Bu niteleme Muharrem ayının faziletine, ilahî feyz ve bereketinin bolluğuna işarettir.
Kamerî aylardan Muharremin onuncu günü Âşûre günüdür. Bu gün oruç tutmak sünnettir (Serahsî, el-Mebsût, III, 92). Rasûlüllah (s.a.s.) aşûre gününde oruç tutmuş ve oruç tutmayı tavsiye etmiştir (, Buhârî, Savm, 69). Rasûlüllah (s.a.s.) başka bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Ramazandan sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan muharremde tutulan oruçtur. Farz namazlardan sonra en faziletli namaz da gece namazıdır. ” (Müslim, Sıyâm 202-203; Ebû Dâvûd, Savm 55; Tirmizî, Savm, 40).
Hz. Peygamber (s.a.s.) Medine’ye gelince, Yahûdilerin aşûre gününde oruç tuttuklarını görmüş ve “Bu gün niçin oruç tutuyorsunuz? “ diye sormuştu. “Bu, hayırlı bir gündür. Allah, o günde Benî İsrâil’i düşmanlarından kurtardı. (Şükür olarak) Hz. Mûsâ o gün oruç tuttu.” dediler. Rasûlüllah da (s.a.s.) “Ben Mûsâ’ya sizden daha layığım (yakınım).” buyurup o gün oruç tuttu ve Müslümanlara da tutmalarını emretti (Buhârî, Savm 69; Müslim, Sıyâm, 127).
Ancak, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in Yahudilere muhalefet için ertesi sene Aşûre orucunu Muharremin dokuzuncu günü de tutacağını söylemesi (Ebû Dâvûd, Savm, 66); bu orucun Muharrem ayının dokuzuncu ve onuncu veya onuncu ve on birinci günlerinde tutulmasının daha doğru olacağına işaret etmektedir.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı