işyerleri itibarıyla; beyannamelerin toplulaştırılması, yeni beyanname verme süreleri belirlenmesi ve beyanname verme zorunluluğunun kaldırılması şeklinde de kullanılabilir.”

Nitekim günümüzde Dünya Sağlık Örgütünce pandemi olarak ilan edilen COVID-19 salgını nedeniyle bu madde kapsamında Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’nca yayınlanan tebliğ ile vergi mükellefiyetine ilişkin bir takım ertelemeler yapılmıştır.

Bir başka örnek olarak Resmi Gazetede yayınlanan 25/03/2020 tarihli Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Geçiçi 1. Maddesi ile Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla yargıya ilişkin birçok işleme dair sürelerin belli şartlarla durmasına ve salgının devam etmesi halinde durma süresinin altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatılabileceğine dair düzenlemeler getirilmiştir.

Görüldüğü üzere mücbir sebep nedeniyle hukukta bir takım düzenlemeler ile çözümler getirilmeye çalışılmaktadır.

Sonuç olarak mücbir sebep halinde, kişi ile meydana gelen sonuç arasındaki nedensellik bağının kalktığı kabul edilir.  Bu nedenle de iradesi dışında meydana gelen sonuç sebebiyle kişiye yüklenebilecek hiçbir kusurun bulunmadığından söz edilir.

  

İç Haberler Haberleri